Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Emirle faiz düşürmeye dayalı politikaların ağır sonuçlarını yaşadık!

Emirle faiz düşürmeye dayalı politikaların ağır sonuçlarını yaşadık!


Serbest Görüş Ekonomi

Karar yazarı Taha Akyol, bugünkü köşesinde, Türkiye’nin 2014’ten beri uyguladığı ve faiz oranlarını emirle düşürmeye dayalı ekonomik politikaların ağır sonuçlarını ele aldı. Bu politikaların, dini referanslarla (“nass var, sana bana ne oluyor”) gerekçelendirilerek sürdürüldüğünü belirtti ve enflasyonun üç haneli rakamlara ulaştığını vurguladı. Gelir dağılımının bozulduğunu, ücretli ve maaşlı kesimin büyük refah kaybına uğradığını ifade etti; kişi başı milli gelirin 2012 seviyesine düştüğünü söyledi.

Akyol, ekonomistlerin bu politikaları uzun süredir eleştirdiğini ve sonuçlarının öngörülebilir olduğunu belirtti. Prof. Selva Demiralp‘in uyarılarına atıfta bulunarak, erken veya yanlış algılanan bir faiz indiriminin enflasyonu tekrar canlandırabileceğini ve Merkez Bankası’nın sıkı duruşunu sürdürmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, Merkez Bankası’nın bağımsızlığının ve yönetiminin istikrarının piyasa güveni için önemine dikkat çekti.

Yazar, ilahiyat fakültelerinin ve özellikle fıkıh kürsülerinin bu konuda suskun kaldığını belirtti. “Nass” ile açıklanan bu politikaların fıkhi açıdan incelenmesi gerektiğini savunarak, haram kılınan “riba” ile finansman aracı olarak kullanılan faiz ve devletin para politikası aracı olan faizin aynı olup olmadığının tartışılmasını istedi. Allah’ın “riba”yı yasaklamaktaki maksadının Müslümanları finansal sıkıntıya ve yüksek enflasyona mahkum etmek olamayacağını ifade etti.

Taha Akyol, ilahiyat fakültelerinin bu önemli konuda sessiz kalmasını eleştirerek, özellikle ilâhiyatçı ve yazar Prof. Hayreddin Karaman’ın sorumluluğuna dikkat çekti. Şunu belirtti:

“Bu konuda özellikle Sayın Prof. Hayreddin Karaman’a sorumluluk düşmektedir. Bugün fıkıhta muhafazakâr bir duruşa sahip olan Karaman, geleneksel dindarlar ve bizzat Cumhurbaşkanı üzerinde etkili bir fıkıh profesörüdür.

Ayrıca Karaman, tarihte müstebit hükümdarların baskıları yüzünden fıkıhta kamu hukukunun gelişmediğini yazmış, kendi camiasında bu cesareti göstermiş bir isimdir. (Anahatlarıyla İslam Hukuku, cilt I, s. 165)

O yıllarda, Necip Fazıl dahil bazı kalemler Karaman’ı “reformcu” diye suçlamışlardı!

Bugün siyasi baskı başka alanlardadır. Üstelik itidarın bugünkü faiz politikasına da ışık tutacağı için “faiz” ve “riba” farkı üzerine toplu bir akademik makale, bir ilahiyatçılar bildirisi yayınlanması sanırım iktidarı da memnun edebilir. Bu açıdan da çekinmelerine sebep yok…”

Yazının tamamını okumak için tıklayın.


Exit mobile version