Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Semt pazarında veresiye dönemi


WAN – Rêya Armûşê’de kurulan semt pazarında bazı esnaflar veresiye defteri tutmaya başladı. Pazar esnafı sınırdaki uygulamalara, yurttaşlar ise savaş politikalarına tepkili. 

 

Wan’ın Rêya Armûşê (İpekyolu) ilçesine bağlı Xaçort Mahallesi’nde kurulan semt pazarında fiyatlar el yakıyor. Sebze ve meyve fiyatlarındaki artış nedeniyle yurttaşlar alışveriş, esnaflar ise satış yapamıyor. Sebze ve meyve fiyatlarının 70 ila 100 TL arasında satıldığı pazarda, bazı esnafların veresiye defteri tutması dikkat çekiyor. Görüştüğümüz pazar esnafları, veresiye alışveriş yapan yurttaşların dahi ödeme yapmakta zorlandıklarını anlattı. Alışverişe çıkan bazı yurttaşlar ise, çürümüş meyve ve sebze bile almakta zorlandıklarına işaret etti. 

 

VERESİYE DEFTERİ DÖNEMİ 

 

Pazarda veresiye defteri tutan giyim esnafı, defterin bir hayli kabarık olduğuna işaret etti. Esnaf, “Ekonomi gün geçtikçe çöküyor. İnsanlar artık tek bir çorap bile alamaz durumda. Artık insanlar veresiye defterine yazdırarak bir şeyler alabiliyor. Bizler de malzemeleri veresiyeyle alacak duruma geldik. Kimsenin tek bir malzeme alacak gücü kalmadı. Veresiye defterine yazıyoruz; artık halkın eline ne zaman para gelirse o zaman ödüyorlar” dedi. 

 

SINIRDAKİ UYGULAMALARA TEPKİ 

 

Pazar esnafı Halil Tanbahçeci, zamların kendilerini olumsuz etkilediğini söyledi. Tanbahçeçi, ürünlerin fiyatlarının günlük arttığına işaret ederek, “Bir ürünü ertesi sabah tekrar almaya gidince yüzde 50 ya da 60 farkla alabiliyoruz. Onun için çok zorluk çekiyoruz. Bir an önce buna çare bulunmalı. Bir komisyon kurularak, denetimin yapılmalı. Sınır kenti olmamıza rağmen bundan faydalanamıyoruz. İran’dan eşya getiremiyoruz. Getirdiğimiz zaman yüzde 30 fark ediyor,  İran kapısının girişi 550 TL iken Irak’ın girişi ise 800 TL” şeklinde konuştu. 

 

15 yıldır pazarda ürün sattığını ve son 2 yılın en kötü dönemleri olduğunu aktaran Tanbahçeci, şunları söyledi: “Eşya tedarikinde zorluk yaşıyoruz. Büyük firmalar, ‘Fiyat bu, istiyorsanız alın, istemiyorsanız almayın’ diyor. Bu krizin tek çözümü denetimle olabilir. Bugün bir bardağı 100 TL’ye alırken, yarın eğer 120 TL üzerinden alıyorsam ciddi bir sorun var demektir. Bir bardak bize gelene kadar 145-150’yi buluyor. Bizler de 180’e satmak durumunda kalıyoruz. Normalde bir bardağın İran kapısına girişi 100 TL’dir.”

 

İKTİDAR POLİTİKALARINA TEPKİ 

 

Deterjan satışı yapan Süleyman Kaplan, iktidarın ekonomi politikalarını eleştirdi. Kaplan, “Ülkeyi yöneten insanların yarattığı hasar ve dikkatsizlik sonucu bu kriz var. Eğer insanlar çalmasaydı herkese yetecek kadar zengin bir ülke. Ülkeyi yönetenler güzel bir şekilde yönetemiyorlar. Hakkaniyetle ve hukukla yönetmiyorlar. Bugün yoksul ve yoksun kesimin geçinmemesinin temel nedeni devletin yönetilememesinden kaynaklı. Bugün 500 TL’ye 3-4 kilo sebze alabiliyorsun. 500 TL senin bir günlük kazancındır. Ama sebzeye veremiyorsun. Mesela et alamıyoruz, kendimiz et yemiyoruz. Bu sistemin değişmesi lazım. İnsanlar pazara gelip 35 TL’lik bir ürün alamıyorlar. Çünkü alacak güçleri yok” ifadelerini kullandı. 

 

‘KÜLAHIMA ANLATSINLAR’ 

 

Pazara alışverişe gelen yurttaşlardan Ömer Bucak, ülkenin ekonomik durumuna dair “enflasyon düşüyor domates uçuyor” dedi. Bucak, “Kimi kandırıyorlar? Gelsinler benim külahıma anlatsınlar. İnsanlar çürük malzeme alıyor artık. Onlar kestane balı yiyor, biz ise izliyoruz. Artık ipin ucu kaçtı. Bu saatten sonra düzelme olmaz. Gündemi değiştirerek halka ekonomik krizi unutturmaya çalışıyorlar. Pazarda yenilebilir mandalinanın kilosu 50-60 TL. Ülkedeki herhangi bir soruna dair konuştuğunda ya cezaevine atıyorlar ya da başka bir şey. Onlara kestane balı, manda yoğurdu, bizlere çökelek” şeklinde konuştu. 

 

Halime Batur, sadece yarım kilo limon ve bir marul alabildiğini söyledi. Halime Batur, “Her şey çok pahalı, alacak paramız yok. 150 TL ile pazara geldim ve sadece toplamda iki kilo sebze ya aldım ya da almadım. Yaşamımızı artık idame edemez duruma gelmişiz. Kızım gelmiş çocuklarıyla beraber, ama çocuklara süt alacak paramız yok. İnsanlardan borç alarak geçimimizi sağlar duruma gelmişiz. Dükkanlardan, esnaflardan borçla malzeme alıyoruz. Borcu da ödeyemiyoruz” dedi. 

 

‘SAVAŞ DURMADAN ÇÖZÜM OLMAZ’

 

Ekonomik krizin temel nedeninin savaş politikaları olduğunu söyleyen Musa Aslan, savaş ve baskılar sürdükçe krizin de devam edeceğini vurguladı. Aslan, “Coğrafyamızda bulunan dağlar ve ovalar savaş uçaklarıyla bombalandıkça bu kriz daha da derinleşecek. Ekonomik kriz artık son bulsun diyeceksek, ilk başta halkın yaşamına gelip bakmaları gerekir. Pazar alışverişinde sadece ben değil, hiçbir insanın elinde tek bir poşet dahi yok. Çünkü alamıyorlar, alacaklar güçleri yok. Erdoğan, insanların kırmızı et alamadığını ve bilmem nereden getireceğini söyledi. O et buraya gelene kadar çürür, kimse almaz. Bu savaş durursa ancak bir çözüm elde edilir. ‘Savaş, terörle mücadele’ diyerek halkın ekmeğinden, aşından çaldılar” tepkisinde bulundu. 

 

Aslan, “Sorunlar Meclis’te konuşulmadıkça ekonomi daha da kötüye gidecek. Tek çağrımız budur; günlerdir barış üzerinde kullanılan cümlelerin yerine getirilmesidir. Bu sorunların en başı ise Kürt sorunudur. Kürt sorunu çözülmedikçe sorunlar büyüyecek, ekonomi çökecek. Bütün sorunların çözümü Kürt sorunun çözümünden geçer” diye konuştu. 

 

MA / Ruken Polat 

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version