Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

İHD’li Güldane Kılıç: Tecrit kalkmalı, müzakere yolu açılmalı


QERS – İHD Qers Şube Başkanı Güldane Kılıç, Kürt sorununun çözümü için ilk olarak tecridin tamamen kaldırılması ve müzakere yollarının açılması gerektiğini vurguladı.  

 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder, PKK Lideri Abdullah Öcalan ile ikinci kez görüşmek için dün İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’ne gitti. 28 Aralık’ta yapılan ilk görüşme sonrası Abdullah Öcalan’ın 7 maddelik mesajı komuoyuna yansırken, dün yapılan görüşmenin içeriğine dair henüz bir açıklama yapılmadı. İnsan Hakları Derneği (İHD) Qers Şube Başkan Güldane Kılıç, Kürt sorununun çözümüne dair tartışmaları ve Abdullah Öcalan’dan gelen mesajları değerlendirdi. 

 

ABDULLAH ÖCALAN’IN ‘UMUT HAKKI’

 

Görüşmeler sırasında herhangi bir doğal hakkın pazarlık konusu yapılmaması gerektiğini vurgulayan Güldane Kılıç, bu hakların başında “umut hakkı” geldiğine işaret etti. Güldane Kılıç, söz konusu hakkın uluslararası sözleşmelerde kabul edilen bir hak olduğuna vurgu yaparak, Türkiye’nin bu hakkı uygulamamasını eleştirdi. Güldane Kılıç, “Bu hak gündeme gelirken kişinin hangi suçtan dolayı cezaevinde olduğuna bakılmaması ve biran önce uygulanması gerekir. İktidar, siyasi tutsakların bu haktan yararlanabileceği düşüncesiyle Türkiye’ye uygun olmadığı düşüncesiyle şerh koyuyor ve uygulamıyor. Şerh koyma gerekçesinin arka planına bakıldığında, Kürt sorununun güvenlikçi politikalar ve baskı yöntemleriyle çözülmesi olduğunu görüyoruz. AHİM, Türkiye’nin uygulamadığı kararlar nedeniyle defalarca tazminatlara mahkum etmiştir. Türkiye ise tazminatı ödeyip, hukuksuzluğunu sürdürme yolunu seçmiştir” dedi. 

 

‘MÜZAKERE YOLU AÇILMALI’ 

 

İmralı’da tecridin halen devam ettiğine dikkati çeken Güldane Kılıç, Abdullah Öcalan’ın halen avukat ve ailesiyle görüştürülmediğini hatırlattı. Güldane Kılıç, “Yıllardır sürdürülen bir tecrit var. Önce bu tecridin kaldırılması, sonraki süreçte de müzakere yollarının açılması gerekir. ‘Umut hakkı’ kapsamının yasal çerçevesiyle birlikte tartışılıyor olabilmesi gerekir” dedi. 

 

Güldane Kılıç, 2013-2015 sürecinde ülkenin refaha kavuştuğu ancak sürecin sonlanmasıyla birlikte baskı, yıkım, ölüm ve tutuklamaların devreye girdiğini söyledi. Güldane Kılıç, “Trajik bir süreç yaşandı, yaşanmaya da devam ediyor. Bunca yaşanana rağmen İmralı’dan gelen barış çağrısını çok anlamlı buluyorum. Ama ne yazık ki toplum geçmişteki barış süreçlerinde yaşanan olumsuzluklardan ve sonuç alınmamasından kaynaklı tedirginlik yaşıyor. Güvensizliğe ve tedirginliklere rağmen gelen barış mesajı karşısında, halkların bu barış mesajına sahip çıkılması ve toplumsallaştırması önemlidir. Toplumsal barışı yaymadığımız, süreci şeffaf yürütmediğimiz, bu sürece gözlemci olarak, tarafsız kişilerin ya da kurumların katılımı sağlanmadığı müddetçe barışın sağlanma ihtimali çok düşük. Özellikle hükümet tarafının bunu bir pazarlıkmış gibi sunmaları devam ettiği sürece asla sağlanmaz” şeklinde konuştu. 

 

‘TÜM HALKLAR ÇÖZÜME SAHİP ÇIKMALI’ 

 

Kalıcı bir barış için İmralı tecridinin sonlandırılması ve çözüm için istikrarlı bir ortamın sağlanması gerektiğini vurgulayan Güldane Kılıç, şöyle devam etti: “Demokratik bir ortamda insanlar kendi fikirlerini rahat ve özgürce ifade edebilecekleri için çatışma ortamları ortadan kalkacaktır. Baskı olmayan yerde çatışma da meydana gelmeyecektir. Bu anlamda bu barış talebini sadece Kürtler ve Kürt sorununa ilişkin olarak okumanın da yanlış olacağını düşünüyorum. Öncelikle Türkiye’de bulunan bütün halkların buna sahip çıkması gerekiyor. Türkiye’de yeşeren bu barış filizinin, Ortadoğu halklarını da bir kelebek etkisiyle değiştirip dönüştüreceğini düşünüyorum.”

 

MA / Mehmet Güleş 

 

 

 

 

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version