TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanı Ömer Aras, doğrudan sermaye yatırımı girişlerinin çor sınırlı olduğunu belirterek, “Yabancı sermaye girişi için güçlü hukuk devleti gerekiyor” dedi. Aras, asgari ücrete ilişkin olarak da “Ne enflasyonla mücadeleden vaz geçmek mümkün ne de enflasyonla mücadelenin yükünün vatandaşa yıkılmasına razı gelmek” ifadelerini kullandı.
TÜSİAD’ın Yüksek İstişare Konseyi toplantısı Ankara’da bir otelde yapıldı. Toplantının açılış konuşmaları TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan tarafından gerçekleştirildi.
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Ömer Aras, Ankara’daki toplantıda, orta gelir tuzağından çıkışı temel alan konuşmasında, güncel siyasi ve sosyal gelişmelerin tamamına yönelik vurgu yaptı. TÜSİAD’ın ekonomi yanında sosyal ve siyasal konulardaki vurguların genişlediği ve güncel sorunların da dile getirildiği konuşmasında Aras, temmuz ayından itibaren yaşanan tartışmaları eleştiren Aras, “Bu sorunları çözmeye mevcut anayasayı, Anayasa Mahkemesi karalarını ve yasaları tam olarak uygulayarak başlamak gerekiyor. Bu sorunları çözmek toplumda mevcut kutuplaşmaları azaltacak, güven duygusunu tesis edecek, toplumsal uyum ve uzlaşı zemini hazırlayacaktır” dedi.
Orta gelir tuzağı ve Türkiye: AB ile çıkarların örtüştüğü bir dönem
TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras, Türkiye’nin orta gelir tuzağında bulunduğunu vurgularken, Avrupa Birliğinin de orta teknoloji tuzağında olduğunu vurguladı. Jeopolitik gelişmelerin, Trump iktidarında artmasını beklediği ticaret savaşının ve AB ile Türkiye’nin yaşadığı ekonomik sorunların çıkarların birleştirilmesine imkân sağlayacağını kaydeden Aras bunu bir fırsat olarak niteledi.
Türkiye’nin faktör verimliliğini artıramadığı için orta gelir tuzağında bulunduğunu söyleyen Aras, akılcı ekonomi politikalarla çıkılması gerektiğini vurgularken, bu süreçten toplumun tüm kesimlerinin yararlanması gerekliliğini belirterek, “GSYH rakamları Orta Gelir Tuzağının üst sınırına yakın olduğumuzu gösteriyor. Orta Gelir Tuzağından artık kalıcı olarak çıkmalıyız, yüksek gelirli bir ülke olmalıyız. Toplumun tüm fertleri de bunu hissetmeli. Bunun için toplum olarak başarısı teori ve uygulama ile ispatlanmış akılcı politikalar etrafında uzlaşalım diyorum” diye konuştu.
Küresel görümünde jeopolitik risklerin arttığını, yatırım ve ticaretin azaldığını belirten Ömer Aras, tedarik zincirinde endişe ve belirsizlikler nedeniyle maliyetin yükseldiğini, enerji dönüşümünün ise rüzgar ve güneşe dayalı yenilenebilir enerjiye adaptasyonun gecikmemesi gerektiğini anlattı.
Türkiye’nin tartıştığı konular, göçmen, kadına şiddet, çeteleşme…
Dünyada ve Türkiye’deki yapısal sorunlara rağmen, Türkiye’nin temmuz ayından itibaren yaşadığı güncel sorunları gündeme taşıyan Ömer Aras, “kamu vicdanını derinden yaralayan gelişmeler” olarak nitelediği gelişmelerin çözümü için Anayasa ve Anayasa Mahkemesi kararları, yasaların uygulanması olduğunu ve bunun “mevcut kutuplaşmayı azaltacağı”, toplumsal uzlaşıyı ve uyumu artıracağını vurguladı. Aras, şöyle konuştu:
“Temmuz’dan bu yana Türkiye’de neler oldu? diye bakalım. Arka arkaya gelen gelişmeler ve yaşadığımız sarsıcı olaylar gündemin çok hızla değişmesine, daha birini çözememişken üzerine yenilerinin eklenmesine neden oluyor. Kız çocuklarına ve kadınlara yönelik şiddet hepimizi derinden etkiliyor. Çeteleşmenin sağlık alanına kadar uzanmış olduğu bilgisiyle sarsılıyoruz. Eğitimde kaliteyi ve çağı nasıl yakalayacağımızı tartışmayı umarken, kendimizi beslenme, hijyen ve okul servisi gibi temel hizmetleri tartışırken buluyoruz. Yerel yönetimlerin başına neden atanmış kamu görevlilerinin geldiğini sorguluyoruz.
Hayat pahalılığı ve yoksulluk ile daha iyi mücadele edilmesi gerektiğini görüyoruz. Beş çocuğun yanarak hayatını kaybetmesinin yoksullukla mücadele ve sosyal devlet ilkesinin uygulama başarısı ile ilişkisini düşünmeden edemiyoruz.
Laiklik tartışmalarının tekrar tekrar gündeme getirilmesinin hangi ihtiyaca hizmet ettiğini kavrayamıyoruz. Kreşler konusundaki girişimleri her çocuğun sahip olması gereken eğitim hakkı ile bağdaştıramıyoruz. Fikir önderlerinin ve sıradan vatandaşların eleştirel ifadeleri ve gazetecilerin yaptıkları haberler nedeniyle tutuklanmalarını anayasadaki ifade özgürlüğü ile bağdaştıramıyoruz”
“Enflasyonla mücadelenin sorumluluğu vatandaşın üzerine yıkılamaz”
TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras, asgari ücret seviyesi tartışmalarına da değinerek, verimliliğin artmaması nedeniyle asgari ücret konusunda tıkanmalar yaşandığını savundu. Aras, enflasyonla mücadele için uygun görülen asgari ücretin çalışanları tatmin etmeyecek düzeyde olmasının ciddi bir verimlilik sorununu gösterdiğini belirterek, verimlilik artmazsa “asgari ücret tuzağından” çıkılamayacağını söyledi. Aras, bu süreçte verimliliği artırma gereğine işaret ederek, “Esas başarı, verimliliği yüksek şirketler yaratarak toplam işgücü içinde asgari ücretle çalışan kişi sayısını düşürmektir. Ne enflasyonla mücadeleden vazgeçmek mümkün ne de enflasyonla mücadelenin yükünün vatandaşın üzerine yıkılmasına razı gelmek. Bu nedenle asgari ücret artışıyla beraber verimlilik artışı için de politikaları hiç vakit kaybetmeden gündeme almak gerekiyor.” diye konuştu.
“Türkiye, orta gelir tuzağından çıkışa yaklaşmıştı”
Ömer Aras, Türkiye’ye giren yabancı sermayenin düşüklüğüne de değindiği konuşmasında, makroekonomik istikrar, hukuk devleti, adil, hızlı ve efektif işleyen bir adalet sistemi gerektiğini belirtti. Yapısal reform talebini tekrarlayan Aras, “Toplumsal uyumu sağlamadan, hukuk devletini ve demokrasiyi güçlendirmeden, güven tesis etmeden, iyi eğitilmiş akıllı ve bilgili gençlerimizi liyakat esası ile göreve getirmeden ekonomide elde edeceğimiz mesafenin sınırlı olduğunu bilmeliyiz” dedi.
Türkiye’nin 11 sene kadar önce orta gelir tuzağından çıkışa yaklaştığını söyleyen Ömer Aras 2014 sonrası Türkiye ile gelişmiş ülkeler arasındaki makasın yeniden açılmaya başladığını savundu.
Mültecilere tampon ülke olmayı kabul etmemeliyiz
TÜSİAD’ın Geleceği İnşa Raporunu özetleyen Aras, insan kaynağı-eğitim başlığı içinde mülteci sorununa dikkat çekti. Aras, “Mülteci konusunu da hassasiyetle ve akılcı bir şekilde yönetmeliyiz. Avrupa’nın kaliteli göçmenleri alıp istemediklerini bize göndermesini, ülkemizin Avrupa için bir tampon bölge haline gelmesini kabul etmemeliyiz. Kendi vatandaşlarımızın aleyhine uygulamalardan kaçınmalıyız” dedi.
Ömer Aras, TÜSİAD’ın geleceği şekillendirmede, rekabetçi ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlayacak teknoloji, güçlü kurumlar önerilerini gündeme getirdiğini hatırlattı.
Aras’tan asgari ücret yorumu
YİK Başkan Aras, milyonlarca insanın beklediği asgari ücrete ilişkin görüşlerini şu sözlerle anlattı:
“Verimlilik artışının olmaması, asgari ücret konusunda da tıkanmaya neden oluyor. Çalışanların hakkaniyetli bir gelir elde etmesinin önündeki en büyük engel şirketlerin verimliliği arttıramaması.
Verimliliği yüksek şirketler asgari ücretin üzerinde ücret verebilirler.
Eğer bir ekonomide enflasyonla mücadele açısından uygun görülen asgari ücret artışı çalışanları tatmin etmiyorsa bu ülkede çözülmesi gereken ciddi bir verimlilik sorunu var demektir. Asıl sorun olan düşük verimlilikle baş edilemezse asgari ücret tartışması hiç bitmez. Asgari ücret tuzağından çıkamayız.
Esas başarı, verimliliği yüksek şirketler yaratarak toplam işgücü içinde asgari ücretle çalışan kişi sayısını düşürmektir.
Ne enflasyonla mücadeleden vaz geçmek mümkün ne de enflasyonla mücadelenin yükünün vatandaşın üzerine yıkılmasına razı gelmek. Bu nedenle asgari ücret artışıyla beraber verimlilik artışı için de politikaları hiç vakit kaybetmeden gündeme almak gerekiyor.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***