Galatasaray’ın Fildişili yıldızı Wilfried Zaha, Slovenya kampında Ajans 1905’e konuştu. Transfer edileceği yönündeki iddialara cevap veren Zaha, sakatlığı ve yeni sezondaki hedefleri hakkında konuştu.
“İstanbul’daki hayatım çok güzel gidiyor”
“Daha mutluyum İstanbul’da. İngiltere’de, Londra’da yaşadıktan sonra buraya taşındım. Aile olduk, evlendim. Keyfini çıkarmayı seviyorum. Evime gidiyorum, oturuyorum. Ne kadar İstanbul güzel olsa da bazı geleneksel yanları var. Londra biraz daha hızlı hayata sahip. İstanbul’a taşınmak farklıydı ilk başta. Şu anda çok seviyorum. Eşim ve oğlum için de inanılmaz bir hayat. Oğlumun instagram’ı var, orada görüyorum, ben çoğu zamanda işte oluyorum ama çevresindeki insanlarla tanışıyor, arkadaşlık ediniyor. Eşim için de aynısı. İstanbul’daki hayatım çok güzel gidiyor. Ben çoğu zaman işteyim ama ailemin yaptıklarını görünce mutluyum. Onlar da mutlular İstanbul’da.”
“Crystal Palace’taki son sezonum çok yorucuydu”
“Birazcık değişik bir şeydi başlangıçtı. Crystal Palace’taki son sezonum çok yorucuydu. Sakatlandıktan sonra geri dönebilmek için çok acele ettim. Üst üste birkaç kere sakatlandım, bu benim için hiç normal değildi. O zamana kadar pek sakatlanmayan biriydim. Buraya geldiğimde de sakattım ilk başta. Bunu kimse bilmiyor ama ilk çıktığım maçta hamstring sakatlığım vardı. Oynamak istiyordum. Palace’ta bana herkes ‘gelmiş geçmiş en iyi oyuncusun’ diyordu. O bir maceraydı. Hemen bir gün içerisinde olmadı, yıllar boyunca mücadele ettim, üstüne koyarak geldim. Yıllarca işler yolunda gitmedi ama tekrar tekrar pes etmeden yapmak gerekiyordu.”
“Burada da o oyuncu olmak için inşa etmek gerekiyor”
“Adanmışlığa ihtiyaç var. TV’den bakıp söylemek kolay, iyi oyuncu kötü oyuncu diye ama orada destek, özgüven gerekiyor. 10 yıl kadar oynadım Crytal Palace’ta. Galatasaray’a geldiğimde çok yüksek beklentiler vardı. Burada da o oyuncu olmak için inşa etmek gerekiyor. Özgüveni yakaladığınızda, hocanızı da arkanıza alınca sürekli çalım atıyor, şut atıyor göreceksiniz beni. Daha ilk sezonumdu. Şampiyon olduğumuz için mutluyum, tüm maçlarda oynamamış olsam da… Roma bir günde inşa edilmedi. Adım adım ilerlememiz gerekiyor. Şu an sezon öncesi kamptayım. Önceden yapabildiğim şeyleri görünce belli bir süreçten geçerek geldim. Bunun üzerine konuşmak istedim. Bir noktadan bir noktaya anında geçiş olmuyor. Bir macera var.”
“Kendimi daha çok göstereceğim”
“Beklentiler çok yüksek diyemem ama beklentiler bir noktadaysa, benim düzgün bir sezon öncesi dönemim oluyor, 2 maç oynadık. Her maç daha fit olacağım, daha fazla çalım atıyor, top sürüyor olacağım. Goller de gelecek. Kendimi daha çok göstereceğim. Beklentiler sorun değil. Beni biraz bekleyin sadece.”
“İngiltere’de futbol daha taktiksel”
“Bence Türkiye’deki futbol ile İngiltere’deki futbol arasındaki fark taktikler. İngiltere’de futbol daha taktiksel. Türkiye’de sürekli ileri geri ileri geri şeklinde oynanıyor futbol. En büyük fark bu. Orada daha taktiksel takımlar var. Birbirlerine sürekli çalışıyorlar, analiz ediyorlar.”
“Ben mükemmeliyetçi biriyim”
“Ben mükemmeliyetçi biriyim. İnsanlar bana sürekli şikayetleniyorsun der. Hayır ben mücadeleciyim. Maç içerisindeyken çok tutkulu bir insanım. İnsanlar beni farklı görüyor olabilirler ama beni tanımak zor değil. Aynı zamanda kendimi herkese açmıyorum, bunu kabul etmeliyim. Herkesin anlaması lazım, futbol sektöründe birçok köpek balığı var. Kariyerimde birçok insan var, bazılarına gülümsemdim ama beni ısırdılar. Beni çok gülüyor olmayabilirsiniz ama benimle rahatça arkadaş olabilirsiniz. Ben bir canavar değilim.”
“Kendimi takımıma vermiş durumdayım”
“Tabii ki her zaman söylentiler olacak. Ben burada sorumluluklarımı yerine getiriyorum. Kendimi takımıma vermiş durumdayım.”
“Sezon içinde takıma dahil olunca takımı tanıyamıyorsunuz”
“Bir sürü insan bana ‘Git artık’ diyor, bir sürü insan da ‘Ne olur gitme’ diyor. Anlamıyorum, hangisi isteniyor, hangisi istenmiyor. İnsanlar beni tanıyor. Kampa geldiğim zaman insanlarla aynı yerde kalıyorsunuz. Karakterini bilmiyorlar ama vakit geçirdikçe tanışıyorsunuz. Normal bir sezon kampı geçirerek sezona girmek arasında büyük fark var. Sezon içinde takıma dahil olunca takımı tanıyamıyorsunuz. Antrenman maç, yüksek program oluyor. O program içinde birbirinizi tanımıyorsunuz. Sezon başında kamp dönemini geçirmek çok faydalı. Fark yaratacaktır bu sezon.”
“Biz her maçı kazanmak istiyoruz”
“Sadece büyük maçlara odaklanmıyorum. Ligi sadece büyük maçlarla kazanmıyorsunuz, tüm maçları kazanınca kazanıyorsunuz. İnsanlar sadece büyük maçları seyrediyor olabilir ama biz her maçı kazanmak istiyoruz. Elimden gelen her şeyi her maçta yapmaya çalışıyorum. İşe yarayacak diye söz veremem ama her zaman mücadele edeceğim. Daha önce oynadığım ve iyi oynadığını bildiğim biri Batshuayi. Mutlaka daha çok gol atacağız.”
“Yeni bir meydan okuma istedim”
“Takımdaki birkaç oyuncu transfer konusunda beni etkiledi. Hocayla konuşmak, planını öğrenmek, Şampiyonlar Ligi oynamak önemliydi. Birçok kez İstanbul’un inanılmaz bir şehir olduğunu söylediler. Yeni bir meydan okuma istedim. Türkiye’nin en büyük kulübüydü. Denemek istedim. Yeni bir maceraydı, denemek istedim.”
“Kariyerim için çok önemliydi şampiyonluk. İlk istediğim profesyonel futbolculuktu, hayalimdi. Premier Lig’de oynayabilmek en büyük başarılarımdan biriydi. Şampiyonlar Ligi oynadım. Lig şampiyonu olmak da çocuklarıma gösterebileceğim bir ünvan oldu. Çok kıymetliydi. Manchester United’a karşı oynamak da tanrının işiydi. Ben çok inançlı biriyim. Manchester United’a karşı gol atıyor olmak benim için tanrının bir işareti, kader.”
“Icardi ile uyumluyuz”
“Icardi gibi oyunculara ‘fox in the box’ denir, o tarz bir oyuncu. Ben daha çok dışarıda çalım atan, dışarıdan alıp içeriye süren bir oyuncuyum. Birbirimizle uyumluyuz bu açıdan.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***