Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Geri dönüşüm işçileri: Asıl zorluk insanların bakışları


ANKARA – Ankara’da, kağıt, plastik ve karton toplayarak geçimini sağlayan işçiler, günde 17-18 saat çalıştıklarını belirterek, “Bu işte bizi en çok zorlayan zabıtalar ve insanların bakışlarıdır” dedi. 

 

Ankara’da kağıt, plastik ve karton toplayarak geçimini sağlayan geri dönüşüm işçileri, günde 17-18 saat çalışıyor. İşçiler, sokaklarda toplayıp ayrıştırdıkları atıkları geri dönüşüme kazandırarak hem ailelerinin geçimini sağlıyor hem de çevreye katkıda bulunuyor. Ancak, karşılaştıkları engeller, özellikle zabıta ve polis müdahaleleri, işlerini daha da zorlaştırıyor. 

 

Geri dönüşüm işçileri Selçuk Yasav ve Celal Kaz, yaşadıkları geçim sıkıntısını ve karşılaştıkları zorlukları anlattı. 

 

POLİS VE ZABITA BASKISI

 

Celal Kaz, 15 yıldır geri dönüşüm işinde çalıştığını belirterek, en büyük sorunlarının zabıta ve polisler olduğunu söyledi. Kaz, bazen sabah saatlerinde işe gitmelerine rapmen polis ve zabıtanın kendilerini engelleyip kovalamasından kaynaklı iş yapamadan döndüklerini dile getirerek, bazen elllerindeki geri dönüşüm atıklarına el konulduğunu ifade etti. Kaz yaşadığı diğer zorlukları da şöyle sıraladı: “Sabah ve akşamın belli değil. Topla, ayrıştır, getir, geri götür ve satışa çıkart. Bu şekilde kısır bir döngünün içindeyiz. Evlerimizden uzağız. Yeri geliyor 1 yıl boyunca çocuklarımı göremiyorum. Bizler de kışın evimizde oturmayı ve rahat geçinmeyi istiyoruz. Soğukta sabah kalkıp, 2 bardak çay ve yarım ekmekle işe çıkıyoruz. Burada gününü kurtarmazsan ertesi gün aç kalıyorsun.”  “Neden daha temiz iş yapmıyorsunuz” sorusuna sık sık maruz kaldığını belirten Kaz, “12 bin lira kira ödüyorum, 22 bin lira asgari ücretle çalışırsam bu beni geçindirmez. Elektrik, su ve doğalgaz faturaları da var. Asgari ücretle çalışan birisinin bu şekilde geçinmesi mümkün değildir.”

 

EPİLEPSİ HASTASI

 

Epilepsi hastası olan Selçuk Yasav, 27 yıldır geri dönüşüm işinde çalıştığını kaydederek, “Normalde belgem var; su ve elektrik işlerinden anlıyorum. Ancak bu rahatsızlığımdan dolayı işten çıkarıldım. Hasta olduğum için bu işi yapmak zorundayım. Çünkü bu işte sorumluluk tamamen bana ait. Çalışma saatlerimiz belli değil. Ayaklarımız dur diyene kadar çalışıyoruz. Yaklaşık 16-17 saat çalışıyoruz. Gelirimiz bize bağlı, ne kadar çok çalışırsak, o kadar çok kazanç elde ederiz” diye konuştu. 

 

EN BÜYÜK ZORLUK İNSANLARIN BAKIŞ AÇISI’

 

Karşılaştıkları en büyük zorluklardan birisinin insanların bakış açısı olduğunu ifade eden Yasav, “Üstümüzden, başımızdan dolayı insan yerine koymuyorlar. Yine topladığımız eşyaları biriktirdiğimiz alanlar oluyor. O da boş arsalara denk geliyor. Yani kimsenin rahatsız olacağı alanlar değil. Zabıta geliyor; ‘burada duramazsın, şikayet var’ diyor. Zabıtalardan yana böyle bir sıkıntımız var. İnsanlardan yana sıkıntılarımız biri de artık herkes kağıt biriktiriyor ve topluyor. Bu işin çok parası var diye zannediyorlar. Ama öyle bir şey yok. Büyük paraları büyük şirketleri olanlar topluyor. Biz toplayıcılarda para yok. Çok para olsaydı günde 60 km yol gitmezdik. Her şeye rağmen geçimimi sağlamak zorundayım. 5 çocuğum var, 5’i de okuyor. Ailemin geçimini sağlaman için gün boyu çalışmam gerekiyor” ifadelerini kullandı.  

 

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version