Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Narin Güran davası | Savcılık, tutukluluğun devamını istedi; Diyarbakır Barosu, “Yüksel Güran’ın fail olduğuna inanıyoruz” dedi

Narin Güran davası | Savcılık, tutukluluğun devamını istedi; Diyarbakır Barosu, "Yüksel Güran'ın fail olduğuna inanıyoruz" dedi


TANIK CAHİT KAYA’NIN İFADELERİ

Tanık: Nevzat ile Arif Güran araba meselesi yüzünden beni çağırdı. Nevzat anlattı, sonra Arif Güran anlattı. Nevzat’a, para ödemesi gerektiğini söyledim. Ödemeyeceğini söyledi.

Hakim: Nevzat, ”Yakacağım ortalığı, ödemeyeceğim” dedi mi?

Tanık: Salim Güran, ”10 bin lira ben, 10 bin lira Arif ödesin, 50 bin lira da Nevzat ödesin” dedi.

Hakim: Nevzat kabul etti mi?

Tanık: Önce “param yok” dedi, sonra kabul etti.

Hakim: “Ben bu paranın hesabını sorarım” dedi mi?

Tanık: Ben görmedim, günahını alamam, gördüğümü anlatıyorum.

Hakim: Ben de gördüğünü anlattığın için teşekkür ederim.

Hakim: Siz, neden aile meclisi kurup olaya el attınız?

Tanık: İkisi de bizim akrabamızdır.

Hakim: Yani sizi bu olayı çözün diye mi çağırdı?

Tanık: Evet, Arif Güran çağırdı.

Hakim: Siz aile meclisindeki toplantılara katıldınız mı?

Tanık: Yok, katılmadım.

TANIK VEYSEL SUBATAN’IN İFADELERİ

Tanık: Arif ile Nevzat arasında araba problemi vardı. Akşam Salim’in evine gittim.

Hakim: Seni kim çağırdı?

Tanık: Arif Güran çağırdı. Nevzat’ı çağırdılar, o da geldi. Nevzat’ın verdiği araba kusurlu çıkmış, 80 bin ödeme yapması gerekiyordu. “Arif’e haksızlık yapıyorsun” dedik. “80 bini ödemezsen mahkemede daha fazla olacak, aranızda anlaşın” dedim. Nevzat kabul etmedi, yanaşmadı. “Ben bu parayı ödemiyorum” dedi. Soy isimleri Kaya olan kişileri çağırdı. Nevzat, “Ben arabayı satmışım, gitmiş” dedi. Nevzat’a da bir haksızlık olmasın diye orta yolu bulmaya çalıştık. Salim Güran da “Madem bizim evde toplanmışsınız, bu meseleyi çözelim” dedi. Sonra Nevzat ödemesi gerekeni kabul etmişti. Nasıl etti bilmiyorum.

Hakim: Nasıl kabul etti?

Tanık: Zorla kabul etti gibi.

Hakim: Normal. Nevzat sizi tehdit etti mi?

Tanık: Hayır, biz oradan kalkınca, problem çözüldü diye düşündük.

Hakim: Tamam, herkes ödediğini söylüyor zaten de bu olay ne zaman oldu?

Tanık: Aşağı yukarı 2 ay var.

Hakim: Bu olaydan sonra Güran ile Bahtiyar ailesi arasında gerilim oldu mu?

Tanık: Şahit olmadım.

TANIK RUBBETTİN KAYA’NIN İFADELERİ

Tanık: “Bizim evimize gelebilir misin” dedi. Gittim, Nevzat, Salim, Arif oradaydı. Araba konusunun nedenini sordum, Arif Güran, Nevzat Bahtiyar’ın kendisine araba getirdiğini söyledi. 80 bin liralık bir araba meselesinden bahsettiler. Orada biraz ağız dalaşı oldu. “10 bin lira Salim, 10 bin lira Arif verecek” denildi. Nevzat, ”Bizim aramızda dava olmaz” dedi.

Tanık (Nevzat Bahtiyar’a dönerek): Doğru mu Nevzat?

Hakim: Tamam, bana bak, Nevzat’a bakma.

TANIK İBRAHİM HALİL GÜRAN’IN İFADELERİ

Hakim: Tanıklık yapacak mısın?

Tanık: Yaparım.

Hakim: Yap.

Tanık: Ben ne bileyim, getir dediler, getirdik. Ben ve küçük oğlum bakkala gittik, oradan buzlaç aldık.

Hakim: Kaç liraya aldınız?

Tanık: Hatırlamıyorum, Sofi bakkal, 1 kuruş için gece yarısı bakkalı açan birisi. Ben bu yaşıma kadar o bakkalın hiç kapandığına şahit olmadım.

Hakim: Süheyla’nın orada kaç kişi vardı?

Tanık: Bedirhan… (Anlaşılmadı.)

Diyarbakır Barosu Eski Başkanı Avukat Nahit Eren araya girdi:

Nahit Eren: Çocuğunla gittiğin saati söyler misin?

Tanık: 17.35 sıralarıydı.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı soruyor:

Avukat: Narin kaybolduktan sonra yangın oldu, nedenini biliyor musunuz?

Tanık: Elektrik tellerini birbirine nasıl çarpacaklar, çok mantıksız.

Savcı soruyor:

Savcı: Bakkala gittin mi?

Tanık: Evet.

Savcı: Bakkal bizzat orada mıydı?

Tanık: Evet, Sofi oradaydı.

Savcı: Kendisi ameliyat olduğunu söylüyor, ne ameliyatı?

Tanık: Raporlara bakabilirsiniz.

Sanık avukatı soruyor:

Avukat: Balkonda Narin’e ait olabilecek bir yazma görmüşsünüz. Siz ailece ne düşündünüz?

Tanık: Biz hep diyorduk, bu çocuğun tepeye çıkma durumu varsa da eve girmeden, onu birinin kaçırdığını düşündük. Hiçbir zaman bizim köy tarihinde çocuğun öleceğine dair söylenti çıkmadı.

Avukat: Yani siz yazma ile geldiğini mi düşündünüz?

Tanık: Evet.

TANIK SÜLEYMAN KAYA’NIN İFADELERİ

Zihinsel ve bedensel engelli olan tanık Süleyman Kaya gelince, Mahkeme Başkanı, “Süleyman nasılsın?” diye karşıladı. Daha sonra da yanına giderek “Rahat ol, heyecan yapma” dedi ve su verdi. Ardından sorgu başladı.

Hakim: Süleyman, biz seninle tanışmak istedik sadece. Siz Enes’le bakkala gittiniz mi?

Süleyman Kaya: Gittik.

Hakim: Ne aldınız?

Süleyman Kaya: Enerji.

Hakim: Enerji içeceği mi?

Süleyman Kaya: Evet.

Hakim: Bakkal yaşlı mıydı, genç miydi?

Süleyman Kaya: Yaşlı.

TANIK MUHAMMET YAKUT’UN İFADELERİ

Sorgu, tanık Muhammet Yakut ile Mahkeme Başkanı arasındaki ilginç bir diyalogla başladı.

Mahkeme Başkanı: Salim Güran neyin olur?

Muhammet Yakut: Bilmiyorum.

Mahkeme Başkanı: Boşver o zaman. Muhammet niye geldin, hayırdır?

Muhammet Yakut: Tanıklık yapacakmışım dediler.

Mahkeme Başkanı: Saat 17.30 gibi Enes geldi. Sen ne yapıyordun?

Muhammet Yakut: Araba yıkıyordum, Muhammet Kaya vardı. “Beni caminin yanına bırak, üvey babaannem beni görür, iş yaptırır, ben eve gideyim” dedi.

Diyarbakır Barosu avukatı soruyor:

Avukat: Orada başka kim vardı?

Muhammet Yakut: Muhammet Kaya ve… (anlaşılmadı) Kaya.

Avukat: Sohbet ettiniz mi?

Muhammet Yakut: Evet.

Avukat: Ne kadar sürdü?

Muhammet Yakut: 15 dakika falan.

Avukat: Başka sohbetiniz oldu mu? Yanınızda kim vardı?

Muhammet Yakut: Muhammet ve Süleyman Kaya.

Avukat: O gün bir daha görmediniz mi?

Muhammet Yakut: Hayır, görmedim.

Sanık avukatı, isim hatası olduğunu söyledi.

Eski Diyarbakır Baro Başkanı avukat Nahit Eren soruyor:

Nahit Eren: Eve gittiğinde saat kaçtı, hatırlıyor musun?

Muhammet Yakut: Hayır.

Nahit Eren: Sizin ev ile cami arasında ne kadar mesafe var?

Muhammet Yakut: 200 metre kadar

Nahit Eren: Tarif eder misin, 200 metre ne kadar?

Tanık: (Gösterdi)

Sanık Avukatı araya girdi: Zorlama sorular soruluyor.

Nahit Eren: Öğle yemeği yedin mi?

Muhammet Yakut: Evet.

Nahit Eren: Kaçta işten çıktığını hatırlıyor musun?

Muhammet Yakut: Hatırlamıyorum ama 12:30’da evdeydim.

Sanık Avukatı 3. kez araya girdi: Çarpaz sorgu yapılıyor.

Mahkeme Başkanı: Devam edin.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı soruyor:

Avukat: Enes’in öfke problemi var mıydı o gün?

Muhammet Yakut: Her zamanki gibiydi.

Avukat: Ne demek “her zamanki gibi?”

Muhammet Yakut: Yani sakindi.

Avukat: Hava sıcaktı, kısa kol giymiştir, kolunda iz, bir şey var mıydı?

Muhammet Yakut: Hayır, yoktu.

TANIK MUHAMMET KAYA’NIN İFADELERİ

Mahkeme Başkanı: Olay günü Enes’i gördün mü?

Muhammet Kaya: Evet. Enes, Muhammet Yakut ve Yağmur gittiler.

Mahkeme Başkanı: Enes sinirli miydi?

Muhammet Kaya: Hayır, sakindi. Muhammet, Yağmur ve Enes arabaya bindiler

Mahkeme Başkanı: Neden?

Muhammet Kaya: Muhammet Yakut dedi ki, ”Ben eve gideceğim, Enes beni de bırak” dedi.

Mahkeme Başkanı: Sen de normal hayatına devam MI ettin sonra?

Muhammet Kaya: Evet.

Mahkeme Başkanı: Süheyla’nın evini biliyor musun?

Muhammet Kaya: Biliyorum.

Mahkeme Başkanı: Oraya gittin mi?

Muhammet Kaya: Gitmedim.

Mahkeme Başkanı: Enes’in yüzünde morluk var mıydı?

Muhammet Kaya: Hayır.

Mahkeme Başkanı: Kıyafetini hatırlıyor musun?

Muhammet Kaya: Hayır.

Mahkeme Başkanı: Nereden hatırlayacaksın, doğru.

Sanık Avukatı araya girdi: Süleyman Kaya o gün yanında mıydı?

Muhammet Kaya: Ben gittiğimde Enes, Muhammet ve Yağmur oradaydı, bakkalın ön tarafında. Enes yeni geldiği için birbirimize sarıldık.

Mahkeme Başkanı: Bakkal orada mıydı?

Muhammet Kaya: Bakkalın oğlu oradaydı.

14 yaşındaki tanık M.T.K. duruşma salonuna getirildi ancak yaşı küçük olduğu için tanıklık yapmasından vazgeçildi.

ELEKTRİKÇİ HASAN’IN İFADELERİ

Hakim: O gün ne yapıyordunuz?

Tanık Hasan: Ben elektrikçiydim, Salim ile görüştüm. 1 saat beraber kaldık.

Hakim: İkindi ezanı okunmuş muydu?

Tanık Hasan: Bilmiyorum, okunmuş olabilir.

Hakim: Nerede görüştünüz?

Tanık Hasan: Tarlada.

Hakim: Neden görüştünüz?

Tanık Hasan: Elektrik işleri vardı.

Hakim: Kim vardı?

Tanık Hasan: Mehmet Atasoy ve Ramazan Atasoy vardı.

Hakim: Ne yaptınız?

Tanık Hasan: Karpuz yedik, muhtarlarla elimizi yıkadık.

Hakim: Başka yere gittiniz mi?

Tanık Hasan: Tahmini 16:00 gibi Salim’in yanından ayrıldım.

Hakim: Daha önceki ifadenizde başka bir saat vermiştiniz.

Tanık Hasan: … (Burada bir cevap veremedi)

Hakim: Salim’in kıyafetlerini hatırlıyor musun?

Tanık Hasan: Hayır.

Hakim: Salim ile nasıl haberleştiniz?

Tanık Hasan: Gittiğimiz zaman oradaydı.

Hakim: Doğaçlama mı gittiniz?

Tanık Hasan: Doğrudan gittim.

Eski Diyarbakır Baro Başkanı avukat Nahit Eren soruyor:

Nahit Eren: Az önce “Ramazan Atasoy ve Mehmet Selim Atasoy orada” dediniz.

Tanık Hasan: Doğrudur.

Nahit Eren: Siz 15 dakika karpuz yediniz, sonra işi yaptınız. 17:30 gibi birbirinizden ayrıldınız, doğru mu?

Tanık Hasan: Evet.

Nahit Eren: Ramazan ve Mehmet Selim Atasoy 17:30 gibi orada mıydı?

Tanık Hasan: Hayır, değillerdi.

TANIK ABDULSELAM YEŞİLDAĞ’IN İFADELERİ

Mahkeme Başkanı: Narin’in kaybolduğu gün Hasan beyle nasıl konuştunuz?

Abdulsamed Yeşildağ: Mehmet Şerif Güran bana telefon açtı, bir arızadan bahsetti. Tamir için gittim, sonra bu kadar paraya yapacağımı söyledim.

Mahkeme Başkanı: Ne kadarsa anlaştınız?

Abdulsamed Yeşildağ: 3 bin TL’ye anlaştık.

Mahkeme Başkanı: Çok hızlı konuşuyorsun, işini de böyle hızlı mı yaparsın?

Abdulsamed Yeşildağ: Evet.

Mahkeme Başkanı: Maşallah. Kaç gibi Mehmet Şerif Güran ile konuştunuz?

Abdulsamed Yeşildağ: 16:00 gibiydi.

Mahkeme Başkanı: Tarlada ne yediniz?

Abdulsamed Yeşildağ: Karpuz yedik.

Mahkeme Başkanı: Menemen de yemişsiniz?

Abdulsamed Yeşildağ: Evet.

Mahkeme Başkanı: Kim kim yediniz? Çocuk var mıydı?

Abdulsamed Yeşildağ: 2 çocuk vardı.

Mahkeme Başkanı: Kız, erkek?

Abdulsamed Yeşildağ: Vallahi bilmiyorum.

Mahkeme Başkanı: Ramazan Atasoy orada mıydı?

Abdulsamed Yeşildağ: Çevre.

Mahkeme Başkanı: Babası orada mıydı?

Abdulsamed Yeşildağ: Babası yoktu.

Mahkeme Başkanı: Oradan kaçta ayrıldınız?

Abdulsamed Yeşildağ: 17:40 gibi.

Mahkeme Başkanı: Karpuz yediğiniz yerde başka kim vardı?

Abdulsamed Yeşildağ: Çocuk vardı.

Mahkeme Başkanı: Ne yapıyorlardı?

Abdulsamed Yeşildağ: Oyun oynuyorlardı.

Mahkeme Başkanı: Salim’in olay günü kıyafetlerini hatırlıyor musun?

Abdulsamed Yeşildağ: Vallahi hatırlamıyorum.

NARİN’İN KARDEŞİ E.G.’NİN İFADELERİ

Yeşildağ’ın ifadesinin ardından, Narin’in 6 yaşındaki erkek kardeşi E.G.’nin pedagog eşliğinde alınan ifade videosu mahkeme salonunda izlettirildi.

Soru: Odada kim uyuyordu?

E.G.: Abim ve annem koltukta, Muhammed abim yerde yatıyordu.

Soru: Hediye yengen nasıl geldi, ilk gelişinde?

E.G.: Onu bilmiyorum. İlk gelişini bilmiyorum.

Soru: İkinci gelişinde neden gelmişti?

E.G.: Annem çamaşırları ona bırakmıştı, ondan.

Soru: Peki, acele ediyor muydu?

E.G.: Normaldi.

Soru: Narin nereye gitti?

E.G.: Camiye gitti. Saat 15:00’te çıktı, daha gelmedi.

Soru: Narin camiye gidince siz ne yapıyordunuz?

E.G.: Karpuz yiyorduk.

Soru: Sonra ne yaptınız?

E.G.: Teyzemgile gittik.

Soru: Annen evdeyken ne yapıyordu?

E.G.: Uyuyordu. Yengem geldi, çamaşırları bana verdi, gitti.

Soru: Annen nerede uyuyordu?

E.G.: Klima odasında uyuyordu.

Soru: Sonra yengen geldi mi?

E.G.: Evet, ikinci defa geldi.

Soru: Peki yengen ilk geldiğinde sana kızdı mı?

E.G.: Kızmadı.

Soru: Sinirli, mutsuz oldu mu hiç?

E.G.: Normaldi.

Soru: Peki o yengen gelmişti, çamaşırları sana bıraktı, sonra ne yaptı?

E.G.: Bıraktı, gitti.

Soru: Peki böyle telaşlı mı gitti?

E.G.: Sakin gitti.

Soru: Peki o gün “ne oluyor, bunlar niye böyle konuşuyor” diye düşündün mü?

E.G.: Sadece Narin yoktu.

Soru: Sana bir şey dedi mi abilerin?

E.G.: Demedi.

Soru: Peki baban sormadı mı sana? Sen de evdeydin, Narin evde miydi?

E.G.: Babam evde değildi.

Soru: Sonra geldi ama değil mi?

E.G.: Geldi.

Mahkeme Başkanı, tanık ifadelerinin bittiğini, tanıkların isterlerse duruşmayı takip edebileceklerini söyledi.

Exit mobile version