MHP lideri Devlet Bahçeli’nin PKK lideri Abdullah Öcalan’a “Gelsin TBMM’de konuşsun, örgütün lağvedildiğini açıklasın, sonra Umut Hakkı’ndan yararlanması için gerekli düzenlemelerin önü açılsın” yönünde yaptığı çağrı siyasetin gündemine oturdu. Bahçeli’nin bir diğer önemli mesajı da “Ne Kandil, ne de Edirne; adres İmralı’dan DEM’e uzansın. Bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın. Hodri meydan, buna varız” şeklindeydi.
Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde danışmanı olan, Karar yazarı Akif Beki, Bahçeli’nin çağrısının anlamının Öcalan’a tahliye kapısını açmak, DEM’in Kandil ve Selahattin Demirtaş’ı tasfiye etmesi şartına bağlandığına dikkat çekti.
Akif Beki, “2019’da Öcalan’dan mektupla seçim talimatı getirildi, Cumhur İttifakı lehineydi. Demirtaş ve Kandil’in etkisiyle HDP dinlemedi. İktidar, İstanbul’u kaybetti. Bunun tekrarlanmaması için kalıcı önlem alınıyor. Onun formülü de bulunmuş” dedi.
Beki’nin yazısından bir bölüm şöyle:
“2023’te, kazanırsa muhalefet Öcalan’ı serbest bırakacak, karalamasıyla seçimi Cumhur İttifakı kazandı. Ama bir yıl sonra Öcalan’ı cezaevinden bırakmayı da Cumhur İttifakı müzakereye açtı.
MHP’liler haklı; Bahçeli’nin dün grup konuşmasındaki çağrısı, bir milat.
Fakat doğru anlaşıldığından emin değilim.
Olmayan bir Çözüm Süreci’ni, varmış gibi görmek ve göstermek isteyenler haklı mı çıktı? Demek var mıymış bir süreç?
Yanılmayı çok isterim ama sanki Bahçeli’nin söylediklerinden kendi istediklerini anlıyorlar. “Yeni bir Çözüm Süreci’ne ihtiyaç yoktur” vurgusunu duymuyorlar bile.
‘O SÜRECİN TEKRARLANMAMASI İÇİN…’
Konuşmanın bütününden benim çıkardığım sonuç şu:
2019’da Öcalan’dan mektupla seçim talimatı getirildi, Cumhur İttifakı lehineydi. Demirtaş ve Kandil’in etkisiyle HDP dinlemedi. İktidar, İstanbul’u kaybetti.
Bunun tekrarlanmaması için kalıcı önlem alınıyor. Onun formülü de bulunmuş:
DEM sadece Öcalan’a bağlı olsun, Demirtaş’a ya da Kandil’e uymasın, bağlarını koparsın, terörün vesayetinden kurtulsun. Yoksa HDP gibi tasfiye olması kaçınılmaz.
HDP tasfiye edildi. Şimdi de DEM’i, Demirtaş ve Kandil’in etkisinden, yörüngesinden çıkarıp Öcalan’a tabi kılmaya geldi sıra.
Öcalan, DEM’in Meclis kürsüsünden Kandil’e seslenmeye çağrılıyorsa neyi sembolize ettiği açık değil mi?
Kandil’in, Öcalan’ı ve DEM’i dinleyip silah bırakmasını beklemek ne kadar gerçekçi, derseniz… Zaten öyle olmadığı içindir ki Öcalan’ın ve DEM’in, Kandil’i bırakması bekleniyor.
Öcalan’a tahliye kapısını açmak, DEM’in Kandil’e rest çekip Demirtaş’ı tasfiye etmesi şartına bağlanıyor bu durumda.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***