Kanadalı Nobel ödüllü yazar Alice Munro’nun kızı Andrea Robin Skinner, üvey babasının çocukken kendisine cinsel tacizde bulunduğunu ve annesinin bunu bilmesine rağmen onunla yaşamaya devam ettiğini söyledi.
Kanada’da yayınlanan Toronto Star gazetesine konuşan Skinner’ın anlattıkları ülkede şok etkisi yarattı.
Skinner’ın anlatımına göre üvey babanın istismarı 1976 yılında, 9 yaşındayken başladı.
O zamanlar 50’li yaşlarında olan üvey baba Fremlin, 40’lı yaşlarındaki annesini ziyarete gittiği günün gecesi, yatağına tırmandı ve kendisine cinsel saldırıda bulundu.
Skinner bu durumu üvey annesine anlattı, o da Skinner’ın öz babasına anlattı.
Fakat buna ragmen babası Munro ile yüzleşmedi.
Skinner, sonraki birkaç yıl boyunca “Fremlin’in araba yolculuklarında cinsel organını teşhir ettiğini, annesinin cinsel ihtiyaçlarını ona anlattığını, mahallede hoşlandığı küçük kızlardan ona bahsettiğini” anlattı.
Toronto Star’daki habere göre Skinner ergenlik çağına geldiğinde, Fremlin ona olan ilgisini kaybetti.
Yirmili yaşlarındayken annesi Munro, yazdığı kısa bir hikayede üvey babası tarafından cinsel tacize uğradıktan sonra intihar eden bir karakteri anlattı.
Skinner bu karaktere sempati duyduğunu ardından, annesine maruz kaldığı tacizi anlatmaya karar verdiğini yazdı.
Bir mektupla annesine Fremlin’in ona ne yaptığını anlattı. Ancak Skinner’a göre, Munro beklediği gibi tepki vermedi, sanki bir kocası tarafından aldatılmış bir kadın gibi tepki verdi.
Bu ifşa üzerine Munro, kocası Fremlin’i terk ederek, Britanya Kolumbiyası’ndaki küçük bir eve taşındı.
Skinner, Fremlin’in aileye mektuplar yazdığını ve bu mektuplarda tacizi kabul ettiğini ama suçu Skinner’a yüklediğini söyledi.
Gazetedeki habere göre Skinner, cinsel istismardan 30 yıl sonra 2005 yılında üvey babasının cinsel saldırıları için Ontario polisine başvurdu
Polise gittiğinde, üvey babasının itiraf mektuplarını da yanına aldı. Fremlin aileye yazdığı bir mektupta Skinner’ın yatak odasına “cinsel macera” için girdiğini bile iddia etmişti.
Mektupları “9 yaşındaki halimi ‘yuva yıkan’ biri olarak tanımlamıştı” diye anlatıyor Skinner.
Polisin soruşturması üzerine üvey baba Gerald Fremlin suçunu kabul etti.
Ama o sırada tacizci adam 80 yaşındaydı. Bu yüzden cezası ertelendi ve iki yıl boyunca gözetim altında tutuldu.
Ama buna rağmen, anne Munro, Fremlin’e geri döndü ve ölene kadar onunla birlikte yaşamaya devam etti.
Nobelli yazarın bu kararı için ileri sürdüğü gerekçeler de çok çarpıcıydı: Kızına “Yaşlandığını, Fremlin’i çok sevdiğini ve ataerkil kültürün onun kendi ihtiyaçlarını reddetmesini, çocukları için fedakarlık yapmasını beklediğini ama ne olursa olsun, yaşananların kızı ve üvey babasıyla ilgili olduğunu, kendisiyle alakası olmadığını” söylemişti.
Skinner ise gazeteye, annesi için “şöhreti sebebiyle sessiz kaldı” dedi.
Yazar Munro, 13 Mayıs’ta, 92 yaşında öldü.
Skinner, istismarın yaşanmasından yaklaşık 30 yıl sonra, 2005 yılında neden polise gittiğini gazeteye şu cümlelerle anlattı:
“İstediğim şey gerçeğin bir kaydı, başıma gelenleri hak etmediğime dair kamuya açık bir kanıttı. Ayrıca benim hikayemin, insanların annem hakkında anlattıkları hikayelerin bir parçası olmasını istedim. Başıma gelenlerin gerçekliğiyle ve annemin yaşananları sineye çekerek tacizcimle birlikte kalmayı ve onu korumayı seçtiği gerçeğiyle yüzleşmeyen başka bir röportaj, biyografi ya da etkinlik olsun istemedim.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***