Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Miradê Kinê’nin yaşamı ve sanatı kitaplaştırıldı

Miradê Kinê'nin yaşamı ve sanatı kitaplaştırıldı


ŞIRNEX – Yazar Hurşit Baran Mendeş, 3 yıllık çalışmanın ardından sanatçı Miradê Kinê’nin yaşam öyküsü ve sanatını kitaplaştırdı.

Halk arasında “Mirado” olarak bilinen ve sanatındaki ustalığı dolayısıyla “Mîrê Ribabê” yani “Kemençenin Mîrî” unvanı verilen sanatçı Miradê Kinê’nin yaşam öyküsü ve sanatı kitaplaştırıldı. Yazar Hurşit Baran Mendeş, Mêrdîn’in Kerboran ilçesinde bağlı Gera Cafer köyünde 1943’te dünyaya gelen ve 1984’te hayatını kaybeden Kinê’nin yaşam öyküsünü ve eserlerini 3 yıllık çalışmanın sonucu kitaplaştırdı. Mendeş, çalışmasında Kinê’nin yaşam öyküsüne odaklanarak, Kinê’nin seslendirdiği kilamları derledi. Nûbihar yayınları tarafından basılan ve 500 sayfadan oluşan kitapta, Kinê’nin insanlarla yaptığı sohbetler, kilamları ve yaşam öyküsüne yer verildi. Mendeş, Kinê’nin yaşam öyküsünü, onu tanıyan arkadaşları, çocukları, eşi ve koçerlerden dinleyerek, kitabının odağına aldı. 

 

‘MIRADÊ KINÊ BİR HAZİNEDİR’

 

Miradê Kinê’nin Kürt sanatı ve kültürü açısından bir hazine olduğunu söyleyen Mendeş, bunu kitaplaştırmanın önemli olduğunu söyledi. Mendeş, “İlk olarak dengbêj Meryem Xan’ın yaşam öyküsünü konu alan bir kitap yazdım. Onun hemen sonrasında Miradê Kinê’nin yaşam öyküsü üzerine bir çalışmam oldu. Herkes Miradê Kinê’yi tanır. Miradê Kinê tanınan bir dengbêjdir. Özellikle de Torî bölgesinde ve Xerzan’da Miradê Kinê çokça sevilen bir isimdir. O dönemlerde her evde insanlar Miradê Kinê’nin sesini pilli teypler ile kayıt eder ve öyle dinlerlerdi. Koçerler tarafından da çok sevilen biriydi. Ben Torîlerin içinde gezdiğim zaman onun hayatını keşfettim ve yazmaya karar verdim. İlkin ailesi ve sevdikleriyle bir bir görüşmeler gerçekleştirdim. Daha sonra yazmaya başladım. Araştırma yaptığım süreçte aslında Miradê Kinê’nin Kürt kültürü, sanatı ve dili için bir hazine olduğunu gördüm. Bu yüzden yaşam öyküsü ve sanatını bir gereklilik olarak gördüm. Ben yaklaşık 2 yıl boyunca doğduğu yerde, yaşadığı yerde ve devlet memuru olduğu yerde araştırma yaptım. Daha sonra da 500 sayfadan oluşan bir kitabı yayınladık. Güzel ve başarılı bir çalışmaydı” ifadelerini kullandı. 

 

3 YILLIK ÇALIŞMA

 

Kitabı Kinê’nin Kürt sanatında verdiği emeğinin kaybolmaması için hazırladığını ifade eden Mendeş, “Bu çalışmayı yaparken çok zorlandık ama değdi. Çünkü Miradê Kinê tek başına bir hazine, o çok muhteşem bir dengbêj ve kemençe ustası. Gırtlağıyla, şivesi ve kemençesiyle her bakımdan örnek gösterilecek bir dengbêj. Bu yüzden herkes onu tanısın bilsin istedik. Ancak Miradê Kinê çok erken bizden ayrıldı. Miradê Kinê’nin hayatı ile ilgili merak edilen her bir şeyi topladık. Kürtçe basmak istedik. Kürtçe de eksiksiz bir şekilde yayınlansın diye bir yıl boyunca da oradan da emek verdik. Yani 3 yıllık bir çalışma sonucunda kitap basıldı” diye konuştu.

 

116 KLAMINI TOPLADI

 

Yaptıkları çalışmalar sonucunda Miradê Kinê’nin 116 kilamını topladıklarını ifade eden Mendeş, dengbêjî’nin Kürt tarihini yaşatma anlamında ciddi bir misyon oynadığını dile getirdi. Kinê’nin seslendirdiği klamların çeşitlerine işaret eden Mendeş, “Seslendirdiği klamlar çoğunluklu olarak savaş, aşk ve Kürtlerin yaşadığı açılar üzerinedir. Aynı seslendirdiği klamlar yanı sıra hikayeleri de var. O zamanlarda kemençesiyle düğünlere gider, hem çalar hem söyler. Yine yaptığımız çalışmaya göre Miradê Kinê hem bir yurtsever hem de devrimciydi. Toprağına ve diline bağlıydı. Devlet memuruyken çok zorlukla karşılar ve çoğu kez ona, ‘dengbêjliği bırak’ üzerinden baskılar olur. Ancak o buna rağmen sürdürür. Torîler ona ‘Mîrê ribabê’ der. Yani kemençe ustası. Çünkü onun gibi çalan yok. Tam 116 klamını topladık. Daha fazla klamları var, ancak bir çoğu kayıp. Çoğu da farklı sanatçılar tarafından sahiplenerek kendilerininmiş gibi gösterildi. Ben Meryem Xan ile başladım, bununla da sürdürdüm. Neden dengbêjî? Çünkü dengbêjî yaşamdır, Kürtçedir ve Kürt tarihidir. Eğer ki dengbêjlik olmasaydı birçok şeyimiz kaybolurdu. Birçok şeyi yani tarihimizi bilmezdik. Bu yüzden dengbêjliği ve dengbêjleri sahiplenmek ve yeni nesle aktarmak gerekir. Dengbêjler üzerindeki çalışmalarımız sürecek” şeklinde konuştu. 

 

MA / Zeynep Durgut

 

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version