Son yıllarda albümlerin, filmlerin, dizilerin kitleleriyle buluşma aşamasında, yani işin pazarlama kısmında tematik planlamalar dikkat çekiyor. Nasıl ki geçtiğimiz yaz Barbie filminin basın turu süreci, Barbie markasına ait tüm görsel imgeleri (elbiseler, aksesuarlar vb.) filmin gösterim ve ödül sezonu macerasına yansıttıysa benzer teknikler izleyicileriyle/dinleyicileriyle buluşmayı bekleyen başka üretimlerde de karşımıza çıkabiliyor. Bu her zaman başarılı bir reklam çalışmasıyla yürütülemeyebilir elbette.
Mesela geçtiğimiz haftalarda It Ends with Us’ın gösterim ve basın süreçlerinde yaşanan kaos, aile içi şiddet gibi hayatta kalanlar açısından son derece duyarlı bir şekilde ele alınması gereken tetikleyici bir konunun gölgelendiği bir yapıyı karşımıza çıkardı. Buradan da bahsetmek istediğim asıl konuya gelmek, yani biçim ve içerik birliğini iyi tasarlamış ve başarılı bir şekilde ilerletmiş bir albüme ve onun hem dinleyiciler üzerindeki etkisine hem de popüler kültürdeki yansımasına değinmek istiyorum: Brat.
1992 İngiltere doğumlu Charli XCX, ilk albümü True Romance’den beri pop müziği dönüştürmenin ve söylemek istediklerini de bu dönüşümle dinleyicilerine aktarmanın peşinde. O yüzden ne söylediği kadar nasıl söylediği de belli bir öneme sahip oluyor onun albümlerinde ve şarkılarında. Hem İngiltere’deki pop müziğinin etkisini hem tekno-popu hem de ‘girl band’lerin müziğini duyabileceğimiz bir pop anlayışı hâkim onun şarkılarında.
Geçtiğimiz yıl Emma Seligman’ın ikinci uzun metrajı Bottoms’un soundtrack (film müzikleri) albümünde Leo Birenberg’le birlikte imzası bulanan sanatçı için bu filmin de rastgele bir seçim olduğunu düşünmüyorum. 2000’lerin lise gençlik komedilerindeki stereotiplerle, cinsiyetçi anlayışın hâkim olduğu hikâye aksıyla ustalıkla dalgasını geçen Bottoms, gençlik komedisi alt türünün ulaşabileceği tüm klişelere teker teker cevabını veriyordu.
Lisede geçen film, öğrencilerin kurduğu Feminist Dövüş Kulübü’yle beraber hem cinsiyet normlarını ters yüz ediyor hem de sevilebilir/kabul görebilir tanımlarını yıkarak “normal”in, “makbul”ün ne kadar da sisteme hizmet eden kavramlar olduğunu açığa çıkarıyordu. Charli XCX’in de müziklerine imza attığı bu filmi onun bu yaz piyasaya sürdüğü yeni albümü brat’ten ayıramıyorum.
Brat kelimesi günlük hayatta ve pop kültüründe argo bir kelime olarak karşımıza çıkıyor. Yaramaz çocuk/velet gibi bir sözlük anlamı olan bu sözcük, argo terim hâlinde ise tabiri caizse eyvallahı olmayan, kendinden emin, asi, cesur ve şakacı insanları tanımlamak için kullanılıyor. Eyvallahı olmayan kısmını önemsiyorum çünkü çizilmiş sınırlar içindeki eser üretme biçimi, sanatçının varoluşunu da etkileyen, şarkılarındaki sözlere de ket vuran bir norma dönüşüyor. Türlerin ele alış biçiminde bile görebiliriz bunu.
Öyle rock müzik yapılamayacağına, pop müziğin böyle icra edilemeyeceğine dair sesleri de duymuşuzdur hep. Tabii ki bu durum o müziğin o şekilde hangi bağlamla yapıldığını incelememizi işaret ediyor olabilir. Bu noktada da yukarıda bahsettiğim biçim ve içerik birliği bize yardımcı olacaktır. Charlie XCX’in pop müziği, pop tarihindeki birçok dönemle harman etmesi onun zamanlar arasında müzikle kurduğu özgür ilişkiyi de bize gösteren bir özelliği. Bir döneme ya da bir aralığa bağlı değil o. Söylemek istediğini söylemek istediği şekliyle iletebilen bir dünya kuruyor kendine ve dinleyicilerine. Öyle ki yazın yayınlanan brat adını verdiği albümü “brat summer” olarak popüler kültür literatüründe yerini aldı bile.
Charli XCX
brat (bu bir yazım hatası değil, albümün kapağında brat’in tüm harfleri küçük), misket limonu yeşili bir fonun üzerine kısmen bulanık bir şekilde yazılmış olarak karşılıyor bizi. Sade, basit, belki de kimilerine göre özensiz… Ama zaten başından beri brat olmanın altını çizmek dışında bir vaadi de yok zaten. Görselin estetik kaygılarla karşımıza çıkacağına dair, tasarımların bizi karşılayacağına dair bir amacı da yok albümün. Neyse o ve ne anlatmak isterse öyle.
Kelimenin sözlük anlamıyla dirsek temasında olması bir kenara Charli XCX’in müziğini ve sözlerini de önceleyen bir giriş kapısına dönüşüyor bu. Ayrıca “bu sadeliğin fırtınalar koparmayacağını düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz” da diyor bir yandan. Architectural Digest’te yazılana göre albüm, Brooklyn’de brat duvarı inşa edilmesine neden olmuş. Ve albümün kapağından taşan etkisi birçok hayranı Brooklyn’deki bu duvara getirmiş.
Albümün ilk şarkısı 360, “Kendi yoluma gittim ve başardım/Bebeğim ben senin favori referansınım” diye başlıyor. Kendi yolunda kendi istediği şekliyle müziğini sunan Charli XCX, bunu bir marka hâline getirmeyi de başarmışa benziyor. Yazı brat ile anmak, albümün internetteki brat generator yazılımıyla birçok tabire, kelimeye arka plan olması dinleyicilerin albümle birlikte albümün sınır koymayan biçimsel özelliğini de benimsediğini gösteriyor. Nasıl ki albümün dördüncü şarkısı I might say something stupid’te bir sanatçı olarak ait olmaya ve bulunduğu ortama ait hissetmemeye dair meramını anlatıyorsa, rol yapmamanın, istediğini giyip kendi olarak davranmanın önemini de brat’in getirdiği etkiyle dinleyicilerine ulaştırabiliyor.
Tabii bu etki popüler kültürün merkezinden seslendiği için birçok farklı noktada karşımıza çıkıyor. Mesela Kamala Harris’in başkan adaylığı belirdikten sonra Charlie XCX’nin “kamala IS brat” desteğini ve Harris’in de kampanyasında ismiyle brat görselini kullandığını gördük. Harris gibi özellikle Filistin’deki soykırıma karşı insani ve politik olarak oldukça problematik bir yerde duran bir siyasetçinin brat’in biçim ve içerik uyumuyla müzik dünyasında yakaladığı eleştirel tutumu gölgelediğini de bu vesileyle söylemem gerek.
Sezen Sayınalp kimdir?
Bahçeşehir Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden mezun olmasının ardından sinema yazarlığıyla ilgili çalışmalara ağırlık verdi. Sinema ve psikoloji içerikli çeşitli dergilerde yazıları yayınlandı. Sinema içerikli online yayınlarda da sinema yazarlığı yaptı. Arka Pencere, Sinema Se7en Mecmua ve Psikesinema’ya yazılarıyla katkı sağladı. Sinema ve psikoloji tutkusunun birleştiği kariyerine Bahçeşehir Üniversitesi’nde Sinema ve Televizyon yüksek lisans programı ile devam etti. 2019 yılında film eleştirmeni olarak başvurduğu 25. Saraybosna Film Festivali’nin Talent bölümüne seçildi. 2019 yılında SİYAD (Sinema Yazarları Derneği) üyesi oldu.
Yazıda bahsi geçen Architectural Digest yazısı: https://www.architecturaldigest.com/story/charli-xcx-brat-green-color-trend
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***