Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Erdoğan: Darbe anayasasından kurtulmakta kararlıyız, Türkiye hazır

Erdoğan: Darbe anayasasından kurtulmakta kararlıyız, Türkiye hazır


Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yargıtay’da 2024-2025 Adli Yıl Açılış Töreni’nde açıklamalarda bulundu.

Erdoğan, geçtiğimiz günlerde HÜDAPAR Genel Başkanvekili Halef Yılmaz’ın Anayasa’dan ilk dört maddenin kaldırmasını, “Mesele; bu millete dayatma ile hile ile çökmüş olan batıl bir ideolojinin ve kişilerin ilahlaştırılması yanlışının sonlandırılarak, bir asırdır milleti batıya gönüllü kul köle yapmaya çalışan ve batının teknik ve ilerlemesini değil, sapıklık ve batıl kültürünü taklid eden Kemalizm zihniyetinden anayasanın arındırılmasıdır” diyerek açıklamasıyla başlayan Anayasa tartışmalarına değindi.

“Yeni anayasa konusunda sağlıklı bir tartışma değil, kemikleşmiş ön kabullerden kaynaklı bir kakafoni duyuyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni anayasa önümüzdeki en büyük engel önyargılar. Darbe anayasasından kurtulmalıyız. Biz samimi ve kararlıyız. Türkiye yeni anayasaya hazırdır” diye konuştu.

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Can Atalay kararına ilişkin tartışmalara da isim vermeden değinen Erdoğan, ” Hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti olmak bunu gerektirir fakat bir kararın bağlayıcı olması onu eleştiren azade kılmaz” diyerek kararın uygulanmaması eleştirilerine, “Kamuoyuna da yansıyan bazı kararlar da bahane edilerek maalesef tüm yargımız hedef tahtasına koyuluyor. Hukuk bilgisi olmayan ya da sınırlı kişiler tarafından koskoca bir mecra örseleniyor” yanıtını verdi.

Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:

2024-2028 yıllarını kapsayan Türkiye Yüzyılı yargı reformu belgemizi önümüzdeki süreçte milletimizle paylaşacağız.

Yeni anayasa konusunda sağlıklı bir tartışma değil, kemikleşmiş sağlıklı bir tartışma değil kemikleşmiş ön kabullerden kaynaklı bir kakafoni duyuyoruz. Yeni anayasa önümüzdeki en büyük engel önyargılar. Darbe anayasasından kurtulmalıyız. Biz samimi ve kararlıyız. Türkiye yeni anayasaya hazırdır.

Son günlerde harlanan nefret ve kavga siyasetinin ne demokrasimize ne de milletimize hiçbir fayda sağlamadığını artık herkesin görmesi ve buna göre siyaset üretmesi gerekiyor. Millete karşı sorumluluğunu yerine getirmekten kaçanları millet affetmez. Millete hakaret edenleri kahramanlaştıranları millet affetmez. Türkiye ile ilgili karanlık senaryolara bilerek veya bilmeyerek figüranlık yapanları millet affetmez. Siyaset başta olmak üzere iş birliğine çok fazla ihtiyaç duyduğumuz günlerden geçiyoruz.

“KARARIN BAĞLAYICI OLMASI ONU ELEŞTİRİDEN AZADE KILMAZ”

Yargı mensuplarımızın bağımsızlığını korumak, kararlarını sadece hukukun ve vicdanlarının sesine dayanarak almalarını sağlamak için gerekli tüm desteği veriyoruz. Yargının gücünü bağımsızlıktan aldığının farkındayız. Mahkeme kararları herkes için bağlayıcıdır. Hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti olmak bunu gerektirir fakat bir kararın bağlayıcı olması onu eleştiren azade kılmaz. Demokrasilerde hukukun çizdiği çerçeve içinde yargı kararları hakkında farklı düşünce ve görüşler söylenebilir, kararlar eleştirebilir.

“BAZI KARARLAR BAHANE EDİLEREK YARGIMIZ HEDEF TAHTASINA KOYULUYOR”

Geçen yıl mahkemede 12 milyon dosyada karar verildi. Bunların içerisinde  zaman zaman ‘bu nasıl karar’ diyebileceğimiz kararlar oldu. Olabiliyor, hiç arzu etmesek gelecekte de olabilir, insanın olduğu her yerde hata kusur hatta istismar olur. Önemli olan telafisi imkansız hasarlar oluşmadan bunların giderilmesidir. Ancak adalete karşı husumet, kabul edilemez bir durumdur. Kamuoyuna da yansıyan bazı kararlar da bahane edilerek maalesef tüm yargımız hedef tahtasına koyuluyor. Hukuk bilgisi olmayan ya da sınırlı kişiler tarafından koskoca bir mecra örseleniyor.

“SOSYAL MEDYA ORGANİZE KÖTÜLÜĞÜN VASATI HALİNE GETİRİLİYOR”

Sosyal medya mecraları organize kötülüğün vasatı haline getiriliyor. Her gün bir kişi ya linç ediliyor, ya da suikast lincine maruz kalıyor.  Son günlerde altı harlanan nefret ve kavga siyasetinin demokrasimize, milletimize fayda sağlamadığını herkesin görmesi, buna göre siyaset üretmesi gerekiyor. Toplumda adalete, yargıya ve mahkemeye duyulan güveni sarsmak ülkemize yapılacak en büyük kötülüktür.

Yargıyı tahakküm aracı olarak kullananların gerçek yüzünü önce 17-25 Aralık’ta ardından 15 Temmuz’da gördük.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version