Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Şu an için kısıtlama ve ek tedbire gerek yok

TTB Başkanı Azap'tan 'maymun çiçeği' açıklaması: Şu an için kısıtlama ve ek tedbire gerek yok


Müzeyyen YÜCE –


İSTANBUL – Dünya Covid-19’un ardından bu kez de Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde ortaya çıkıp Afrika’da hızla yayılan Maymun çiçeği virüsü salgınıyla karşı karşıya.

Yayılma hızı ve yüksek ölüm oranlarından endişe edilen virüse karşı önce Afrika Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi kıta çapında, hemen ardından da Dünya Sağlık Örgütü (WHO) küresel halk sağlığı açısından acil durumu ilan etti.

DSÖ tarafından yapılan açıklamaya göre Afrika’da 2024’ün ilk sekiz ayında virüsle bağlantılı 537 ölüm gerçekleşti, 15 binin üstünde ise vaka tespit edildi.

DSÖ, 2022 yılında da maymun çiçeği için küresel acil durum ilan etmiş, sonra kaldırılmıştı. Ancak bu yılın ilk sekiz ayında gerçekleşen vaka sayıları 2022 yılının tüm yılı kapsayan vaka sayılarını çoktan aşmış durumda.

BAKANLIK: EK TEDBİR VE KISITLAMAYA İHTİYAÇ YOK

Afrika kıtasında maymun çiçeği virüsünün (monkeypox/Mpox) yayılması ile acil durum ilan edilmesinin ardından, Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Türkiye’de henüz maymun çiçeği vakasına rastlanılmadığı ifade edilerek, kısıtlama ve ek tedbir ihtiyacı olmadığı belirtildi. Bakanlık ayrıca gerekli çalışmaların yürütüldüğü, bilim kurulu ve sağlık altyapısıyla sürecin takip edildiği bilgisini verdi.

BELİRTİLER: ATEŞ, BAŞ, SIRT VE KAS AĞRISI

Genel olarak tropik yağmur ormanlarının yakınındaki Batı Afrika ülkelerinde görülen ve çiçek hastalığını andıran maymun çiçeği hastalığı ateş, sırt ağrısı, kas ağrısı ve baş ağrısı ile belirti gösteriyor. Ateşi takip eden ilk üç gün içerisinde yüzde başlayarak avuç içleri ve ayak tabanlarına yayılan döküntüler görülebiliyor. Virüsün hafif geçtiği hastalarda iyileşme süresi 14-21 gün arası değişkenlik gösterirken, ağır seyreden vakalarda döküntüler vücutta ağız ve göz gibi organlara da yayılabiliyor.

YAKIN TEMAS EN ÖNEMLİ BULAŞ NEDENİ

Maymun çiçeği virüsü, enfekte olan kişiyle yakın temas halinde insandan insana bulaşıyor. Virüsün neden olduğu vücut döküntülerine temas etmek, döküntülerin bulaştığı kıyafet, havlu gibi benzeri eşyaları kullanmak ve vücut sıvılarıyla temas etmek en önemli bulaş nedenleri arasında yer alıyor. Ayrıca virüs açık yaralar, solunum yolu veya ağız yoluyla da bulaşabiliyor. Hayvandan insana bulaşma şekline bakıldığında da enfekte hayvanlar tarafından ısırılma, tırmalanma veya o hayvanların kanı, vücut sıvısı ve deri lezyonları ile doğrudan temas halinde bulaşır.

TTB BAŞKANI AZAP: EK TEDBİR VE KISITLAMAYA GEREK YOK

Alpay Azap

Dünyada gündem olan ve Türkiye’ye taşınması konusunda endişe edilen maymun çiçeği virüsüne ilişkin açıklamalarda bulunan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Alpay Azap, şu an için tedirgin olunacak bir durumun söz konusu olmadığını söyledi. Herhangi bir kısıtlama ve ek tedbire ihtiyaç olmadığının altını çizen Azap, “2024 yılında Afrika’da hızla yayılan maymun çiçeği virüsü alt tip 1b olarak saptandı. Acil durum ilanına neden olan bu tip henüz Afrika dışından bir ülkeden bildirilmedi. DSÖ tarafından 2022 yılında da maymun çiçeği virüsüne dair acil durum ilan edilmişti. O dönem vaka sayısı 7 bin 146’ydı. 2023’te de bu rakam 14 bin 957 olarak kayıtlara geçti. Ancak bu yıl henüz ağustos ayındayken bu sayının 17 binlere ulaştığı aktarıldı. 12 Ağustos’ta DSÖ açıkladığı raporda 1 Ocak 2022 ila 30 Haziran 2024 tarihleri arasında 116 ülkede 100 bin olgu ve 208 ölümün görüldüğünü bildirdi. Bu süreçte her ne kadar Sağlık Bakanlığı olgu sayılarını açıklamasa da Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) verilerine göre, ülkemizde 12 olgu tanımlandı” ifadelerine yer verdi.

‘MAYMUN ÇİÇEĞİNDEKİ SORUN; TANI GÜÇLÜĞÜ VE FARKINDALIK EKSİKLİĞİ’

Prof. Dr. Azap, maymun çiçeği virüsünün tanı güçlüğü ve farkındalık eksikliği nedeniyle yayılmış olabileceğine dikkat çekerek, bu noktada önemli olanın erken ve hızlı tanı ile temaslı kişilerin şikayetleri yönünden takip edilmesi olduğunu söyledi. Azap ayrıca temaslı kişilerin şikayetleri ortaya çıktığında karantinaya alınmasının da önemine vurgu yaptı.
Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı acil durum uyarısının da “Çok kişi ölecek, dikkat edin” uyarısından ziyade “Yayılan bu virüse karşı ülkeler ciddi önlemler alarak hastalıktan korunsun” farkındalığı yaratmak olduğunu belirten Azap, şöyle konuştu:
“DSÖ’nün acil durum ilan etmesiyle dünyadaki sağlık otoriteleri de DSÖ’ye karşı yükümlü haline geliyorlar. Hem hastalığın yakinen takip edilmesi hem de DSÖ’ye bildirilmesi hususunda ülkelere yükümlülük veriyor. Türkiye açısından bakıldığında Afrika ile bağlantılarımız var, ülkeye gelecek öğrenciler var. Bu konuda hassas davranılması gerekiyor. Şu an için yeni alt tipli bir vaka yok ancak bu olmadığı anlamına gelmez. Şimdilik tanı alan bir vaka yok. Ancak şu aşamada endişe edecek bir durum söz konusu değil.”

‘YAYGIN KULLANILAN BİR İLAÇ YOK’

Maymun çiçeği virüsünün tedavisine ilişkin yaygın kullanılan bir ilacın bulunmadığını belirten Alpay Azap, şu ana kadar görülen vakaların bazı antiviral ilaçlar ve çiçek immünoglobulini uygulanarak kontrol altına alındığını kaydetti. Azap, “Tekovirimat ilacı, hayvan ve insan çalışmalarından sonra 2022’de Avrupa İlaç Ajansı ve ABD FDA tarafından onaylandı ama dünyada yaygın olarak bulunmuyor” diyerek, “ABD FDA’nın 2019’da onayladığı JYNNEOSTM isimli aşı var. Bu aşı, çiçek ve maymun çiçeğine karşı etkili olan bir aşı. Laboratuvarda bu tür virüslerle çalışanlara ve salgın durumunda temas edenlerde kullanılıyor” ifadelerine yer verdi.

‘SINIRLARIN KONTROLÜ SAĞLANMALI’

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul da maymun çiçeği virüsü görülen ülkelerden Türkiye’ye seyehat edenlerin kontrolüne dikkat çekti. Şu ana kadar tanı konan bir olgunun olmadığını, dolayısıyla toplumsal önlem alınacak bir durum bulunmadığını ifade eden Ertuğrul, şunları söyledi:

“Toplumsal önleme gerek duymamak demek sınırları korumamak anlamına gelmiyor. Özellikle hastalığın bulunduğu bölgeye gidip gelen, bölgeden seyehat eden kişiler için ve sığınmacı dalgasına karşı bir sürveyans programı oluşturulması gerekiyor. Yani gelenlerin bu hastalık yönünden şüpheli bulguları olan kişilerin taramasının yapılması gerekiyor. Yani sınırlarda önlem alınması gerekiyor. Onun dışında şu an için tedirgin olacak bir durum yok.”

***Kaynak: Artı Gerçek***
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version