Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Mümtaz’er Türköne: Bahçeli’nin hamlesi Türkiye denetiminde Kuzeydoğu Suriye’de bir Kürt bölgesi ortaya çıkartacak

Mümtaz’er Türköne: Bahçeli’nin hamlesi Türkiye denetiminde Kuzeydoğu Suriye’de bir Kürt bölgesi ortaya çıkartacak


Siyaset bilimci, akademisyen, yazar Mümtaz’er Türköne, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin ana aktör olduğu Kürtlerle olan yeni süreci ve TUSAŞ saldırısını yorumladığı yazısında, “Bahçeli’nin maksadı terörü sona erdirmekten ibaret değil, daha kapsayıcı ve uzak menzilli bir hesabı var. Köşeye sıkışmış kediye çıkış imkânı vererek, İsrail’in güvenliği için kullanılacak Kürt kartını geçersiz hale getirmek istiyor” dedi.

Bahçeli’nin PKK lideri Abdullah Öcalan’a yaptığı çıkışıyla partisine biçilen rolü ters yüz ettiğine dikkat çeken Türköne, “O kadar sarsıcı bir hamle yaptı ki, dışarıdaki oyun kurucuların elindeki senaryo toptan çöp oldu. Bahçeli’nin Kürt sorunu için koyduğu çıta o kadar yüksek ki; sadece iç siyasî rekabetin doğasını, dengesini ve kimyasını değil uluslararası bütün hesapları ve planları da oyundan düşürdü. Herkes hesaplarını gözden geçirmek ve ona göre yeni bir planlamaya girişmek zorunda” ifadelerini kullandı.

Bahçeli’nin hamlesinin Kuzeydoğu Suriye’de bir Kürt bölgesinin ortaya çıkartacağına dikkat çeken Türköne, “Geriye sadece bir hamle kalıyor. Silahtan arındırılmış veya denetlenebilir hale gelmiş Suriye’deki Kürt varlığının Türkiye’nin himayesine emanet edilmesi. Bahçeli’nin hamlesi, tıpkı Kuzey Irak’ta büyük ölçüde gerçekleştiği gibi, Türkiye denetimi ve güvencesinde Kuzeydoğu Suriye’de bir Kürt bölgesi ortaya çıkartacak. İşin püf noktası tam olarak burası. İkna edilecek tek muhatap kalıyor geriye: İran. İsrail ile süren savaş durumu yüzünden İran’ın da Türkiye ile pazarlık marjı kalmadı. Kısaca Bahçeli’nin zamanlaması her açıdan doğru” değerlendirmesini yaptı.

Türköne’nin Turkish Post‘ta yer alan yazısı şöyle:

“Siyasette doğru tavır veya tutum olmaz; doğru zamanlama olur.

Bahçeli’nin şaşkınlık yaratan çıkışına “pragmatizm” demek, “u dönüşü” yapmakla suçlamak, eskiden söylediklerini hatırlatarak mahkûm etmek bu yüzden doğru değil. Hele İYİ Parti liderinin yaptığı gibi ilk mektep müsameresi kıvamında parti rekabetini hamasete konu etmesinden kalıcı bir fayda sağlaması imkânsız.

Soru basit: “Zamanlama doğru mu?”

Bu soruya isabetli bir cevap verebilmek için hatırlamamız gereken bazı basit gerçekler var. Her şeyden önce Türkiye’nin aktüel bir terör sorunu yok. Kuzey Irak’ta Pençe-Kilit operasyonlarıyla Türkiye sahaya bütünüyle hâkim oldu. PKK, Kandil’de Gara’ya sıkıştı. KDP seçimleri açık ara kazandı. Suriye’de ise Fırat Kalkanı ile bir statüko hali oluştu. PYD’nin (PKK’nın) Akdeniz’e çıkış şansı kalmadı. 2017 yılından bu yana PKK Türkiye içinde terör eylemi yapmadı. Tam tersine TUSAŞ saldırısı, Bahçeli’nin çıkışına saha dışından verilmiş bir cevap gibi görünüyor. 2013’te Çözüm Süreci başlar başlamaz Paris’te Sakine Cansız ile birlikte iki kadının öldürülmesi, süreci baltalamaya yönelik bir provokasyon olarak görülmüş ve hemen aşılmıştı. TUSAŞ saldırısı, doğrudan Türkiye’nin savunma sanayii alanında küresel iddiasını hedef aldığı için, bir provokasyon olarak yorumlanabilir.

Demek ki Bahçeli’nin maksadı terörü sona erdirmekten ibaret değil, daha kapsayıcı ve uzak menzilli bir hesabı var. Köşeye sıkışmış kediye çıkış imkânı vererek, İsrail’in güvenliği için kullanılacak Kürt kartını geçersiz hale getirmek istiyor.

Oyun teorisi:

Durumu dış güçlerin senaryoya bağladığı bir oyun teorisi olarak değerlendirin. Oyun teorisi, sonucun sadece karar vericiye değil başkalarının tercihlerine ve eylemlerine bağlandığı bir denkleme dayanır. Türkiye için oyun kuranlar, diğer aktörleri tek tek değerlendirip, hesaplama yaparken iktidar ortağı olarak MHP’ye de duruşuna ve politikasına uygun bir rol vermiş olmalılar. Bahçeli, Salı günkü çıkışı ile partisine biçilen rolü ters yüz etti. O kadar sarsıcı bir hamle yaptı ki, dışarıdaki oyun kurucuların elindeki senaryo toptan çöp oldu.

Bahçeli’nin Kürt sorunu için koyduğu çıta o kadar yüksek ki; sadece iç siyasî rekabetin doğasını, dengesini ve kimyasını değil uluslararası bütün hesapları ve planları da oyundan düşürdü. Herkes hesaplarını gözden geçirmek ve ona göre yeni bir planlamaya girişmek zorunda.

Anahtar, Bahçeli’nin Öcalan için tecridin kaldırılması ve siyaset imkânını, PKK’nın silah bırakma şartına bağlamasında aranmalı. Kürt siyaseti de bütün kapalı devreler gibi farklı istikametlere koşan atların her birinin diğerini alt etme gücüne göre şekil alıyor. Bahçeli’nin hamlesi, PKK’yı rahatsız ederken sivil-silahsız siyasetin önünü açmış oldu. Bu hamleye silahla karşılık vermeyi savunanlar, silah bırakmakta inat edenler Kürtlere hangi gerekçeyi veya bahaneyi sunacaklar?

‘İŞTE İŞİN PÜF NOKTASI…’

Suriye Kürtleri:

Geriye sadece bir hamle kalıyor. Silahtan arındırılmış veya denetlenebilir hale gelmiş Suriye’deki Kürt varlığının Türkiye’nin himayesine emanet edilmesi. Bahçeli’nin hamlesi, tıpkı Kuzey Irak’ta büyük ölçüde gerçekleştiği gibi, Türkiye denetimi ve güvencesinde Kuzeydoğu Suriye’de bir Kürt bölgesi ortaya çıkartacak.

İşin püf noktası tam olarak burası.

İkna edilecek tek muhatap kalıyor geriye: İran. İsrail ile süren savaş durumu yüzünden İran’ın da Türkiye ile pazarlık marjı kalmadı. Kısaca Bahçeli’nin zamanlaması her açıdan doğru.

Bu hamle taktik bir adım değil, sonuç alıcı stratejik bir hamle. Hem içerdeki aktörleri hem de dışardakileri, bilhassa PKK’yı alışılagelmiş kulvarlarından dışarıya çıkardı. Bahçeli’nin “silah bırakma” şartı, Öcalan’a tanıdığı statüyü ağır bir yükün ve sorumluluğun altına sokuyor. Sonuç alırsa, verilen tavizlerin hiçbir değeri kalmayacak.

Türkiye ateşi zaman zaman yükselen, zaman zaman düşen Kürt sorununu yakın vadede kökünden çözemez; ancak Bahçeli’nin bu çıkışı sayesinde yönetilebilir durumda uzun süre tutabilir. Zaman, böyle dev sorunların en etkili ilacı.

Bahçeli’nin patlattığı siyasî bombanın tesirleri çok uzun zaman devam edecek, dönüp tekrar tekrar referans olarak tartışılacak. Ortalığı buladığı tozun dumanın dağılması, etrafın görünür hale gelmesi bile uzun zaman alacak.”

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version