Türkiye’nin birçok yerinde maden aramalarına karşı gösterilen tepkilere Diyarbakırlılar da katıldı. Diyarbakır’ın Kulp İlçesine bağlı Hasandin Yaylası’ndaki maden rezervi arama projesine tepki amacıyla, yaylada miting düzenlendi.
Diyarbakır’a yaklaşık 120 km. uzaklıkta bulunan Kulp ilçesinin 2 bin rakımlı Hasandin Yaylası, son günlerde maden protestolarıyla gündeme geliyor. Özel bir şirketin geçen yıl maden ruhsatı almasının ardından bölgede maden aramaya başlayacak olması, tepkileri de beraberinde getirdi. Yedi köyün ortak olarak kullandığı yaylada, maden aranmasına tepki gösteren köylüler, bugün Hasandin Yaylası’nda toplandı.
Maden aranmasına tepki amacıyla İstanbul Kulplular Derneği (KULP-DER) ve Pasur Hasandin Yaylası Koruma Platformu öncülüğünde düzenlenen mitinge, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, DEM Partili belediye eş başkanları ile Türkiye’nin dört bir yanına dağılmış olan Kulplular katıldı. Ellerinde taleplerini içeren pankartlarla miting alanına gelen katılımcılar önce halay çekti.
Mitingte Hasandin Yaylası Koruma Platformu adına konuşan Avukat Ahmet İnan, madenciliğin bölgedeki hayatı yok edeceğini savundu. Hasandin Yaylası’nda yaşam hakkına saldırı yapıldığını vurgulayan İnan, “Hasandin Yaylası’nda yapılmak istenen her türlü maden girişimi halkın geçim kaynağına, su hakkına ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkına, kısacası yaşam hakkına dönük bir saldırıdır. Biz de bugün burada yaşam hakkımızı savunuyoruz. Bu tür talan projeleriyle hiç kimse ana dilini konuşabildiği, kültürel varlığını sürdürdüğü, atalarından kalan, kadim üretim topraklarından kopartılamaz ve göçe zorlanamaz” dedi.
“Biz burayı ekonomik ranta kurban etmeyeceğiz”
Bünyesinde yüzü aşkın sivil toplum kuruluşu, sendika, meslek örgütü bulunan Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu’nun dönem sözcüsü Av. Nahit Eren ise sözlerine bir özeleştiri ile başladı. Eren önceki yıllarda yapılan bazı projelere karşı çıkmadıkları için bölgenin yapısının değiştiğini söyledi. Eren, Kulp halkının bir araya gelerek kentine, doğasına, yaylasına sahip çıktığını ifade ederek, ”Biz sadece kendi yaşam alanlarımıza sahip çıkmıyoruz. Hayvanlarımızın yaşam alanına, tüm canlılarının yaşam alanına sahip çıkıyoruz. Bitki örtümüze sahip çıkıyoruz. Bütün bir Mezopotamya ovasını besleyen Dicle nehrine akan suyu korumak için buradayız. Diyarbakır Barosu olarak ve Diyarbakır Kent Platformu olarak hukuki süreçte bütün yollara başvuracağız. Biz yargının vereceği kararı da beklemeyeceğiz. Her gün burada gerekirse hep birlikte nöbet tutacağız. Biz burayı bugünün birkaç şirketine ya da birkaç zihniyetin ekonomik rantına kurban etmeyeceğiz” diye konuştu.
Köylüler tepkili
Mitingin ardından VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan köylüler, madene izin vermeyeceklerini söyledi. Maden istemediklerini söyleyen Nevzat Can “Suyumuz kuruyacak. Burası bizim yaylamız, yurdumuz. Burada bir şey yapılmasını istemiyoruz. Bunun için mücadele ediyoruz” diye konuştu.
Yaylayı yedi köyün kullandığına dikkat çeken Cahit Öztürk ise şunları söyledi: “Burası yedi muhtarlığın yaylasıdır. Çeşmelerimiz var, yaylamızdır, hayvanlarımız burada yaşıyor, insanlarımız burada yaşıyor. Sularımız, bütün kaynaklarımız bu dağdadır. Biz kesinlikle dağımızı vermeyiz. Hepimiz öldürülsek te bu dağı kimseye vermeyiz. Burada maden istemiyoruz”
Rıdvan Yıldız ise maden açılması halinde bölgede yaşam imkanının kalmayacağını savundu. İstanbul’da yaşayan ve yaz tatillerinde Kulp’a gelen Semra Yıldırım da madene karşı çıkıyor. Yıldırım, maden açılması halinde köylerde yaşayanların göç etmek zorunda kalacaklarını savundu.
CHPli Tanrıkulu “Yüz yıllardır korunan o çevre değerinin sizlerin kısa dönemli rantlarına kurban edilmemesi lazım”
Hafta içinde TBMM’de basın toplantısı düzenleyen CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, madenden vazgeçilmesi çağrısı yaptı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, maden sondajını yapan şirkete ve ruhsat sahibine seslenen Tanrıkulu, “O bölgede çevre bakımından bütün yurttaşlarımızın yararlandığı, su kaynakları bakımından, doğal ve endemik bitkiler bakımından korunması gereken bir alan var. Her nasıl olduysa alınan bir yetkiyle, ruhsatla orada sondaj çalışmasının başlatıldığını biliyoruz. Ben buradan hem Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına hem bu sondajı gerçekleştiren şirkete hem de ruhsat sahibi hemşerilerimize sesleniyorum; Yıllardır, on yıllardır, hatta belki de yüz yıllardır korunan o çevre değerinin sizlerin kısa dönemli rantlarına kurban edilmemesi lazım” dedi.
Bin 970 metrekarelik alanda maden aramak için ruhsat alan şirket sodyum, potasyum, lityum, iyot ve bor tuzları gibi endüstriyel hammaddelerin yanı sıra enerji ve metalik maden faaliyetleri yürütecek. Bu arada Diyarbakır Barosuna başvuran köylüler hukuki destek istedi. Baro, şirket ruhsatının iptali talebiyle önümüzdeki günlerde Diyarbakır İdare Mahkemesi’ne dava açacak.