Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Özgür Özel: Erdoğan, Bahçeli ile ilgili halen tedirgin, bekliyor; çünkü bodoslama girdi

Özgür Özel: Erdoğan, Bahçeli ile ilgili halen tedirgin, bekliyor; çünkü bodoslama girdi


Ankara’da gazetecilerle bir araya gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, gazetecilerin gündeme dair sorularını yanıtladı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin PKK lideri Abdullah Öcalan’a yaptığı çağrıyla başlayan “yeni çözüm süreci” ve iki ittifak ortağı arasında “görüş ayrılığı” olduğu iddialarıyla ilgili bir soruyu yanıtlayan Özel, “İlk açılım sürecindeki gibi bir toplumsal taban bulmadı çünkü Devlet Bey sonda da söylenmeyecek bir şey söyledi. Şimdi Tayyip Bey ‘destekliyorum’ diyor ama Devlet Bey’in söylediği cümleleri söylemeden Devlet Bey’e destek veriyor, aralarında sorun olmadığını söylüyor. Erdoğan, Bahçeli ile ilgili meselede halen tedirgin ve bekliyor. Devlet Bey, bodoslama girdi” diye konuştu.

Kara Harp Okulu’nun mezuniyet töreninin ardından düzenlenen ‘kılıçlı yemin’ töreni nedeniyle disipline sevk edilen teğmenlere ilişkin konuşan Özel, “Teğmenler, Tayyip Bey’in kutuplaşma ihtiyacına feda edilecek. Meselenin ne Ebru’yla ne diğer teğmenlerle ilgisi yok. Mesele Tayyip Bey’le benim aramda” dedi.

Gazete Duvar’dan Ceren Bayar’ın haberine göre, erken seçim çağrısını yineleyen Özel, “Erdoğan Türkiye’ye şunu dayattı; ‘Son seçimi kim kazanıyorsa altın kemer ondadır. Mahallenin abisi odur.” Kusura bakmasın, son seçimi biz kazandık, o yüzden altın kemer bizde. Biz bunu altın kemeri bozdurup milletle paylaşalım diyoruz. Tayyip Bey’e geri verme niyetimiz yok” ifadelerini kullandı.

Parti içinde bölünme tartışmalarını değerlendiren Özel, “Olmayan bir siklet merkezini partide var gibi göstermeye çalışan bir akıl var. Akıl partide değil. Parti dışında, saraydan o akıl. Ona alet olan bazı arkadaşlar var” açıklamasında bulundu.

Söyleşide Özel’in yanıtlarından öne çıkanlar bu şekilde:

“TEĞMENLER, TAYYİP BEY’İN KUTUPLAŞTIRMA İHTİYACINA FEDA EDİLECEK”

Teğmenlerle ilgili kararın bir ay içinde verilmesi bekleniyor. İhraç sürpriz olmayacak görünüyor. Bu durumda ne gibi bir yol izleyeceksiniz?

Ben ihraç edilmemeleri gerektiğini düşünüyorum. Bu meselenin sadece Recep Tayyip Erdoğan’ın kutuplaştırma siyasetine alet edilmek üzere yapıldığı ve suçsuz insanların, gencecik teğmenlerin, özellikle birincilikle bitiren Ebru Eroğlu’nun severek girdikleri o okuldaki heyecanının Tayyip Bey’in kutuplaştırma ihtiyacına feda edilecek olmasından çok üzüntü duyuyorum gerçekten.

“MESELE TAYYİP BEY’LE BENİM ARAMDA”

Meselenin ne Ebru’yla ne diğer teğmenlerle ilgisi yok. Mesele Tayyip Bey’le benim aramda. Tayyip Bey Cumhuriyet Halk Partisi’nin 31 Mart zaferi ve sonraki seyri için sürekli ‘Bu süreç CHP’ye yarıyor. Sizin eski CHP’ye döndürmeniz lazım’ diyor, Onun için nasırımıza basıp duruyor. Yani nasır arıyor basacak. Onun için elverişli bir alan ve bu meseleyi mümkün mertebe ‘cunta’, ’darbe girişimi’ diyerek 28 Şubat sürecine doğru çekme gibi bir gayreti var. Mağduriyet ve siyasi bir avantaj elde ettiklerini düşünüyorlar.

“GÜNÜ GELDİĞİNDE TEĞMENLERİ GERİ ALIRIZ, ONLAR GİDER”

Teğmenler diyelim ki atıldılar. Biz onlara nasıl sahip çıkmamız gerekiyorsa çıkarız. Günü geldiğinde de geri alırız. Teğmenler geri geldiği gün onlar gider, bu kadar net. Ben her sabah yataktan Soma’da ölen madenciler için kalkıyorum, Can için, Tayfun için, Gezi tutukları için, diğer taraftan yoksullar için kalkıyorum. Tut ki teğmenler ihraç edildi, bir motivasyonum daha olur.

“YUSUF TEKİN BUNU TEK BAŞINA YAPIYOR OLAMAZ”

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in ‘CHP camileri ahır yapacak’ söylemi de bahsettiğiniz kutuplaştırma amacına mı hizmet ediyor?

Yusuf Tekin bunu tek başına yapıyor olamaz. Bunu tek başına yapıyorsa, bakanlıktan alınmamak için bir polemiğin tarafı olup da ‘Beni Cumhurbaşkanı savunmak zorunda kalsın’ diye bir uyanıklık yapıyorsa onu bilmem. Bir adam bu kadar şuursuz olabilir mi? Bunları belli bir şuurla yapıyor. Hepsi bir bütünün parçası.

“İKTİDAR GİDECEĞİNİ GÖRDÜ VE PANİK HALİNDE”

Bu iktidar gideceğini gördü ve panik halinde. Buna karşı kararlı ama sakin olmak lazım. Bütün kamuoyu araştırmalarında ülkenin en yakıcı sorunu sorusuna ilk dört madde ekonomiyle ilgili oluyor. Ekonomi, hayat pahalılığı, enflasyon, işsizlik; dördünün toplamı yüzde 80. Birinci kaygıyı güvenlik ve terör yaptığınızda işler değişebiliyor, ona oynuyorlar. Bu oyuna gelmemek lazım.

“TAYYİP BEY ‘DESTEKLİYORUM’ DİYOR AMA…”

İktidarın Kürt sorununu ortaya atıp seçmenini konsolide etmeye çalıştığı noktada CHP ne yapacak?

İlk açılım sürecindeki gibi bir toplumsal taban bulmadı çünkü Devlet Bey sonda da söylenmeyecek bir şey söyledi. Şimdi Tayyip Bey ‘destekliyorum’ diyor ama Devlet Bey’in söylediği cümleleri söylemeden Devlet Bey’e destek veriyor, aralarında sorun olmadığını söylüyor.

“ERDOĞAN TEDİRGİN VE BEKLİYOR”

Cumhur İttifakı ısrarla iki liderin arasında tam bir mutabakat olduğunu söylüyor. Bu mutabakatı nasıl okuyorsunuz?

Bizim partimizin pozisyonu bunu tahmin edecek bir pozisyon değil. Ama şöyle; Erdoğan, Bahçeli ile ilgili meselede halen tedirgin ve bekliyor. Çünkü Bahçeli’nin ortaya koyduğu mesele, çatışmalı süreçlerin çözümlenmesi, terörün bitirilmesine yönelik evrensel birikimlere uygun bir tutum değil.

“BAHÇELİ BODOSLAMA GİRDİ”

İnsanlık 3 bin yıldır cerrahi yapıyor. Birisinin tahlilinde belli değerleri yüksekse ve ultrasonda da belliyse apandisit riski olduğu, patlamadan apandisiti alıyorlar. Ameliyat kıyafetini giydiriyor, götürüyorlar. Bir sıvı desteği sağlıyorlar. Bir oksijen desteği sağlıyor, uyuşturuyorlar. 3 delik açıyorlar. Robotik cerrahi ile sıfır risk ile apandisiti alıyorlar. Şimdi Devlet Bahçeli diyor ki ‘Ben Vikinglerin yaptığı gibi yapacağım. Kamamı çıkartacağım, yaracağım, kendi ellerimle alacağım’. Bodoslama girdi.

Dünyanın her yerinde terörün bir toplumsal sorunun ve o soruna yeterince demokratik alanda yanıt verilmemesi sonucunda ortaya çıktığı ve bunun kalıcı çözümünün sorunu kökünden halletmek olduğu kabulü var.

“SORUNUN VARLIĞINI İNKAR EDİYOR”

Ama şu anda bu iktidar ’Kürt sorunu yoktur’ diyecek noktaya savrulmuştur. Siz bunu dedikten sonra herhangi bir demokratik açılım, insanların sorun diye dillendirdiği meseleyi anlamaya çalışmadan sadece ‘Ben birini getireceğim. Kürsüye çıkaracağım o da ‘silah bırak’ diyecek. Buna inanın’ meselesi evrensel deneyimlerle uyumlu değil. Ayrıca Türkiye’de bu sorunu reddederek bir çözüm olmayacağına inanan hiç kimseyi heyecanlandırmıyor. Kimse inanmıyor. O yüzden samimiyetine inanamıyorsun. Çünkü sorunu görüp çözmek istediği sorunun varlığını inkar ediyor.

“UFUK URAS’TAN DAHA ETKİLİ OLABİLECEK AKTÖRLER VAR”

Bahçeli Ufuk Uras’la görüştü ve ‘artık barışmak lazım’ dedi. Samimi buluyor musunuz?

Bunu söyleyebileceği Ufuk Bey’den daha aktif aktörler var siyasette. Devlet Bey siyasette kavgayı, sağ – sol çatışmasını ya da birtakım gerginlikleri düşürmek istiyorsa Ufuk Bey’den daha etkili olabilecek aktörler var. Ya da ortaya söylemeli.

“‘HER ŞEYİ TRUMP’LA HALLEDERİM’ DİYORSA BAŞIMIZA BÜYÜK İŞLER GELİYOR”

Trump’ın yeniden seçilmesini ve kabinesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Trump çok öngörülebilir biri değil ama Trump ve Erdoğan arasındaki kişisel ilişkilerden zarar gördük. Bu yüzden benim Erdoğan’a çağrım; Türkiye’nin çok deneyimli dış politika kadroları var, diplomasi kadroları var. Onlara da alan açarak doğru analiz etmek gerekiyor. Bazı fırsatlar da olabilir. Örneğin Ukrayna’da savaşı bitirme iradesi önemli bir irade. Türkiye’nin oradaki denge politikası önemli ama o denge politikasından Türkiye şu anda zarar görmüyor, kâr etmiyor. Kâr etmesi için bu savaşın bitmesi lazım.

Ama Trump’ın ortaya koyduğu içeride güçlü olma, içe kapanma, her yere karışmama, her yerde para harcamama meseleleri doğru analiz edilip Trump’la kişisel ilişkiler yerine Amerika’yla kurumsal ve diplomatik ilişkiler güçlendirilerek bu sürecin yürütülmesi lazım. Bu süreç Trump’ın hoyratça tutumlarına karşı aynı hoyratlıkla gidince daha büyük felaketlerle karşılaşacağız. Endişem var. Ben Erdoğan’a diplomasi, kurumsal ilişkiler ve bir miktar tedbirli bir süreç öneriyorum. ‘Her şeyi Trump’la halledebilirim‘ diye düşünüyorsa oradan başımıza büyük işler geliyor.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version