ANKARA – Kazandıkları sınava rağmen atamaları engellenen Eğitim Sen’lilere dair Eğitim Bakanlığı’nın verdiği yanıtı soran DEM Partili Heval Bozdağ’a, Bakan Yusuf Tekin, “Bana sormadınız” demekle yetindi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan imzası ile Meclis Başkanlığı’na sunulan 2025 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’nin görüşmeleri Plan ve Bütçe Komisyonu’nda devam ediyor. Komisyon toplantısı, Eğitim Bakanlığı’nın bütçe görüşmeleri ile sürüyor.
VALİLİK ENGELLİNİ ANIMSATTI
Bütçe görüşmelerinde söz alan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Agirî Milletvekili Heval Bozdağ, vali tarafından atanması engellenen Eğitim Sen üyelerine dikkat çekti. En yüksek puan alan Eğitim Sen’lilerin atanmalarının valilik tarafından engellendiğini belirten Bozdağ, “2’nci, 3’üncü sırada olanların da aslında atamaları yapılmamış, kadrolar aslında boş, şu anda da boş olarak devam ediyor. Millî Eğitim Müdürlüğü bunun Valilik kararıyla olduğunu da yine ifade etmiş. Valilik istenen randevulara cevap vermiyor” şeklinde paylaşımda bulundu.
BAKAN’IN BAKANLIĞINDAN HABBERİ YOK
Valinin, “Ben öyle uygun gördüm. Hukuk önünde hakkınızı arayınız” dediğini aktaran Bozdağ, “Bu durum Eğitim Bakanlığı’na iletiliyor. Bakanlığın da ‘2’nci ve 3’üncü sıradakileri de atamayın. Bu adamlar mahkemeyi kazanıp geri geldiğinde daha büyük bir kaos yaşanır’ yanıtını vermiş” dedi.
Komisyonda bulunan Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Bozdağ’ın sözlerine “Dedikodu” dedi. Bozdağ’ın bakanlığın böylesi bir yanıt verdiğini ısrarla belirtmesine rağmen Tekin, “Ben buradayım, benimle konuşmadınız diyorum” demesi dikkat çekti. Bozdağ, “Sizin Bakanlığınıza sorulmuş diyorum, Bakanlığınızın bilgisi dâhilinde Sayın Bakan. Ben size bunu zaten soruyorum şu anda, anlatmaya çalıştığım böyle bir durum var. 12 kadrodan 4 tanesi boş şu anda; muhtemelen oralara, boş kalan kadrolara liyakatsiz yöneticiler atanacak” ifadelerini kullandı.
BAKANA SORULAR
Bozdağ, Tekin’e şu soruları yöneltti: “Personeliniz şu anda öğretmenlik yapıyor, maaşını da sizden alıyor fakat idareci, yönetici olamıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Valiliğin böyle bir yaptırım gücü var mı, aynı zamanda bunu engelleme yetkisi var mı? Sizin sorumluluğunuz bu durumda, atamasını yaptığınız hâlde valilik engeliyle karşılaştığı andan itibaren bitiyor mu? Burada sorumluluğunuzun devam ediyor olması gerekmez mi?”
BİNLECRE ÖĞRENCİ ATILMA RİSKİ İLE KARŞI KARŞIYA
Üniversite öğrencilerinin yaşadığı sorunlara da değinen Bozdağ, “Tüm fakülteler göz önüne alındığında, azami süreye takılarak okullarından atılma tehdidiyle karşı karşıya kalan toplam 487 bin mağdurdan bahsediliyor. Tıp fakültesi, biliyorsunuz, kolay kazanılan bir bölüm değil, yoğun emek ve disiplin isteyen bir bölüm. Tıp eğitiminin de kendi içerisinde çok ciddi sıkıntıları var ve maalesef, öğrenciler, ülkedeki tüm sorunlarla aynı zamanda mücadele etmek zorundalar” dedi.
ANADİLDE EĞİTİM
Anadilde eğitimin önemine de değinen Bozdağ, Kürtçe ile eğitim hak ve talebine işaret etti. Bozdağ, “Mezopotamya’nın kadim dili Kürtçe, bugün, maalesef, yitip gitmekle karşı karşıya. Ana dilde eğitim Kürtlerin en temel hakkı. Kürtçe 168 dil arasında 918.123 kelime haznesiyle dünyanın en zengin dilleri arasında. Maalesef ki asimilasyon politikaları Kürtçe üzerine hiç olmadığı kadar büyük hızda etki yaptı. Kürt Dil Bilimcisi Zana Farqini’nin çok çarpıcı bir ifadesi var, diyor ki: ‘Kürtçe, yağmura yakalanmış kar gibi eriyor.’ Çeşitli araştırmalar; yasaklamaların, engellemelerin Kürtçe konuşmanın dramatik bir düşüş içerisinde olmasını sağladığını söylüyor” ifadelerini kullandı.
KÜRTÇE EĞİTİM DİLİ TALEBİNİ İLETTİ
Bozdağ, Kürtçenin eğitim dili olması ile ilgili yapılan anketlere işaret ederek, Kürtlerin yüzde 80’nin Kürtçenin eğitim dili olmasını istediğini söyledi. Bozdağ, sözlerini şöyle bitirdi: “Bir ülkenin birden çok resmî dilinin olmasının sakıncasını hâlâ anlamış değiliz. Bir ülkede yaygın olarak birden fazla dil kullanılıyorsa bunlar o ülkenin zaafı değil, zenginliğidir. ‘Devlet eşittir tek dil.’ olamaz. Türkler, Kürtçe öğrenseydi halklar arasında bu kadar kutuplaşma ve ön yargı da olmazdı. Başka bir dil öğrenmek eğer sizi ana dilinizden uzaklaştırıyorsa orada muhakkak bir adaletsizlik ve eşitsizlik vardır. Kürtler, Türkçe öğrenirken maalesef ki Kürtçeyi unutuyorlar.”
‘KÜRT SORUNU KÜRTÇE SORUNUDUR’
Komisyonda söz alan DEM Partili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit de Kürtçenin önemine dikkat çekti, “Bu güne kadar ne Laz’ın sesi duyuldu ne Kürt’ün çığlığı işitildi ne de Çerkes’in varlığı kabul edildi. Bin bir çiçekli bahçeleri andıran Anadolu ve Mezopotamya coğrafyasına ‘tek dil, tek millet’ ülküsü ikame edilmek istendi. Asimilasyon politikaları uygulandı, diller tehlikeli olarak kodlandı. Bugün nispeten değişen bir atmosfer var elbette. Ama Kürtlerin vazgeçilmez ontolojik talepleri karşılık bulmuş değil. Kürt sorunu, aynı zamanda bir Kürtçe sorunudur, anadilinde eğitimden yoksun bırakılma sorunudur. Ama yarım saatlik sunumuzda dahi tek bir defa bile Kürtçe geçmiyor. Kürtçe, milyonların dilidir; bunu yok saymak, pedagojik ilkelerden de sapmaktır” dedi.
Komisyondaki görüşme devam ediyor.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***