Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Doğu ve Güneydoğu’dan Kürt sorununa çözüm çağrısı


Doğu ve Güneydoğu’daki 329 sivil toplum kuruluşu (STK), meslek örgütü, sendika 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla ortak bir açıklamayla barış çağrısı yaptı.

Açıklamada, “Çatışmasızlık ortamının sağlanması için tüm aktörleri, toplumsal ve siyasi dinamikleri üzerine düşen sorumluluklarının gereğini yerine getirmeye bir kez daha davet ediyoruz” denildi.

Diyarbakır’daki Dağ Kapı Meydanında yapılan açıklamaya, metni imzalayan kurumların temsilcileri katıldı.

Ortak açıklamayı okuyan Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, Kürt meselesine vurgu yaptı.

Yıllardır süren güvenlikçi politikaların Kürt meselini çözmediğini savunan Eren, “On yıllardır süre gelen şiddetin, silahın, operasyonların ve güvenlikçi yaklaşımların Kürt meselesini çözmekten ziyade derinleştirdiği, güvenlikçi politikalarda ısrarın da toplumsal barışa ve birlikte yaşam iradesine zarar verdiği fazlasıyla deneyimlenmiştir” dedi.

Diyarbakır’daki Dağ Kapı Meydanında yapılan açıklamaya, metni imzalayan kurumların temsilcileri katıldı

Eren şiddet politikalarından vazgeçilmesi için herkesin sorumluluk alması gerektiğini ifade ederek, şunları söyledi:

“İmzacı kurumlar olarak barış için amasız ve fakatsız artık yeter diyoruz. Barışın Türkiye’nin en önemli ve öncelikli gündemi olması gerektiğini, bu nedenle barışın yeniden konuşulduğu bir sürecin inşa edilmesi için tüm sorumlular ile temasa geçmeyi topluma ve ülkeye karşı bir görev ve sorumluluk olarak görmekteyiz. Bu çerçevede haklı ve güçlü bir şekilde Kürt Meselesi’nin barışçıl ve demokratik çözümüne yönelik çatışmasızlık ortamının sağlanması için tüm aktörleri, toplumsal ve siyasi dinamikleri üzerine düşen sorumluluklarının gereğini yerine getirmeye bir kez daha davet ediyoruz.”

“İyi bir ekonomi için barış gereklidir”

Açıklamanın ardından VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan katılımcılar, neden barış istediklerini anlattı. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya, çatışmalı süreçlerin en çok ekonomiyi etkilediğinin belirtti.

Savaşın ve çatışmaların hâkim olduğu bölgelerde ekonomik yıkım ve yoksulluğun da hızla tırmandığına vurgu yapan Kaya, “Türkiye’nin komşu ülkelerle ticaretinin çok yüksek olduğu dönemlere baktığınız zaman, Irak’la yakaladığımız ivme, Türkiye’nin kendi içinde gayri safi milli hasılasının geldiği noktaya baktığınız zaman tam da barışın sağlandığı dönemlerde bunların yükseldiğini görebiliyoruz. Onun için özellikle bizler de iş çevresi olarak bugün 1 Eylül Dünya Barış Günü olarak iyi bir ekonomi, yoksulluğun azalması, istihdamların artması, yani refahın yükselmesi için kesinlikle barışın gerekli olduğunu söylüyoruz” diye konuştu.

78’liler Derneği Başkanı Ahmet Ertak ise Ortadoğu’da hiçbir şekilde hiçbir dönem çatışmaların savaşların eksilmediğine vurguladı. Çatışma ortamının yoksulluğu beraberinde getirdiğini ifade eden Ertak, şöyle konuştu:

“Dolayısıyla böylesi bir ortamda haliyle açlığın, işsizliğin, yoksulluğun ve giderek toplumun çeşitli katman ve kesimlerin birbirlerine düşmeye başladığı bir sosyal alanı da görebiliyoruz. Bunlar hepimizi bir boyutuyla yakından ilgilendiriyor ve dolayısıyla bağlıyor. Biz özellikle bütün bu sorunların bir daha yaşanmaması adına bir toplumsal ama gerçek anlamda bir toplumsal barışın sağlanabildiği bir coğrafyada yaşamayı arzu eden insanlarız ve dolayısıyla bu anlamda barışa ses vermek ve dolayısıyla barışı haykırmak, barışı sahiplenmek hepimizin temel görevidir diye düşünüyorum.”

Rosa Kadın Derneği Başkanı Suzan İşbilen ise, “Sabah kalkıp da kahvaltımızı güvenle yapabileceğimiz günlerin özlemini çekiyorum” sözleriyle konuşmasına başladı.

Barıştan bütün toplumun kazançlı çıkacağını dile getiren İşbilen, “Gerçekten barış dediğinizde yani ben sürekli uzun süredir böyle çatışmalı ortamdan güvenlik kaygısını taşıdığımız uzun süreden beridir hep böyle evimizde Yani benim için barış, insanların kendini güvende hissedebileceği çatışma ve insan, doğadaki bütün canlılar için ölüm riskinin ya da hayatlarını riske atacak hiçbir koşulun olmadığı dönemler olarak ifade edebilirim” diye konuştu.

CHP’li Tanrıkulu “Küresel Barış Endeksi 2023 raporunda Türkiye 163 ülke arasında 147. sırada yer aldı”

1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle yazılı bir açıklama yapan Cumhuriyet Halk Partisi Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, toplumun kamplara bölünmesinin, şiddetin tabana yayılmasının, ülkenin geleceğini, barış umudunu da tehlikeye attığını savundu.

Toplumun şiddet sarmalına sürüklendiğinin ifade eden Tanrıkulu, “Sadece bu yılın ilk 7 ayında haberleri ya da sosyal medya paylaşımları nedeniyle 34 gazeteci fiziksel saldırıya uğradı, tehdit edildi ya da zor kullanılarak engellendi. Aynı dönemde, (trans cinayetleri, yabancılara saldırılar, seçim dönemlerindeki çatışmalar gibi) adli olay olarak görülse de siyasi, toplumsal zeminden kaynaklanan olaylarda 15 kişi siviller tarafından öldürüldü. İktidarın erkek egemen dilinden güç alan cezasızlık politikalarıyla da desteklenen kadına yönelik şiddet olaylarında ise 218 kadın ve 25 çocuk öldürüldü. Bu dönemde, 45 kadın taciz edildi, 91 çocuk istismar edildi, 335 kadına şiddet uygulandı, sekiz kadına tecavüz edildi. Erkekler en az 230 kadını seks işçiliğine zorladı. 177 kadının ölümü ise basına “şüpheli” olarak yansıdı” dedi.

Türkiye’nin barış ve hukuka ilişkin raporlardaki yerine de dikkat çeken Tanrıkulu, şunları söyledi:

“Uluslararası Demokrasi ve Seçim Yardımı Enstitüsünün 2023 Raporuna göre Türkiye, hukukun üstünlüğü açısından 173 ülke arasında 148. sırada yer aldı. Rapora göre, Türkiye, Avrupa’da Rusya’nın gerisinde, demokratik olmayan dört ülkeden biri. Ekonomi ve Barış Enstitüsü’nün 2007 yılından beri her sene yayınladığı “Küresel Barış Endeksi 2023” raporunda Türkiye 163 ülke arasında İran’la birlikte 147. sırada yer aldı. Türkiye, 36 ülkenin bulunduğu Avrupa kategorisinde ise son sırada.”

Exit mobile version