CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklanması ve yerine kayyım atanmasına yönelik tepkiler devam ediyor.
Savcılık açıklamasında, Ahmet Özer hakkında yürütülen soruşturmanın bir gerekçesinin de “İmralı’da Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmeler” olduğu öne sürülmüştü.
Soruşturmaya göre PKK lideri Abdullah Öcalan ile İmralı Adası’nda yapılan görüşmede Ahmet Özer’in demokratik özerklik projesinde görevlendirilmesinin uygun görüldüğü iddia edildi.
10 yıl boyunca takip edildiği belirtilen Özer’in PKK üyesi olduğu iddia edilen kişilerle ve 14 kez de Kongra-Gel Eş Başkanı Remzi Kartal ile irtibat kurduğu ifade edildi.
Peki, çözüm sürecinde, İmralı’da HDP’li milletvekilleriyle Abdullah Öcalan arasında yapılan görüşmelerden elde edilen tutanaklarda Ahmet Özer’in adı geçiyor mu? Geçiyorsa nasıl geçiyor?
Rudaw Türkçe’nin haberine göre söz konusu tutanaklar görüşmede hazır bulunan güvenlik bürokrasisinden bir yetkili tarafından kaleme alınmıştı.
Buna göre Ahmet Özer’in adı, 7 Haziran 2013’te dönemin HDP’li milletvekilleri ile PKK lideri Abdullah Öcalan’ın yaptığı görüşme tutanaklarında geçiyor.
Çözüm sürecine denk gelen tarihte yapılan bu görüşmede Öcalan HDP’den süreçte rol alabilecek 25 kişilik bir liste hazırlanmasını istiyor.
Öcalan burada “Biraz derinlikli tartışma, fikir jimnastiği yapabileceğimiz kişiler olmalı. Farklı kesimlerden insanlar olabilir. Ermeniler, Aleviler, gayrimüslimler, anayasacılar vb. Ahmet Özer, Mesut Yeğen, Büşra Hoca (Ersanlı) da olabilir” diyor.
11 Ocak 2014’te de HDP’li İdris Baluken ve Sırrı Süreyya Önder ile Öcalan arasında yapılan bir başka görüşmede Özer’in adı tutanaklara yansıyor.
Söz konusu tutanak şöyle:
“İ. Baluken: Bazı bilim insanlarının demokratik özerklik projesine katkı sunma istekleri var. Sizin bilim çevreleri ve akademiyadan beklentilerinizin neler olduğunu öğrenmek istiyorlar.
A. Öcalan: Kimler var mesela? Bir isim söyleyebilir misiniz?
İ. Baluken: Ahmet Özer var, Mersin Üniversitesinden. Akademiyadan bazı akademisyenlerin kendisine ulaştığı bilgisini bize aktardı. Şöyle bir durumu ifade ediyorlar, bu durum sanırım önemlidir. Bilim adına üretilen bilgilerden çok fazla yeni bir perspektif almadıklarını, ancak sizin kitaplarınıza yoğunlaştıklarında yeni perspektifler edindiklerini ifade ediyorlar.
A. Öcalan: Evet. Bu durum önemlidir. İleride bu konulara değineceğim.”
Öcalan bu görüşmede Özer’in “Kürtler Cumhuriyete Neden İsyan Etti” kitabını okuduğunu söylüyor.
Yine Öcalan, Baskın Oran, Ahmet Özer ve Mesut Yeğen’in tarih uzmanlığından faydalanmak istediğini belirtiyor.
Aynı görüşmede Sırrı Süreyya Önder “yaptığımız görüşmenin tutanaklarını Kandil’e gönderdik. Hükümet heyeti ve Hakan (Fidan) Bey ile görüşme gerçekleştirdik” diyor.
Tutuklanan Prof. Dr. Ahmet Özer verdiği ifadede şunları söylemişti:
“Dosyadan anlaşılacağı üzere hiçbir belgeye dayanmayan iddialar ile suçlanıyorum. Örneğin 40 civarında kitap yazmış bir yazarım, bunların bir kısmı bölgesel kalkınmayla ilgili bir kısmı roman, bir kısmı Kürt meselesi ile ilgilidir. 200 civarında ulusal makalem ve 300 civarında bildirim yayınlanmıştır. Türkiye’nin çeşitli ulusal televizyonlarında görüşüne başvurulmuş kişiyim, hal böyleyken 2012 yılında Öcalan ile yapılan görüşmede iradem dışında ismimin geçtiği iddia ve suçlama yapılıyor, yazarım. Herkes okuyabilir görüş de arzedebilir, orada ismimin geçmiş olması herhangi bir delil midir? Başka bir insanın isminin zikredilmesi bu suçu mu yaratır?”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***