Deneyimli gazeteci, Karar yazarı Fehmi Koru, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in istifa ettiğine dair ortaya çıkan iddialarla ilgili “padişah ve eşeği” fıkrasına işaret etti, seçime kadar daha dört yıl olduğunu ve bu sürede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bile gidebileceğini ima etti.
Koru, “Mehmet Şimşek’in Kendisinden beklenen, bir sonraki genel seçime kadar hayat pahalılığını hissedilmeyecek bir duruma getirmesi… Bir sonraki genel seçim ise tam dört yıl sonra… Dört yıl içerisinde neler yaşanacağını, mühlet sona erdiğinde beklenenin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini bugünden kim bilebilir?” dedi.
“Anlatmaya çalıştığımı daha iyi aktarmaya yarayacak padişah, alimlik taslayan adam ve onun bir eşeği konuşturma iddiasına dair bir fıkra var, ama günümüz gerçekleri düşünüldüğünde, kıssadan hissesi çok farklı noktalara çekilebilir diye anlatmaktan vazgeçtiğim için, herhalde beni mazur görürsünüz” diyen Koru, bu sürede Erdoğan’ın da gidebileceği imasında bulundu.
Fehmi Koru’nun göndermede bulunduğu fıkra ise şöyle:
“Bir zamanlar bir padişahın çok sevdiği bir eşeği varmış. Padişah eşeğini öylesine çok severmiş ki; bu eşeğin, cahil kalmasına bir türlü rıza gösteremezmiş. Sonunda eşeğine kim okuma yazma öğretirse, onu servete boğacağını ilan etmiş. Fakat eğer bu konuda gönüllü olanlar, eşeğe okuma yazma öğretemezlerse, boyunlarını vurduracağını eklemekten de geri kalmamış.
Bu işe birtakım hevesliler çıkmış; fakat eşek bu, okuma yazma öğrenir mi? Tabii sonunda, bu heveslilerin kelleleri gitmiş.
Derken bir gün, gerçekten ülkenin en fukara adamlarından biri, padişahın huzuruna çıkmış ve eşeğe okuma yazma öğretebileceğini söylemiş. “Fakat padişahım” demiş, “İnsanların okuma yazma öğrenmeleri bile yıllar sürüyor. Sizin eşeğin okuma yazma öğrenmesi için, en az 10 yıl gerekir. Eğer ben 10 yılda eşeğinize okuma yazma öğretemezsem, boynumun vurulmasına razıyım.”
Teklif padişahın hoşuna gitmiş. “Git, karını al da gel” demiş. “Size sarayımda bir daire vereceğim ve eşeğimi de oraya getirteceğim. Derslere hemen başlayın.”
Adamcağız sevinçle evine gitmiş ve “Toparlan Hanım” demiş. “Saraya gidiyoruz.”
“Neden gidiyoruz?” diye sorunca kadıncağız, padişahla olan konuşmasını anlatmış.
Kadın, “Efendi sen delirdin mi?” demiş. “Baksana kaç kişi bu uğurda canından oldu. Eşek okuma yazma öğrenebilir mi?”
Adam gülmüş. “Hanım” demiş, ” Bende biliyorum eşek bu konuşmaz da yazmaz da Yaşadığımız sefaleti görüyorsun. Ne ocak yanıyor, ne tencere kaynıyor. Sarayda ekmek elden su gölden yaşayacağız. Önümüzde 10 yıl var. Bu 10 yıl içinde, ya eşek ölür, ya padişah ölür, ya da ben ölürüm. Hadi lâfı bırak da toparlan, saraya gidiyoruz…”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***