Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Diyanet’in haksızlık yapmaya doyamadığı bir imamın trajikomik hikâyesi…

Diyanet’in haksızlık yapmaya doyamadığı bir imamın trajikomik hikâyesi…


SEVİNÇ ÖZARSLAN | HABER-İZLENİM

Dün film gibi, akıl almaz bir hikâye dinledim. Türkiye’nin göbeğinde yaşanan, hem trajik hem komik, absürt bir olay.

Olay bir cami imamının başından geçiyor. İmam bey, hala görevde olduğu için adını ve yaşadığı şehri açıklayamıyorum. Emin olun, anlatacaklarım, noktasına virgülüne kadar doğru.

25 yıldır Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı olarak bir camide görev yapan imam efendi, her yıl bulunduğu şehrin en iyi hocası seçiliyor. Sevilen sayılan biri. İlçeye vali, kaymakam kim gelse onun camiine götürüyorlar. Çünkü her yer pirüpak. Halılar bembeyaz, çorap kokusu bile yok. Bütün gün o camide, tuvaletini, abdesthanesini yıkıyor. İşini öyle titizlikle yapan imam sayısı ülkede azdır.

Özellikle bu çorap kokusu yabancı medyalarda dile getiriliyor. Birkaç sene önce Almanya’nın önemli gazetelerinden biri olan Frankfurt Allgemein gazetesinde Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesiyle ilgili bir yazı yayınlanmıştı. Orada bile camilerdeki halılara sinen çorap kokusundan bahsediyorlardı. Gerçekten çok üzülmüş ve utanmıştım.

Konuya dönersek… Dediğim gibi imam bey, her yıl  Diyanet işleri Başkanlığı tarafından o şehrin en başarılı imamı seçiliyor, başarısını da bir takdirnameyle taçlandırıyorlar. Ama vermeleri gereken bir ödül daha var: İkramiye. Fakat vermiyorlar. Neden? Çünkü imamın ailesinden birçok kişi KHK ile ihraç edilmiş, soruşturma geçirmiş ya da hapis yatmış. Abi, kardeş, kızkardeş, enişte, abinin eşi… İmam beye de sırf bu akrabalık bağları nedeniyle beş soruşturma açılmış. Suçlama: Kardeşine, eniştene, niye para gönderdin? Niye onlara yardım ettin? Dikkat ederseniz suçlamaların hiçbiri imamın şahsıyla ilgili değil, hep akrabalarıyla ilgili.

Normal bir insan farklı nasıl davranabilir ki! Kardeşi işsiz kalmış, çoluk çocuğu var, yardım etmesin mi? Kendilerini bu ülkenin tek sahibi zannedenler çoluk çocuğa kadar yaptıkları insanlık suçlarının ‘farkında değiller.’

İmam beye en son açtıkları soruşturmanın nedeni ise akıl alır gibi değil. Filmi çekilse yapılan haksızlığa herkes istisnasız ah vah eder. İmam bey, kardeşlerinden biri hapiste olduğu için her ay açık görüşe gidiyor. Gelin görün ki açık görüş, cuma günü. Devlet o hapishanenin açık görüşünü cuma günü yapılmasına karar vermiş. İmamın başka gün gitmesi mümkün değil. Mecburen ayda bir kere cuma namazını onun yerine müezzin kıldırıyor.

Fakat müezzin ne yapsa beğenirsiniz. Gidip imamı ‘Bu da terörist’ diye şikayet ediyor. “Cuma hutbelerini okumamak için bilerek cuma günü gidiyor. Hutbelerin içeriğini beğenmiyor” diyor. Hala öyle mi bilmiyorum; bir ara cuma hutbelerinin içeriğinde Gülen cemaatine sürekli hakaret ediliyordu. Tabi ki imamın gitme gerekçesi başka. Şikayet üzerine imamı açığa alıyorlar. Yerine müezzini atıyorlar. İki yıl boyunca soruşturma devam ediyor.

Bu arada şehir sakinleri imama yapılan bu haksızlığa karşı çıkıyor. Çünkü imamlarına kefiller, onu seviyorlar, çok memnunlar. Çocuklarına Kur’an’ı sevdirmiş, yazın açtığı Kur’an kursu tamamen doluyor. Anne babalar da çocuklar da kursa koşarak geliyor. Ramazan’da herkes teravih kılmaya onun camiine gidiyor. Çok esprili, candan öyle sevilen biri. Çok şükür ki, halkın itirazı kabul ediliyor ve imam tekrar görevine başlıyor ama ikramiyelerini hala vermiyorlar.

Adama yapılan haksızlığı görüyor musunuz? Seninle hem gurur duyarlar hem de yüzüne baka baka hakkını yerler.

Sosyal medya hesabından hacı adayları için yaptığı umre anlaşmalarından, Erzurum’da açtıkları Kur’an kurslarından övünerek bahseden Diyanet İşleri Balkanı Ali Erbaş‘ın bu haksızlıklardan haberi var mı bilmiyorum ama Diyanet’in en başındaki kişi olarak bundan herkesten önce o sorumlu.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version