Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

İki eserim troller tarafından linç kampanyasına sokuldu

İki eserim troller tarafından linç kampanyasına sokuldu


Serbest Görüş Haber Merkezi

Oyuncu Uraz Kaygılaroğlu‘nun, fotoğraf sanatçısı Sayna Soleimanpour‘un ilk sergisi için verdiği pozlar yeniden gündeme geldi. Serginin sahibi Sayna Soleimanpour, konuyla ilgili sosyal medya hesabından bir açıklama yayınladı. 

Soleimanpour, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Sevgili dostlar merhaba. Geçtiğimiz günlerde ne yazık ki Türkiye’de hepimizi derinden sarsan trajik olaylar yaşandı. Bu olaylarla hiçbir şekilde ilgisi olmayan iki eserimin, trol hesaplar tarafından başlatılan bir linç kampanyası kapsamında dolaşıma sokulduğu bilgisini aldım. Sosyal medyayı aktif kullanan biri değilim. Instagram’ı yalnızca portfolyo niteliğinde ve tanıdığım kişilerle iletişim kurmak için kullanıyorum. Twitter ve diğer sosyal medya platformlarını kullanmıyor ve bunlara ilgi duymuyorum.”

Spekülasyon ve hakaret içerikli paylaşımlar için hukuki yollara başvurdu

Gazete Duvar’ın haberine göre, Sayna Soleimanpour, sosyal medya platformları üzerinden şahsına yönelik spekülasyon ve hakaret içerikli paylaşımlarda bulunan hesaplara karşı hukuki yollara başvurulduğunu belirtti.

Sergi süresince eserlerini merak edenlerle söyleşi ve soru-cevap etkinlikleri düzenlediğini ifade eden Soleimanpour, “Sergi metni zaten internette mevcut. Ancak ilerleyen günlerde eserlerimin içeriğini detaylı bir şekilde anlatan bir paylaşım yapmayı planlıyorum” dedi.

Sanatçı, gündemi bu konuyla meşgul etmek istemediğini ve dikkatlerin asıl suçlulara yönelmesi gerektiğini vurguladı.

Uraz Kaygılaroğlu: Oyunculuğu bırakmaya hazırım

Nevşin Mengü’nün YouTube yayınına katılan Uraz Kaygılaroğlu, verdiği pozlardan dolayı özür diledi.

Kaygılaroğlu şu ifadeleri kullandı:

“Sergi benim değildi. Başka bir sanatçının sergisiydi ben sadece bir işinde yer aldım. Nisan’ın 16’sında sergilenmişti ve o dönemki kız arkadaşımın ilk kişisel sergisiydi. Tepkilerin nereye varacağını, kadın cinayetlerine varacağını öngöremedim. Bir akıl tutulması yaşadım. Toplumun dinamiklerini, yaralarını ne kadar tetikleyeceğini öngöremediğim için de ardından özür dilemiştim fakat anladığım kadarıyla bu özür de kabul görmedi.”

“Can güvenliğimden endişe eder haldeyim”

Kaygılaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Hem Ayşenur’un hem İkbal’in ailesi ve sevenleri özelinde, tüm Türkiye özelinde çok üzgün olduğumuzu söylemek istiyorum. Semih Çelik adlı caninin yaptığı bu eylemin sonucunda bu işin öznelerinden biri haline gelmiş olmak beni çok üzdü. Genelde bu iş biraz cambaza bak gibi oluyor yani olup bitenden ziyade bir hedef belirleniyor. Aslında konunun özelinden biraz uzaklaşıyoruz gibi oluyor. Eğer bunların bitmesi ben ve benim gibi üçüncü şahısların toplumdan men edilmesi bir daha göz önüne çıkmamasıysa ben bunu seve seve can-ı gönülden kabul ederim. Bir daha sahneye çıkmak televizyona çıkmak zorunda değilim, başka bir iş yaparım. 

Ben kendi can güvenliğimden de üçüncü bir şahıs olarak, hedef gösterildiğim için endişe eder haldeyim. Sorunun kaynağı başka bir yer değil, sistematik olarak isimlerimiz bir şekilde sosyal medyadan pompalanıyor. Suçlu cadı avı yapılan hedef gösterilen bir durumdan bahsediyoruz. Ben parmağıma oje sürmüşüm, etek giymişim, rol icabı başka erkekle öpüşmüşüm, bir yerde yer almışım. Bunların hiçbirisi suç değil, beni suçlu yapmaz. İnsanlar istedikleri gibi yaşayabilir, bir kişiye verdiğim zarar yok konu bununla alakalı. Yani sizin beğendiğiniz toplumun istediği şekilde var olmuyor diye insanlar kötü olmazlar. Toplum olarak yaşadığımız bu cinnet anlarını bir yere yönlendirirken nereye yönlendirdiğime bir bakalım.”

 

 

 

Exit mobile version