Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Gergerlioğlu, Cezaevleri Genel Müdürü’nün yüzüne haykırdı: Vebal altındasınız

Gergerlioğlu, Cezaevleri Genel Müdürü’nün yüzüne haykırdı: Vebal altındasınız


TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nda bu sabah konuşan DEM Parti Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Yavuz Enis Yıldırım’ın yüzüne “Enis bey cezaevleri müdürüsünüz, binlerce mahpusun sağlık hakkı engelleniyor. Vebal altındasınız.” diye haykırdı.

Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevindeki 12 kişilik kadın koğuşlarında 50 kişinin kaldığına dikkat çekerek konuşmasına başlayan Gergerlioğlu, özellikle hapisteki kanser hastalarının durumunun aciliyetini vurguladı.

Gergerlioğlu şunları anlattı: “Ben hekimim Enis bey, isyan ettim. El insaf diyorum. Tarsus Kadın Cezaevinde kalan Gülten Nene’nin meme kanseri olduğu bir yıl önce apaçık ortaya çıkmış, bir yıldır sevkler gecikiyor, hastaneye gidemiyor gelemiyor. Bir yılın sonunda daha tedavisine başlanamamış durumda. Kanseri 1. evrede yakalarsanız o insanın yaşam süresi 10-15 yıl uzar. 10 ay gecikirse yaşam süresi kısalır. Burada resmen çok büyük bir vebal var. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürüsünüz çok büyük bir vebal. Bunun gibi binlerce mahpusun sağlık hakkı engellendiği için kısalan yaşam süreleri var. Sayın Başkan bizim sesimizi kısamaya çalışıyor ama ben insanların yaşam hakkından bahsediyorum. Sayın başkan bir yıldır insanlar tedaviye gidememiş. Olacak şeyler değil. Müdür beye soruyorum, jandarma diyor, jandarmaya soruyorum, idare diyor. Allah aşkına bu sorun kimden kaynaklanıyor. 12-13 aydır muayeneye gidemeyen mahpuslar var. Hasta haliyle bekliyor çünkü ağız içi arama yapılıyor. Çift kelepçe uygulaması yapılıyor. İnsanlar bu gayri insani muameleden dolayı hastaneye gidemiyor. Şimdi bunu söylemeyecek miyiz? Bunları söylememiz gerekiyor.”

“BIRAKIN ANLATALIM, CEZAEVLERİ TAM BİR FELAKET”

Gergerlioğlu, oturumu yöneten Hükümlü ve Tutuklu Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı İbrahim Yurdunuseven’in kendisine beş dakika konuşma süresi vermesine itiraz etti:

“Sayın başkanım Ceza Tevkifevleri Genel Müdürü’nden defalarca randevu talep ediyoruz vermiyor. Telefonlarımıza çıkmıyor. Bırakın da şurada derdimizi anlatalım. 5 dakikayla beni kısıtlamayın. Burada milletvekilinin sesini kısmayın. Milletin sesini kısmayın lütfen. Benim cezaevlerini ne kadar yakından takip ettiğimi lütfen sesimi kesmeyin sayın başkan. Sesimizi kesmeyin lütfen. Bakın cezaevi yetkilileri telefonlarımıza çıkmıyor. Biz onları bulmuşuz. Bir şeyler söyleyeceğiz. Siz sesimizi kesmeye çalışıyorsunuz.

Bakın şu anda Bakırköy Cezaevi’nde kadın koğuşları kaç kişi biliyor musunuz? 50 kişi. 12 kişilik koğuşlarda 50 kişi. Az evvel Müdüre Hanım ile de konuştum. Mahpus yakınlarıyla da görüştüm. Cezaevlerinin hali bir felaket. Yerlerde yatıyor mahpuslar. En az 200 kişi yerde yatıyor Bakırköy Kadın Cezaevi’nde yerlerde fareler, böcekler dolaşıyor. Bir kadın mahpusun saçlarının arasından böcek çıkarılmış geçtiğimiz günlerde. Bırakın da bir anlatalım ya. Cezaevlerinin hali bir felaket.”

ÇOLUK ÇOCUK PERİŞAN

Gergerlioğlu konuşmasında mahpusların denetimli serbestlik haklarının verilmemesine de vurgu yaptı. Özellikle Sincan Cezaevinde bu sorunun ciddi boyutlara ulaştığını belirten Kocaeli Milletvekili, sözlerini şöyle sürdürdü:

“301 bin kapasiteli cezaevlerinde şu an 392 bin mahpus kalıyor. Her ay 8-10 bin artış var. Hapishanelerde 100 bine yakın fazlalık varken denetimli serbestlik ve koşullu tahliyeleri niye bu kadar yokuşa sürüyorsunuz Sayın Genel Müdürüm? O kadar abartılı hadiseler var ki. Aile dramı yaşanıyor. Çoluk çocuk perişan, maddi manevi, mahpus, kanser ve siz şartlı tahliyesi gelmiş vermiyorsunuz. Gerçekten insani değil. Sincan Cezaevi’ne gidiyorum. Bütün mahpuslar Sincan’dan kaçmaya çalışıyor çünkü burada denetimli serbestlik, koşullu tahliye verilmiyor. Abuk sabuk gerekçeler ileri sürülüyor. ‘Bizi sevk edin başka bir cezaevine gidelim.’ diyorlar sevk de edilmiyor. Burada ayrı bir olay var açıkçası. Yine bakın, Sincan T Cezaevi’nden bir örnek vereyim. Adamın iyi hal puanı 62,75. Müthiş bir puan. Kurula giriyor. “Efendim pişman mısın? Toplumla uyuşacağına kanaat getirmedik.” bu nasıl soyut bir şey? Şimdi yüzüne bakıyorsun mesela. Enis Bey toplumla uyuşmayacağına kanaat getirdim. Sen kalacaksın. Nasıl bir kanaat? Nasıl bir soyutluk? Somut bir şey yok ortada. Tamamen oradaki idarenin insafına bırakılmış.

MAHPUS YAKINLARINA DA ÇIPLAK ARAMA

Gergerlioğlu’nun gündeme getirdiği diğer hak ihlalleri şöyle:

Tarsus cezaevinden vahim bir vaka Gülten Nene, ben hekimim, isyan ettim @YavuzEnis Bey, el insaf diyorum. Meme kanserli bir kadın, Gülten Nene. Bir yıl önce kanser olduğu apaçık ortaya çıkmış. Bir yıldır sevkler gecikiyor, hastaneye gidemiyor, gelemiyor! https://t.co/USZLxZI7hG

— Ömer Faruk Gergerlioğlu (@gergerliogluof) February 12, 2025

“Menemen R Tipi Cezaevi’nde Alzheimer hastası bir mahpusun kızı babasını ziyarete gidiyor. Baba perişan durumda, kızını bile tanıyamıyor. Kızına ne yapılıyor biliyor musunuz? Çıplak arama. Çıplak arama da açık söyleyeyim, kusura bakmayın. Memuru hanım, hanımefendinin sütyeninin arasına elini sokup, içeride elini dolaştırıp bir şeyler arıyor. Size yapılsa memnun kalır mısınız? Ben herkese soruyorum. Bu nasıl bir muameledir ya? Çorlu Cezaevi’nde Sayın Genel Müdür de iyi bilir geçtiğimiz aylarda gündem ettik. Çorlu Cezaevi’nde bırakın mahpusu, mahpus yatanlarına kaç defa çıplak arama yapıldı.”

“S VE Y TİPİ CEZAEVLERİ KAPATILMALIDIR”

“S ve Y tipleri cezaevlerinden Erzurum Dumlu Cezaevi’nden çok başvuru alıyorum. Erzurum Dumlu’daki hücreler gayri insani. S ve Y tipleri gayriinsanidir. İnsana uygun değildir ve kapatılmalıdır kuyu tipidir çünkü. O kuyuların dibinden insanlar seslerini duyurmaya çalışıyor Sayın Başkan. O kadar ağır şartlar var ki o hücrelerin içini de biliyoruz. 8 metrekarelik hücreler… Battaniyenizi yıkıyorsunuz, dışarı bile asamıyorsunuz, odanın içine asmak zorundasınız. Odanızın içine asınca battaniye günlerce kurumuyor. Böylece içeriye güneş de girmiyor. Bunlar insani değil. Hiçbir şekilde. Bir saat havalandırma veriliyor insanlara ve bu bakın bir sürü mahpus şu anda açlık grevlerinde. Neden? Ya adam tutuklu, daha hüküm bile yememiş. Adamı böyle bir kuyu gibi hapishaneye koymuşsunuz, S. V. Y. tipi ağırlaştırılmış, müebbet mahpusun kalması lazım. Sen tutukluyu koymuşsun. 80 yaşında tutukluyu ziyaret ettim. Sincan 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde halleri bu. Olacak işler değil.

MAHPUSLAR NEDEN AÇLIK GREVİNDE?

Bir sürü mahpus şu anda açlık grevinde. Neden? Ağırlaştırılmış, müebbet mahkumun konulacağı hücreye hükmü kesinleşmemiş tutukluluğu koymuş. Sincan 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde Şerif Mesutoğlu 140. günlerde açlık grevinde ve adama arkadaşlarıyla sohbet hakkı bile verilmiyor. Adam 140 gündür bir şey yemiyor. Adamı cezalandırıyorlar. Neden? “Efendim işte açlık grevi yapıyor.” Bir nedenden açlık grevi yapıyor. Bırak arkadaşıyla sohbet etsin ya. Adam tek başına açlık grevi yapıyor kafayı yer. Fiziksel ölümden önce psikolojik ölüm yaşar. Bakıyorsunuz “Yok arkadaşıyla da görüştürmeyeceğim.” olacak iş değil. 

“CEZAEVLERİMİZ DÜNYA BİRİNCİSİ, AMA…”

“Yine bakın sağlık hakkı ihlal edildiği için şu anda Türkiye cezaevleri dünya birincisi nüfusa oranla kalabalıkta dünya birincisi. İkinci bir birinciliği var cezaevlerinde ölüm oranında dünya birincisi. Üçüncü bir birinciliği var intiharlarda da dünya birincisi.”

“KADININ BEYÜN TÜMÖRÜ VAR, KOMALIK OLUNCA MI ÇIKARACAKSINIZ?”

“Özge Özbek, Sincan Kadın Cezaevi’nde kalıyor. Sayın Enis Bey lütfen not alın. Geçen gün ziyaret ettim. Bakın ben bir hekimim. Lütfen beni dinleyin. Kadının beyin tümörü var. Kocaman bir beyin tümörü var. Beyin sapına dayanmış ve şu anda halen infaz erteleme verilmiyor. İbrahim Bey, bakın dayanmış. Kortizon ve radyoterapi ile onu baskılıyorlar. Normalde beyin sapına girdiği anda komalık olur. Şimdi hala tutuyorlar içeride. Elleri titriyordu Özge Hanım’ın. Bu şekilde içeride ve tümör beyin sapına dayanmış. İlla komalık olsun öyle mi çıkarılsın bu insan? Ya Allah aşkına defalarca söyledik bunu bakın. 

“GÖRÜNTÜLÜ GÖRÜŞ HAKKI SİYASİ MAHPUSLARA DA VERİLMELİ”

Açık görüş, kapalı görüşlerde 1.5 saat olması gerekiyor fakat gidiyorum cezaevlerine, 40 dakika açık görüş, kapalı görüş. Veyahut da cezaevinin inisiyatifine bağlı olarak siyasi mahpuslara eğer yakınları ziyaret etmezse görüntülü görüşme hakkı verilsin deniyor yönetmelikte. Cezaevinin inisiyatifine bırakılmış. O da verilmiyor. Siyasi mahpus olunca acayip bir ayrımcılık. Diyarbakır’dan İzmir’e 90 yaşındaki anne baba gelemiyor. Ya bırak görüntülü görüşsün yarım saat. “Yok efendim işte suç grubuna göre sana böyle yapıyorum.” bu olmaz. Burada bakın insan ayrımcılığı var. 

“EN ÇOK ADALET BAKANLIĞI ŞİKAYET EDİLİYOR”

Kamu Denetçiliği Kurumu Başkanı Mehmet Akarca dün açıkladı. Ya bize en çok başvuru nereden geliyor? Tüm bakanlıkları geçen bir bakanlık var. Devlet kurumlarına bile en çok şikayet başvurusu Adalet Bakanlığı için giriyor. Bu haller iyi değil durumun düzelmesi lazım.”

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇


Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version