Tarım ve Orman Bakanlığının açıkladığı fındık fiyatlarına, Karadenizli fındık üreticisinin tepkisi sürüyor. Trabzonlu fındık üreticisi emekli öğretmen Aydın Çilingir, “Fındık geçim olmaktan çıktı, dağda toplanan yabanı meyvelerden daha değersiz bir hale geldi. Burada fındık topluyoruz ama ata, dede yeri olduğu için yani bunun bir ekonomik gelir getirisi için değil. Usulen topluyoruz bu durum aynı zamanda mülkiyet hakkı açısından bir insan hakkı ihlalidir, yani insanların kendi coğrafyalarına tutunabilmeleri engelleniyor” dedi.
Hükümetin açıkladığı fındık fiyatına tepki gösteren Trabzonlu fındık üreticileri, ANKA Haber Ajansı’na konuştu.
“İnsanların kendi coğrafyalarına tutunabilmeleri engelleniyor”
Fındık üreticisi Emekli Öğretmen Aydın Çilingir şunları söyledi:
“Ortak akıl aynı şeyi söylüyor, fındık geçim olmaktan hakikaten çıktı. Dağda toplanan yabani meyvelerden daha değersiz bir hale geldi, ligarba toplasan yaylada daha fazla gelir edersin, yaylada yayla çayı toplasan, dağ nanesi toplasan bundan daha iyi gelir elde edesin. Gerçeği şu yani fındık Türkiye’nin hem genel bir sorunu hem de bölgemiz bir sorunudur. Belki de Türkiye’nin en önemli ürünüdür, ana ürünüdür. Ama öyle oldu ki değersizleşti, geçim olmaktan çıktı, değerini de kaybetti. Yani bu bir günlük de bir iş değil sadece fiyat meselesi değil bana göre, insanların gelirleri buna bağlıydı, insanların gelirleri düştü, arazileri değersizleşti. Sonuçta bu mülkiyet hakkı açısından bir insan hakkı ihlalidir. İnsanların kendi coğrafyalarına tutunabilmeleri engelleniyor. Burada fındık topluyoruz ama ata, dede yeri olduğu için yani. Bunun bir ekonomik gelir getirisi için değil. İşte topluyoruz ama usulen topluyoruz, yoksa bu gelir getirmez. 130 liraya bu olmaz. Sadece siyasi sorun mudur, bence daha büyük sorundur. Siyasi sorundur, mutlaka ekonomik sorundur, toplumsal sorundur, toplumun bütün paydaşlarının ortak sorunudur bence. Üniversitelerden olsun, çeşitli sivil toplum kuruluşlarından olsun, üreticilerden olsun hepsinin bu soruna bilinçli bir şekilde eğilmeleri gerekiyor ama maalesef durum buraya gelmiş.”
Fındık toplarken kemençeci komşusunun türkü söylemesinden keyif aldığını belirten Aydin Çilingir, “Müzik bizi avutmaya vesile oluyor, yoksa, topladığımız çok önemi yok yani, bu topraklara sahip çıkmaya çalışıyoruz. Müziğimizle, kültürümüzle, tarımsal üretimimizle, dostluklarımızla, arkadaşlıklarımızla ama bakalım ne kadar yetecek? Umudu tüketmiyoruz. Aslında bitme noktasına gelmişte biz hala umutluyuz” dedi.
“Şu anda görevinin başında olan insanların hiçbirinin görevinden haberi yok, yapamıyorsan bırak git”
Emekli Öğretmen Necmettin Dilber şu şekilde konuştu:
“Şu anda ben bin 500 lira yevmiye isteyen insanların çoğuna diyorum; ihtiyacın varsa gel bedava topla al senin olsun. Ancak o kadar bin 500 liralık bizim o büyük dallarda. Geçen sene 750 lira- 800 lira bu sene bin 500 lira… Yüzde kaç zam aldık? Nereden verecek vatandaş yüzde 100, yüzde 120… Bence fındığın fiyatı normali 150 lira net olmalıydı, onun karşılığında da toplama yevmiyesi bin 200 liradan aşağı olmamalıydı ama toplayana zarar, toplatana zarar. Ben şimdi 500 kilo fındık yapacağım, en azından 50 milyar (bin) masraf ettim. Ondan ne satıp kazanacağız. Maalesef bizi yönetenler fındığı hayatta görmemişler ki ağacı nasıldır, nasıl toplanır… Memlekette gerçekten istikrar yok, hukuk yok, adalet yok, liyakat bitmiş. Şu anda görevinin başında olan insanların hiçbirinin görevinden haberi yok, daha nereye lazımsınız kardeşim bırakın gidin. Eğer yapamıyorsan bırak git. Ben şimdi Öğretmenim ben bu işi yapamadık sonra rezil olur muyum, gider de sınıfta ya ama bunlarda rezillik yok. Bunlar işi en iyi bilenler halbuki hiçbir şey bilmeyenler.”
“Bizim başka güveneceğimiz hiçbir dal kalmamış”
Emekli hukukçu fındık üreticisi Abdullah Dilber ise şunları söyledi:
“Maddiyattan önce çok şeyler var Türkiye’de önemli olan hukuk yok, adalet yok, Yasama, Yürütme, Yargı diye hiçbir şey yok. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararı yerel mahkeme tanımazsa bu darbedir, hiç başka bir şey değildir. Ben adliyeciyim 40 yıllık suç ceza hakiminin verdiği kararı Asliye Ceza Hâkimi hemen bozar, hiçbir kuvvet de bir şey diyemez. Şimdi Anayasa Mahkemesinin kararını iletişim başkanı takmıyor, tanımıyor, böyle bir şey olur mu ya? Adalet Bakanı, ne Adalet Bakanı? Türkiye’de 17 tane bakanlık var hepsi Erdoğan, Adalet Bakanı da Erdoğan, İçişleri Bakanı Erdoğan, başka var mı?
Fındığı şöyle değerlendiriyorum yapılan asgari ücretlere zam yapılmaması, memura işçiye yüzde 119 yapılmasına göre fındığın verilen fiyatı yüzde 60 küsür iyi ama alım gücü yok, ne verirsen ver. 200 lira da verse gene o alım gücünle yapacağın bir şey yok. 200 lira 2 kilo bostan alıyor ya daha bu memlekette yaşam olur mu? Ayıptır, ben 73 yaşındayım böyle bir şey hiç görmedim. Benim zamanımın 74 memuruyum ben, 74’ün hukuku ne arar şimdi. Allah kurtarsın bizi bizim başka güveneceğim hiçbir dal kalmamış.”
“Emeğimizin karşılığını alamıyoruz, bir çuval fındığı kim taşır?”
Üretici Aslı Nur, “Çok zor fiyatları açıklandı ama bilmiyoruz bizim dediğimizi yapacaklar mı onu da bilmiyoruz. Çok zor yani fındığım toplanması, taşınması çok zor, çok zor bir şey. Emeğimizin karşılığını alamıyoruz, bir çuval fındığı kim getirir oradan yukarıya doğru, toplaması bir şey değil gene ona razıyız ama taşıması, yolumuz yok. Öyle yani ne diyeyim artık işte biz mecbur yapmak zorundayız” dedi.
Bir Başka Fındık üreticisi Ogün Nur, “Biz topluyoruz 10 kardeşiz, böldük araziyi işte herkes kendi yerine ama yol yok. Toplamasına bir şey yok. Taşıma bedensel taşıdığımız için yoruyor. Fiyatlar korumuyor, bir yevmiye olmuş bin 200- bin 500 milyar, yevmiyeci bulmakta zor. Kendi imkanlarımızla toplamaya çalışıyoruz” diye konuştu.
“Zahmetli iş ve fiyatı da düşük olduğu için yevmiyeci de kurtarmıyor”
Fındık üreticisi Ömer Dilber, “Çok zahmetli bir iş, biz en az 160 bekliyorduk fiyatı taban olarak ama fiyat çok düşük açıklandı geçen seneye rağmen. Bu iş zahmetli iş sonuçta herkes izin alıp bir şekilde bir araya gelip fındık toplamaya çalışıyor ki ben de öyle izin alarak babama yardım ediyorum fındık toplamaya geldim. Yani zahmetli iş ve fiyatı da düşük olduğu için yevmiyeci de kurtarmıyor. Hani verdiğimiz masraflar da kurtarmıyor hiçbir zaman, bugün yevmiye bin 500 liradan bahsediyorlar. Versen tamamen topladığı fındığın değeri kadar olduğu için biz de vermemeye çalışıyoruz. Bu şekilde devam ediyoruz” şeklinde konuştu.
İlkay Nur ise “Gübresi, çayırının biçilmesi, patosu… Bunlar hep fındık toplamadan yaptığımız masraflar. Sonra fındık satılacak elimize az bir para kalacak, yani bundan başka bir şey yok. En fazla bu fındıktan bizim alacağımız para 20- 30 bin ondan da masraflarımı düştüğümüz zaman ortaya çok az bir para kalıyor” dedi.
“Fındıktan aile geçimlerini sağlama imkânı kalmamıştır, büyük çoğunlukta bu coğrafyadan göç etmek zorunda kalmıştır”
Öğretmen Engin Nur ise şu ifadeleri kullandı:
“Fındık büyük ölçüde geçim kaynağı olmaktan çıkmış günümüzde, yaşayan insanlarımızın bir kültürü olarak zamanda kalacak. Çünkü fındığın maliyeti yüksek ve taban fiyat çok düşük tutulunca, fındık üreticileri hem fındığa karşı istekle fındık toplayıp, satmak veyahut da üretmek yetiştirmek noktasında moral motivasyonları kalmadı. Dolayısıyla kendi fındığını toplayıp da maliyetini kurtardıktan sonraki sürece hiç de olumlu bakmıyorlar. O yüzden de fındık bakımı da yıldan yıla yavaş yavaş zorlaşıyor, aile geçimlerini sağlama imkanı kalmamıştır. Büyük çoğunlukta da bu coğrafyadan göç etmek zorunda kalmışlar, büyük kentlere. Yeni bir fındık kanununa ihtiyaç var, fındık kanununa ihtiyaç var uzun vadeli fındık üretim programlarının hükümet tarafından hazırlanması lazım. Fındık kongreleri çalıştayları yapılarak fındık üreticilerinin sorunları talepleri ve ihtiyaçları ortaya konmalı, fındık üreticisinden fındığın pazarlanmasına kadar bütün süreçlerde söz sahibi olan fındıkla ilgili bütün birleşenler fındığın sorunlarını apaçık ortaya koyarak bunun üzerinden bir fındık üretimi planlaması ve politikasının yürütülmesi lazım buna ihtiyaç var. “