Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Türkiye’de gözler asgari ücrette; tahminler beklentilerin çok uzağında


Çalışan kesimlerin sonucunu merakla beklediği asgari ücreti belirlemek için hükümet, işçi ve işveren temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu 10 Aralık’ta ilk toplantısını yapacak.

Her ne kadar yaklaşık 16 milyon ücretli çalışanın yüzde 42’si asgari ücret alıyor olsa da son yıllarda asgari ücret neredeyse tüm sigortalı çalışanlar için zam endeksine dönüşmüş durumda.

Türkiye’de geleneksel olarak asgari ücret belirlenirken Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) hesapladığı enflasyon oranı dikkate alınıyor ve bunun üzerine müzakereler sonucu bir refah payı oranı ekleniyordu. Ancak bu yıl enflasyonla mücadele hedefi kapsamında, beklenti enflasyonun da dikkate alınması gündemde.

Merkez Bankası’nın beklenti enflasyonuna dair öngörüleri revize ediliyor

Merkez Bankası (TCMB) geçtiğimiz yıl Kasım ayında yüzde 36 olarak hesapladığı 2024 yıl sonu enflasyonunu, bu ayın başında yüzde 44 olarak revize etti.

TCMB bu yılın ilk enflasyon raporunda yüzde 14 olarak öngördüğü 2025 yılı yıl sonu enflasyonu ise son raporda yüzde 21’e yükseltti.

Kasım ayı itibariyle TÜİK’in duyurduğu yıllık resmi enflasyonu yüzde 48,58 iken İstanbul Ticaret Odası yıllık enflasyonu yüzde 59,10, Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise yüzde 89,77 olarak açıkladı.

Erdoğan: “Toplumun hiçbir kesimi enflasyona ezdirmeyeceğiz”

Bu konuda ana muhatap olarak görülen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2022 yılında 6 bin 471 lira olan asgari ücretin 2023’te 13 bin 414 TL’ye, 2024’te de 20 bin 2 TL’ye çıkarttıklarını söyleyerek ücretlileri enflasyona ezdirmediklerini söyledi.

19 Kasım’da Brezilya dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı, “Geçen sene asgari ücretli kardeşlerimize biz yüzde 107,5 zam verdik. Geçen sene enflasyon yüzde 65’ti. Bu sene biz yüzde 49 zam verdik. Ekim ayı itibarıyla enflasyon yüzde 49’un altında. Yani yılı da Merkez Bankamızın tahminlerine göre yüzde 44 civarında bir rakamla tamamlayacağız. Özetle biz ne emeklimizi ne memurumuzu ne asgari ücretlimizi, toplumun hiçbir kesimini enflasyona ezdirmeyeceğiz. Ama aslolan enflasyonun kalıcı bir şekilde düşürülmesidir” dedi.

“İnsan gibi yaşayabilmek için asgari ücretin en az 45-50 bin lira olması lazım”

Ancak ücretli çalışanlar enflasyonun üzerlerindeki etkisinin sanılandan fazla olduğunu söylüyor.

VOA Türkçe’nin konuştuğu Nihat Ardıç, “Bu ücretlerle geçinmek mümkün değil. Zaten kira 20 bin liradan aşağı değil. On yedi binle geçinmek mümkün mü? Mümkün değil. Maaş eridi gitti. Sürekli fiyatlar değişiyor bugün aldığımızı yarın alamıyoruz. Büyük bir ihtimalle 23 ile 25 bin arası olacak, yukarısı mümkün değil. Yukarı çıkmaz. İnsan gibi yaşayabilmemiz için de en az 45-50 bin lira olması lazım ki o da normal yaşayabilmesi için. Başka türlü Allah herkesin yardımcısı olsun diyelim” dedi.

“Bu kış hem hava durumu olarak hem ekonomi olarak çok sert geçecek”

Tek başına yaşadığını söyleyen Halil Borandağı ise asgari ücretin 30-35 bin lira aralığında olması halinde ücretlilerin nefes alacağını söyledi.

Borandağı, “Ben kendim iyi kötü bir emekli maaşım var. Bir kira gelirim var. Onunla geçinmeye çalışıyorum. Yalnız yaşayan biriyim. Ben bile zorlanıyorum; zorlanıyorsam o öğrenciler asgari ücretle nasıl yaşayacak bilmiyorum. Enflasyon aldı başını gidiyor. Daha ne kadar gidecek? Mehmet Şimşek ‘Önümüzdeki yıl’ diyor ama kemerde delik kalmadı zaten. Böyle gitmemeli, bu iktidarın da değişmesi lazım artık. Demir bile paslanıyor. Binalar çürüyor. 20 yıldır iktidarda olan bir grubunda hata yapmama şansı da zor. Bu kış hem hava durumu olarak hem ekonomi olarak çok sert geçecek” ifadelerini kullandı.

Mobilyacı olduğunu söyleyen Muhammed Günay da, “Üç öğün sadece simit yesen ancak bu parayla ancak geçinirsin” diyerek, ancak 30 bin liralık bir ücretin çalışanları rahatlatabileceğini fakat böyle bir imkân görmediğini vurgularken, bir başka emekli İdris Haznedar, 23 bin liralık emekli maaşıyla rahatlıkla geçindiğini ama İstanbul’da mevcut asgari ücretle bir ailenin geçinemeyeceğini belirtti.

IMF Türkiye Misyonu Başkanı: “Enflasyonun yükselmesine yol açacak bir artıştan kaçınılmalı”

Mevcut enflasyon üzerinden ücret artışı yapılmaması konusunda en açık görüşlerden birini Ekim ayında IMF Uluslararası Türkiye Misyonu Başkanı Jim Walsh dillendirdi.

Walsh, “(Yüksek artışın) bu yıl olmamasını umuyoruz, çünkü enflasyonun yüksek olduğu birçok ülkeden edindiğimiz deneyimlere göre, asgarin ücretin bu yılın başındaki oranda arttırılması, enflasyon beklentileri için büyük bir çıpa oluşturuyor. Yetkililerin bir denge kurması gerekiyor ve bunun farkındalar. Enflasyonun yükselmesine yol açacak bir artıştan kaçınılmalı” ifadelerini kullandı.

IMF Türkiye Başkanı ayrıca, “Ardışık enflasyon hala aylık yüzde 2,5 seviyesinde seyrederken, faiz indiriminden bahsetmek muhtemelen erken olacaktır” dedi.

TCMB Başkan Yardımcısı Akçay’dan beklenti enflasyonu vurgusu

8 Kasım’da Ankara’da açıklanan yılın dördüncü ve son Enflasyon Raporu toplantısında konuşan TCMB Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay ise bu çerçeveyi daha da belirginleştirdi.

Akçay, “Diğer ücretlilerde yapılacak ücret artışları bu dönemde asgari ücretin gerisinde kalacak. Bir noktada ileriye dönük endekslemeye geçmek zorundayız. Geriye dönük endekslemeler aslında kendi kendini yaratan bir süreç doğuruyor. Bir noktada ileriye dönük endeksleme hem kamuda hem özelde devreye girmek zorunda. Ben bu konjonktürün bunun için uygun olduğu bir dönem olduğu kanaatindeyim. Başlatabilirse eğer karar alıcılar iyi olacağı kanaatindeyim” diye konuştu.

126 iktisatçıdan “gerçekleşen enflasyonu dikkate alın” çıkışı

Aralarında Korkut Boratav, Şevket Pamuk, Hayri Kozanoğlu, Öner Günçavdı, Ünal Zenginobuz gibi ekonomi profesörlerinin de yer aldığı 126 iktisatçı, Ekim ayındaki açıklamayla “asgari ücret artışında beklenti enflasyonun baz alınmasını bilimsel ve sosyal açıdan kaygı verici bulduğunu” dile getirdi.

Açıklamada, “Enflasyonla mücadelenin toplumsal maliyetinin adil dağıtılması gerektiğini, asgari ücretlilerin alım gücünün korunmasının sosyal devletin bir gerekliliği olduğunu, gerçekleşen enflasyon oranının altında yapılacak ücret artışlarının gelir dağılımını daha da bozacağını vurgulama ihtiyacı duyuyoruz” dendi ve artış için gerçekleşen enflasyonun dikkate alınması istendi.

Exit mobile version