Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

İstanbul’da iki genç kadının vahşice öldürülmesine tepkiler büyüyor


İstanbul’da geçen hafta iki genç kadının vahşice öldürülmesine tepkiler büyüyor.

İstanbul, Boğaziçi, Yıldız Teknik, Trakya ve Medipol üniversitelerinde dün kadın cinayetleri protesto edildi. Ayşenur Halil, Medipol Üniversitesi Medya ve Görsel Sanatlar bölümü ikinci sınıf öğrencisiydi.

Kadın örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve kadın meclisleri sadece İstanbul’da değil, Türkiye’nin birçok şehrinde eylemlerini bu hafta da sürdürüyor. Eylemlere katılım çağrısı “Katillere, tacizcilere, cezasızlığa karşı buluşuyoruz. Tüm kadınları bekliyoruz” ifadesiyle yapılıyor.

Dün ise Gaziantep’in Yeşilsu Parkı’nda biraraya gelerek basın açıklama yapan kadın sivil toplum kuruluşları, sloganlar eşliğinde yaptıkları basın açıklamasının ardından Balıklı Parkı’na yürüdü.

Basın açıklaması sonrası VOA Türkçe’ye konuşan kadınlar son zamanlarda artan şiddet olaylarına ve caydırıcı olmayan cezalara dikkat çekti.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş da cinayetlerin yaşandığı gün, geçen hafta sosyal medya hesabından, “Bakanlık olarak kadına yönelik şiddeti ve kadın cinayetlerini bu coğrafyadan kazımak için mücadelemizi amasız, fakatsız, sıfır tolerans ilkesiyle kararlılıkla sürdüreceğiz!” mesajını paylaştı. Göktaş, cumartesi günü Ayşenur Halil’in ailesine taziye ziyaretinde bulundu.

Hükümet kanadında bir diğer açıklama ise dün AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten geldi. Çelik, şiddet olayları karşısında cezasızlık algısı oluşturulmasına müsaade etmeyeceklerini söyleyerek, “Kadınlara yönelik şiddet olayları için önleyici ve koruyucu yeni tedbirlere ihtiyaç var” dedi. Şiddet olaylarının dünkü AK Parti Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında da ele alındığını ifade eden Çelik, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un bu konuda MYK üyelerine bilgi verdiğini anlattı.

Ne yaşandı?

19 yaşındaki Semih Çelik, kendisiyle aynı yaştaki kadınlardan Ayşenur Halil’i 4 Ekim Cuma günü Eyüpsultan’da ailesiyle yaşadığı evde, İkbal Uzuner’i ise yaklaşık yarım saat sonra Edirnekapı surları üzerinde öldürdü. Her iki kadının da kafasını kesen Çelik, surlardan atlayıp intihar etti.

İki kadının cenazesi de cumartesi günü ayrı törenle defnedildi. Semih Çelik’in cenaze namazı ise güvenlik gerekçesiyle iptal edildi.

Babası Adem Çelik’in psikolojik tedavi gördüğünü söylediği Semih Çelik daha önce de intihar girişiminde bulunmuştu.

Ekol TV tarafından yayınlanan ve olaydan bir yıl önce çekildiği öne sürülen video kaydında Semih Çelik, eski kız arkadaşı İkbal Uzuner’e sesleniyor, “İkbal seninle özel olarak vedalaşmak istedim. Sonunda ölüyorum” diyor.

Çelik videonun devamında Uzuner’e yaşattıklarından dolayı özür diliyor ve “Ama sana söylemem gereken bir şey var. Dün seni gördüğüm gün seni öldürmeye gelmiştim” diyor ve sonra bundan vazgeçtiğini söylüyor.

Yine Türk basında yer alan haberlere göre Semih Çelik’in odasında, Uzuner’in parçalanmış cesedini çağrıştıran bir kara kalem çizimi bulundu.

Baba Adem Çelik: “Oğlum 16 yaşına kadar imanlı biriydi”

Semih Çelik’in cinayetleri neden işlediğine dair henüz bir bulguya rastlanmazken, babası Adem Çelik ve maktullerden İkbal Uzuner’in babası Hasan Uzuner’in ifadeleri basında yer aldı.
Kızının ve eşinin, kızının üniversite öğrenimi görmesi nedeniyle Ankara’da olduğunu belirten Adem Çelik, İstanbul’da oğluyla birlikte yaşadığını belirtiyor. Çelik, oğlunun iki yıldır uyuşturucu kullandığını, ara ara eve alkol aldığını, uyuşturucu alacak parası kalmadığı için de son üç aydır uyuşturucu kullanmadığını söylüyor.

İmam hatip lisesinde okuyan oğlunun 16 yaşına kadar “imanlı birisi olduğunu” söyleyen Adem Çelik lise üçüncü sınıftayken rehber öğretmenin eşini arayarak, Çelik’in başka bir öğrenciden uzak durmasını istediğini belirtiyor.

Oğlunun evde sürekli bilgisayarda vakit geçirdiğini, odasına bir başkası girdiğinde telaşla bilgisayarı kapattığını belirten baba Çelik oğlunun okulu bıraktığını ve liseyi, açık öğretimde bitirdiğini söylüyor.

Bir kadar yıl önce oğlunun odasında bazı korkunç resimler gördüğünü söyleyen Çelik, “Semih’in odasına girdiğimde kendisinin duvara çizmiş olduğu, şeytana benzer kara kalem resimler gördüm. ‘Bu resimler ne?’ diye sorduğumuzda bizlere ‘Anlamazsınız, düşünce yapımız değişik’ diyerek başka açıklama yapıyordu” diyor.

Baba Çelik, 1 Mart 2022’de İkbal Uzuner’in annesinin, eşini arayarak “Senin oğlun benim kızımın beynini yıkamış, beraber intihar edeceklermiş” dediğini aktarıyor.

O akşam oğlunun bir halı sahada intihara teşebbüs ettiğini, bu konuda çocuk şubede ifade verdiğini, Bakırköy Sadi Konuk Hastanesi’nde tedavi gördüğünü, İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi’ne sevk edilip burada üç hafta yattığını, tedavi takiplerine devam ettiğini ancak psikoloji ilaçlarını kullanmadığını söylüyor.

“Ayşenur evde, sakın gelmeyesin baba”

Oğlunun yaklaşık bir yıl önce Oğuz Can Polat İmam Hatip Lisesi’nden tanıdığı Ayşenur Halil ile çıkmaya başladığını söyleyen Çelik, oğlu ve Halil’in hem evde hem de dışarıda buluştuklarını belirtiyor.

Olay günü son telefon konuşmasında oğlunun kendisine “Ayşenur evde, sakın gelmeyesin baba’ dediğini” aktarıyor. Olay günü ayrıca, eşinin oğlunu görüntülü aradığını, eşinin aktardığı kadarıyla eşinin hem oğlu ve hem de Ayşenur Halil ile görüştüklerini söylüyor.

Polislerin evde olduğunu kendisini arayan eşinden öğrendiğini belirten baba Çelik, eve gittiğinde olayı polislerden öğrendiğini söylüyor.

Hasan Uzuner: “Kızım 1,5 yıldır Semih’le iletişim kurmamıştı”

İkbal Uzuner’in babası Hasan Uzuner ise DHA’da yer alan ifadesinde, kızının Semih Çelik ile bir dönem arkadaşlık ettiğini ancak Çelik’in kızını rahatsız etmesi nedeniyle psikolojisinin bozulduğunu söylüyor.

Rahatsızlığın devam etmesi nedeniyle kızının okulunu değiştirdiğini belirten baba Uzuner, psikolog desteği alan kızının düzeldiğini ifade ediyor.

Kızının son 1,5 yıldır “gayet iyi” olduğunu belirten Uzuner “Psikolojisi düzelmişti. Bizimle ilişkisi iyiydi. Semih Çelik’in annesinin de bizi arayıp ‘Oğlumun yeni bir kız arkadaşı var, çok mutlular, artık kızınızı rahatsız etmeyecek’ demesi üzerine daha da rahatlamıştık. Kızım 1,5 yıldır Semih’le hiçbir şekilde iletişim kurmamıştı” diyor.

İkbal Uzuner’in babası Hasan Uzuner ise olay günü eşinin kızını aradığını ve telefona bir erkeğin cevap verdiğini belirtiyor. Uzuner şöyle devam ediyor:

“Eşim tekrar kızımı arayınca bu sefer başka bir erkek açmış ve telefonun surlardan aşağı düştüğünü söyledi. Eşime yerini tarif edip ‘Gelip telefonu alabilirsiniz’ demiş. Bunun üzerine ben de aradım kızımı. Telefonu açan erkek bana telefonu sadece annesine teslim edeceğini söyledi.”

Uzuner tarif edilen Edirnekapı surlarına gittiklerinde ise kızlarının öldürülmüş olduğunu gördüklerini belirtiyor.

Exit mobile version