Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Akademisyenlerden YÖK’e Çağrı: ‘Kanuna Uyulsun!’

Akademisyenlerden YÖK’e Çağrı: 'Kanuna Uyulsun!'


Yükseköğretim Kurulu (YÖK) 2020 yılında yaptığı kanuni düzenleme ile vakıf üniversitelerinde çalışan akademisyenlerin devlet üniversitelerinde çalışan akademisyenlerden daha düşük maaş alamayacaklarını hükme bağlamıştı. ANKA Haber Ajansı’na konuşan İstanbul Esenyurt Üniversitesi’nde çalışan akademisyenler, üniversite yönetiminin akademisyen maaşlarını devlet üniversitesinde çalışan akademisyenlerin maaşına eşitlemediğini açıkladı. Akademsiyenlerin kampüste bulundukları saatlerin kaydedildiğini, okulda bulunmadıkları saatlerin gerekçesiz olarak, kendilerine bilgilendirme yapılmadan maaşlarından kesildiğini anlatan akademsiyenlerin paylaştığı belgelere göre kesintiler “ücretsiz izin” olarak gösteriliyor. Üniversite’nin Yükseköğretim Kanunları’na uymadığını dile getiren akademisyenler YÖK’ü İstanbul Esenyurt Üniversitesi’ni denetlemeye çağırdı.

‘GİRİŞ ÇIKIŞLARIN KAYDI TUTULUYOR VE ONA GÖRE ÖDEME YAPILIYOR’

Akademisyenlerin 08.00-17.00 çalışma saatlerinde üniversite kampüsü içinde olmaları gerektiğine yönelik baskılar dava konusu olmuştu. Danıştay 8. Dairesi 2018 yılında verdiği kararda akademisyenlerin yaptıkları işin koşulları gereği akademik üretim için mesai saatlerinde fakülte binası dışında bulunabilecekleri kaydedilmişti.

Akademisyenler, okul giriş çıkışlarında kart bastıklarını ve yönetimin kanunsuz şekilde bu verileri kaydederek YÖK Kanunu’na uygun olarak verilmediği için düşük olan maaşlarda ekstra kesintiler yapıldığını söyledi. Akdemisyenlerin paylaştığı belgelere göre yönetim kesintileri maaşa “ücretsiz izin” olarak yansıtıyor. Maaşlarından kesinti yapılacağına dair kendilerine herhangi bildirim yapılmadığını ve kesintinin neye göre hesaplandığını da bilmediklerini kaydeden bir akademisyen, maruz bırakıldığı hak ihlalini şöyle anlattı:

“Kart meselesini ilk sorduğumuzda güvenlik amaçlı olduğu ve dışarıdan yabancı kişilerin fakülteye elini kolunu sallayarak girmemeleri için yapıldığı ve kesinlikle kayıt tutmayacağı söylenmişti. Bunların hepsinin kaydının tutulduğunu ve hesabının sorulduğunu görüyoruz. Ara vermeden ders yapmışım ama erken çıktığım söylenerek ücret kesintisi yapılıyor. Kesintiler maaş bordrosuna “ücretsiz izin” olarak yansıtılıyor. Bütün hocaların giriş çıkışlarının kaydı tutuluyor herkese ona göre ödeme yapılıyor.”

‘MAAŞLARIMIZ YATTIĞINDA GÖRDÜK’

“Akademisyenin değerlendirilme ölçütü üniversite kampüsünde, binasında olup olmaması üzerinden değil görevini tam olarak yapıp yapmaması üzerinden olmalı. Derse girmek, bilimsel araştırmalara yardımcı olmak, dekanlıkça verilen görevleri yerine getirmek gibi fakat bunlar hiçbir şekilde dikkate alınmayıp okulda bulunan zaman üzerinde bir değerlendirmeye tabi tutuyoruz.Maaşlarımız yattığında gördük ki herkesten günlük ücretler kesilmiş. Haberimiz olmayan bir şekilde bordroyu aldığımızda ‘ücretsiz izin’ yazıyordu fakat biz biliyoruz ki ücretsiz izin çalışana tebliğ edilmeden, rızası olmadan işveren tarafından tek taraflı olarak verilemez.Her hocadan farklı günlerde kesintiler yapılmış.”

‘TEHDİT EDİP KAĞIT İMZALATMAYA ÇALIŞTILAR’

“Geçtiğimiz yıllarda sözleşme imzalayacakları zaman hocaları tek tek yönetim katına çağırıp ‘Ücretsiz izin dilekçesini imzalamazsanız sözleşmeyi de imzalayamazsınız’ diyerek tehdit ettiler ve bu ücretsiz izni haftanın bir günü ya da iki gün olacak şekilde imzalamalarını istediler. İki sene önce imza alarak yapmaya çalıştıkları kesintileri bu sefer hiçbir bilgi vermeden doğrudan maaşlarımıza yansıttılar. Kiminden sekiz kimimizden 10 bin lira kesinti yapıldı ve bu kesintiler yıllardır çalışma biçimini değiştirmemiş olan akademisyenlerden yapılıyor.”

‘EK DERS ÖDEMESİ KURALI YASA’DAN BAĞIMSIZ DÜZENLENİYOR’

Akademisyenlerin haftalık ders saati yükünün 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu ile düzenlendiğini hatırlatan akademisyenler,asgari ders saati üzerinde ders verdiklerinde ek ödeme yapılmadığını şöyle anlattı:

“Kanun’a rağmen birçok vakıf üniversitesinde olduğu gibi İstanbul Esenyurt Üniversitesi’nde de bu ders yükleri keyfi biçimde belirleniyor. Okulda, Yasa’dan bağımsız olarak düzenlenen bir kural var ve Yasa’nın belirlediği süreden yaklaşık 6 saat daha fazla çalıştırılıyor hocalar. Normalde ek ders olarak ücretlendirilmesi gereken bu saatler için ücret ödenmiyor.”

‘MUHASEBE İLE KONUŞUYORSUNUZ ‘PARA ÇIKIŞINI BAŞKALARI ONAYLIYOR’ DİYORLAR’

“Ders saati süremizi belirleme şansımız yok. Mesela online verdiğimiz bir ders bir anda bir telefonla herhangi bir sebep sunulmadan ‘Artık online olmayacak’ denilerek değiştiriliyor.İstanbul’un en az ek ders ödemesi yapan üniversitelerinden biri ve bunu da aylar sonra yapıyorlar. Muhasebe ile konuşuyorsunuz ama ‘Para çıkışını başkaları onaylıyor’ diyorlar.Okuldan hak ihlalleri sebebiyle ayrılan hocaların tamamı dava açarak ayrılıyor ve o davalar da yıllar sürüyor.”

‘DİLEKÇE VEREN ARKADAŞLARIMIZ TEHDİT EDİLDİ’

Sorunları çözmek için yönetimle görüşme girişimlerinin karşılıksız bırakıldığını kaydeden bir akademsiyen ise “Herhangi bir muhatap bulamıyoruz, herhangi bir şekilde yönetim tarafından muhatap alınmıyoruz 40’ın üzerinde dilekçe verildi okula. Genel sekreter dilekçe veren arkadaşlarımıza çeşitli tehditlere maruz bıraktı.Yönetim akademisyenleri tazminatsız şekilde okuldan atabilmek için bahane arıyor. Maaş eşitlemesi için Kanun’a uymaları için CİMER’e de şikayet ettik” diye konuştu ve YÖK Kanunu’nu hatırlattı:

“2020 nisan’dan beri vakıf üniversiteleri ile devlet üniversitelerinin ücret eşitlenmesi uygulaması var. Esenyurt Üniversitesi’nde yapılmadı. Akademik personelin okula girerken bastığı kartlara bakılıp maaştan kesilmesi gibi bir uygulama başlatıldı. ’Sen şu şu kadar gün gelmemiştin’ diyerek maaşlardan kesmişler. Akademide mesai uygulamasının olamayacağı kart uygulaması olsa dahi bunların kaydının tutulamayacağına dair mahkeme kararları var.”

‘SGK MEMURLARI DA ŞAŞIRDI’

“Bir SGK meselemiz var. Bu da çok ilginç ve aslında SGK memurları da anlam veremedi hatta bize ‘Elden maaş mı alıyorsunuz’ diye sordu ve biz ‘Almıyoruz’ dedikten sonra oldukça şaşırdılar. Prime esas kazanç olarak ifade edilen ve brüt ücrete eşit olması gereken miktar bizim brüt ücretimizin üçte ikisi kadar yatıyor. Örneğin ocak ayından itibaren brüt ücretiniz 50 bin lira fakat e-devlet sistemimizde 36 bin lira olarak gözüküyor. Bunu mali işlere sorduğumuzda seyyanen yapılan zam miktarının bunun içine dahil edilmediğini söyledi ve bu hukuksuz bir şey.”

Kaynak: ANKA

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version