Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Muhalefet, Türkiye’nin “Yunan botlarının Türk karasularını ihlaline” verdiği tepkiyi yeterli bulmuyor


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Birleşmiş Milletler 79. Genel Kurulu için bulunduğu New York’ta Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’le görüşmesi öncesinde merak edilen konulardan biri, son günlerde Yunan sahil güvenlik botlarının Türk karasularını ihlal etmesinin gündeme gelip gelmeyeceğiydi.

Yunan sahil güvenlik botlarının 20 Eylül’de Bodrum ve 23 Eylül’de Datça’da Türk karasularını ihlal ettiğine dair görüntüler kamuoyuna yansımıştı.

Görüşme sonrasında iki taraf doğrudan konuyla ilgili açıklama yapmadı. İletişim Başkanlığı’nın yayınladığı açıklamada Erdoğan’ın, “Türkiye ile Yunanistan’ın iyi komşuluk esası ekseninde emin adımlarla ilerleyeceği, iki ülke arasında diyaloğun güçlendirilmesinin ve Atina Bildirgesi’nin lafzı ve ruhu doğrultusunda hareket etmenin iki ülkeye de kazandıracağını ifade ettiği” belirtildi.

Yunanistan Başbakanlığı’ndan yapılan açıklamada ise, Miçotakis ile Erdoğan’ın “İnsan hayatını riske atan insan tacirlerinin ağlarını çökertmek için önümüzdeki dönemde göç konusunda iş birliğini yoğunlaştırma konusunda mutabakata vardığı” bildirildi.

Yunanistan Dışişleri Bakanı George Gerapetritis ise, “İki lider, dışişleri bakanlarını kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgenin sınırlandırılmasına ilişkin görüşmelerin başlatılması için koşulların uygun olup olmadığını araştırmakla görevlendirdi” dedi.

Karasuları ihlaline ilişkin son açıklamayı İçişleri Bakanı Yerlikaya yaptı

Konuyla ilgili son açıklama İçişleri Bakanlığı tarafından yapılmıştı.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile Yunanistan Denizcilik ve Ada Politikaları Bakanı Christos Stylianides arasında 23 Eylül Pazartesi akşamı diplomatik temas kurulduğu söylenen yazılı açıklamada 20 Eylül’de Bodrum’da ve 23 Eylül’de Datça’da görüntülenen Yunan sahil güvenlik botlarının Türk karasularına girilmesine ilişkin değerlendirmede bulunulduğu ve göçmen kaçakçılığına karşı işbirliğine devam edilmesine karar verildiği aktarıldı.

Ankara Yunanistan’ın inceleme başlattığını açıkladı, Atina teyit etmedi

Açıklamaya göre Bakan Yerlikaya, Yunan sahil güvenlik botlarıyla Türk karasularına yönelik ihlalden duyulan rahatsızlığı Atina’ya iletti ve “iyi komşuluk ilişkilerinin korunması için bu tür ihlallerin kabul edilemeyeceğini” söyledi.

Buna karşılık Yunanistan Denizcilik ve Ada Politikaları Bakanı Christos Stylianides’in, iki ülke arasındaki komşuluk ilişkilerine önem verildiğini belirterek, “yaşanan ihlallere ilişkin inceleme başlatıldığını ve inceleme süreciyle ilgili Türk makamlarına bilgi verileceğini” dile getirdiği açıklandı.

Yunanistan Denizcilik ve Ada Politikaları Bakanlığı ise, 24 Eylül’de yaptığı yazılı açıklamada, Türk karasularını ihlal etmiş olan Yunan sahil güvenlik birimleriyle ilgili herhangi bir inceleme başlatıldığına değinmedi. Açıklamada, Stylianides ile Yerlikaya’nın olumlu bir atmosferde görüştüğü belirtilerek, göç akışını kontrol etmek amacıyla Yunan ve Türk sahil güvenlik güçleri arasındaki işbirliğinin bir kez daha teyit edildiği aktarıldı. Açıklamada, “Halikarnas’taki (Bodrum) olayla ilgili yanlış izlenim yaratacak benzer olayların yaşanmaması konusunda anlaştılar” ifadesi kullanıldı.

Bakanlığın yazılı açıklamasında, Datça kıyısında görüntülenen ihlal olayına değinilmedi.

Türkiye’de muhalefet, sınır ihlaline karşı caydırıcı tepki talep ediyor

Erdoğan-Miçotakis görüşmesi öncesinde “karasularının ihlali” konusunda görüş beyan eden muhalefet partisi üyesi siyasetçiler ise, gerek AK Parti hükümetinin gerekse İçişleri Bakanlığı’nın gereken tepkiyi vermediğini savunuyor.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, “Türkiye’nin sahil güvenliği ve sınır güvenliği her zamankinden daha fazla dikkat ve ciddiyet gerektirmektedir. Bu tür olaylar karşısında hükümetin ve İçişleri Bakanlığı’nın sergilediği pasif tutum, Yunan tarafına cesaret vermektedir. Türk karasularının ve topraklarının ihlal edilmesine göz yumulması, ulusal güvenliğimiz açısından ciddi riskler doğurur. Bu tür vurdumduymazlıklar, Türkiye’nin caydırıcılık kabiliyetine zarar vermekte ve sınır güvenliğimizi zaafa uğratmaktadır. Yunanistan’ın bu pervasız adımları karşısında Türkiye sahada da caydırıcı bir duruş sergilenmelidir. Böylesi kritik bir durumda sınır güvenliğini sağlamak en temel devlet görevidir ve ihmalkârlığın hiçbir mazereti olamaz” dedi.

Emekli Tümamiral Bağcıoğlu, yazılı ilettiği görüşünde, “Yunanistan’ın deniz sınırımıza bu kadar yakın mesafede, yüksek süratli botlarla ihlal yapabilmesi göz önünde bulundurulduğunda, kritik bölgelerde sürekli bot bulundurulması gerekmektedir. Gerektiğinde, diğer bölgelerden Ege Denizi’ne bot ve gemi kaydırılarak bu bölgelerdeki güvenlik güçleri güçlendirilmelidir. Ayrıca İçişleri Bakanlığı tarafından büyük bir törenle tedarik edilen 7204 aracın içerisine, özellikle bu kritik bölgelerde kullanılmak üzere kısa menzilli, yüksek tespit hassasiyetine sahip seyyar radar sistemlerinin dahil edilmesi gerekirdi. Bu radar sistemleri, sınır güvenliğimizi ve ihlallerin hızlı bir şekilde tespit edilmesini sağlayacak önemli bir adım olurdu” eleştirisini aktardı.

İYİ Parti Uluslararası İlişkiler Başkanı ve Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kamil Erozan ise, Türk hükümetinin ve Dışişleri Bakanlığı’nın sınır ihlali olayına yeterince tepki göstermediğini belirterek, iki ülke arasında uluslararası kuruluşlardaki görev paylaşımlarına ilişkin bir mutabakat olması nedeniyle Ankara’nın yaşanan olaylara sessiz kaldığını savundu.

Emekli bir büyükelçi olan Erozan, VOA Türkçe’ye değerlendirmesinde, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) bünyesindeki pozisyonlar için Türkiye ile Yunanistan’ın aralarında anlaştığını ve AGİT’te görevlendirmelerde sıkıntı olmaması için sınır ihlali olayını büyütmeme kararı aldığı görüşünü aktardı.

Yunan sahil güvenliği birimleri tarafından Türk karasularında adeta “fink atıldığını” söyleyen Erozan, Ankara tarafında ise Dışişleri Bakanlığı’nın tamamıyla sessiz kalmayı tercih ettiğini ve konuyu Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın bağlı olduğu İçişleri Bakanlığı’na bıraktığını kaydetti. Türkiye’nin AGİT Genel Sekreterliği’ne Büyükelçi Feridun Sinirlioğlu’nun seçilmesini sağlamak istediğini söyleyen Erozan, bunun için Ankara’nın Yunanistan’ın desteğini aldığını ve buna karşılık Türkiye’nin, AGİT Demokratik Kuruluşlar ve İnsan Hakları Ofisi Direktörlüğü’ne Ermeni asıllı bir Yunan diplomatın seçilmesine destek vereceğini anlattı.

AGİT’teki pozisyonlar için iki ülke arasındaki mutabakat sağlandığı için “diplomatik kriz” olarak yorumlanabilecek bir süreçten kaçınıldığını belirten Erozan, “AGİT’te tartışma olmaması için son günlerde Türk karasularına çok açıkça yapılan ve hatta Datça’da artık kara sınırımıza yapılan ihlalleri göz ardı etmeye çalışmak kabul edilemez. ‘Zaten Türk karasuları değil Gazze karasuları ihlal edilmiş olsaydı Erdoğan herhalde çoktan kıyameti koparırdı’ diye tepki göstermemizin nedeni de, girişim düzeyinde dahi olsa Türkiye’nin benzer olaylara geçmişte çok açık tepki göstermesinden kaynaklanıyor. Şimdi ise sessiz sedasız, işbirliği vurgulu açıklama yapılmasıyla Yunan sahil güvenlik birimleri tarafından yapılanlara karşılık verilmemiş oluyor. En azından Türk sahil güvenlik botlarımıza ‘siz de yanlışlıkla Yunan karasularında balık avlayabilirsiniz’ talimatı verilebilirdi. Bu sessizlik ve tepkisizlik durumu, Yunan tarafını cesaretlendirecektir” diye konuştu.

Türk karasularının ihlal edildiği olaylar

20 Eylül’de Muğla’nın Bodrum ilçesinde bir Yunan sahil güvenlik botunun Türk karasularını ihlal ettiği görüntülendi.

Bu olaya ilişkin Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın yazılı açıklamasında “20 Eylül 2024 tarihinde, 112 Acil Çağrı Merkezinden ‘Bodrum Akyarlar Meteor Koyu’nda bir lastik botun karaya çıktığı ve 1 şahsın ormanlık alana kaçtığı’ ihbarının alınması üzerine olay yerine derhal 2 Sahil Güvenlik Botu (KB-35, KB-114) sevk edilmiş ve ihbar Bodrum İlçe Jandarma Komutanlığı’na iletilmiştir. Görevlendirilen Sahil Güvenlik unsurlarımız olay mahalline derhal intikal etmiş, Yunan Sahil Güvenlik unsurunun süratle kendi karasularına döndüğü tespit edilmiştir. Ormanlık alana kaçan ve göçmen kaçakçısı olduğu değerlendirilen şahsı bulmak maksadıyla başlatılan arama çalışmalarına devam edilmektedir” denildi.

İkinci olay ise yine Muğla’nın Datça ilçesi kıyısında 23 Eylül günü görüntülendi. Görüntüde, Yunan sahil güvenlik botundaki bir personelin kıyıya indiği ve karaya çıkarak göçmen kaçakçısına ait olduğu iddia edilen, sürat motoru takılı bir lastik botu aldığı görüldü. Yunan sahil güvenlik botunun, diğer botu da alarak Meis Adası’na doğru gittiği söylendi.

Exit mobile version