Yargıtay 3. Ceza Dairesi, ByLock kullandığı iddiasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezası verilen KHK’lı subay M.Y.’ye verilen cezayı, Bylock’u telefonuna indirdiği ancak kullandığına dair herhangi bir delil mahkemeye sunulmadığı için bozdu.
Yargıtay Ceza Kurulunun 26 Eylül 2017’de verdiği karara göre, ByLock iletişim sisteminin Gülen cemaati üyelerinin kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olduğu iddia edilmişti.
Yargıtay 7 yıl önce verdiği bu kararı, M.Y. kararı ile kendisi çürütmüş oldu. Buna göre, isteyen herkesin ByLock yükleyebileceği, belirli bir örgüte ya da gruba münhasır bir program olmadığı yeni Yargıtay kararıyla tescillendi.
Kararın gerekçesinde,
“…gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağının kabul edildiği, ancak kullanım olmaksızın ByLock yüklenmesinin atılı suçun sübutu için yeterli olmayacağı gözetilmekle;
ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, ByLock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, ByLock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun vasfı açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, öncelikle ilgili birimlerden mümkün olması halinde ayrıntılı olarak ByLock tespit ve değerlendirme tutanağının getirtilmesi ve düzenlenen tespit tutanağının 5271 sayılı Kanun’un 217 nci maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunup tartışılmasından sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma neticesinde yazılı şekilde hüküm kurulması, sanık hakkında beyanlarda bulunan Abdullah C.’nin tanık olarak dinlenmesi gerekirken eksik araştırma neticesinde yazılı şekilde hüküm kurulması, hukuka aykırı bulunmuştur.” denildi.
YARGITAY, AİHM KARARININ ETRAFINDAN DOLANMAYA MI ÇALIŞIYOR?
Öte yandan hukukçulardan Yargıtay’ın Bylock kararına yönelik eleştiriler de geldi. Karardaki “…gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağının kabul edildiği” ifadesinin AİHM’in Yalçınkaya kararının etrafından dolanmayı amaçladığını belirten hukukçular ‘AİHM, ‘ByLock diye bir delil olamaz’ dedi. Yargıtay bu kararla yeni yeni kriterler uyduruyor. Mefhumu muhalifinden bakarsak, “gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının kesin ispatı’ durumunda bunu örgüt bağlantısına delil olarak kabul ederim diyor. İçeriğe bile bakmıyor. Bu durumda onbinlerce dosya var… Bu kararla binlerce insan mahkum edilebilir’ değerlendirmesinde bulundu.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Bylock nedeniyle Türk yargısı tarafından verilen cezaların tamamen hukuksuz olduğuna dair 26 Eylül 2023’te emsal bir açıklamıştı. KHK’lı öğretmen Yüksel Yalçınkaya emsal kararına göre, bankaya para yatırmak, derneğe üye olmak, ByLock kullanmak, gazeteye abone olmak, çocuklarını kapatılan okullara göndermek ve benzeri eylemler, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmenin 7. maddesinde belirtilen “kanunsuz suç olmaz” ilkesine göre suç teşkil etmiyor. Sözleşmenin tarafı olan Türkiye dahil tüm ülkelerin AİHM kararlarına uyma zorunluluğu bulunuyor.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda görev yaparken ihraç edilen ve 3 yıl 6 aydır tutuklu olan KHK’lı subay M.Y.’ye, 19 Mart 2019’da 6 yıl 3 ay hapis cezası verilmişti.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***