HTŞ lideri Ebu Muhammed el Colani’nin Kürt yardımcısı Abdulrahman Fetahi, Beşar Esad rejiminin çökmesi sonrası yaptığı Kürtçe açıklamada, “Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) savaşçıları terörist değil, Suriye halkının mazlum kesimleri ve diktatörlüğe karşı direniş gösteren kimselerdir” dedi.
Colani’nin İran meselelerinden sorumlu Kürt yardımcısı Abdulrahman Fetahi, Beşar Esad rejiminin devrilmesi vesilesiyle görüntülü bir mesaj yayımladı.
Rudaw Türkçe’nin aktardığına göre videolu mesajında Kürtçe hitap eden Fetahi, “Suriye’nin Müslüman halkını ve mücahitleri, bu büyük zaferden ötürü tebrik ediyoruz. Bu başarı, zulme uğramış, yerlerinden edilmiş, evleri yıkılmış ve kayıplar vermiş Müslümanların hakkıdır. Yaklaşık 70 yıldır bu bölgede katliamlar gerçekleştiren zalim bir rejimden kurtuluş için kazanılmış bir zaferdir. Bu büyük zaferden dolayı, Allah’a şükür ve dua ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Fetahi, “Halk, devrimin başında barışçıl bir şekilde gösteriler yaptı, ancak rejim bu halkı acımasızca bastırdı. Rejim, baskı ve zorbalıkla 13 yıl boyunca kendisini ayakta tuttu. Fakat nihayetinde mücahitlerin direnişiyle zafer elde edildi ve milyonlarca insanın gönlüne yeniden umut doğdu. Bu süreçte yüz binlerce insan öldü, milyonlarca kişi evlerinden edildi ve binlercesi zindanlara atıldı” dedi.
‘RADİKAL DEĞİLİZ’
HTŞ’nin uluslararası alanda “terörist” olarak tanınması hakkında ise Fetahi, şunları söyledi:
“Mücahitler yalnızca Allah’a boyun eğen insanlardır. Ancak, bu insanlar bir şekilde ‘terörist’ olarak etiketleniyor. Oysaki bunlar Suriye rejimi tarafından zulme uğratılmış, yerlerinden edilmiş kişilerdir. Bu insanlar Sünni Müslümanlardır ve radikal değil, sadece Allah’ın şeriatı altında yaşamak ve kendi kaderlerini tayin etmek istiyorlar.”
Colani’nin İran meselelerinden sorumlu yardımcısı olan Abdulrahman Fetahi, Mahabad kentinden bir din adamı olarak biliniyor.
Mahabad’da dini eğitim alan Fetahi, daha sonra Kur’an tefsiri üzerine dersler verdi.
Abdulrahman Fetahi, geçmişte Irak Kürdistanu’nda El Kaide bağlantılı bir grubun kurucularından biri oldu. 2005-2007 yılları arasında gençleri Irak ve Afganistan’daki savaşlara yönlendirdiği biliniyor. Terör suçlamasıyla İran’da yıllarca cezaevinde kaldıktan sonra 2015 yılında Suriye’deki cihatçı Nusra Cephesi’ne katıldı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***