Türkiye bir aydır Erdoğan-Esat görüşmesini gündemde tutarken Suriye lideri bugün Moskova’da, Rusya lideri Putin’le biraraya geldi. Görüşmede Suriye-Türkiye diyaloğu gündeme geldi mi henüz bilinmiyor. VOA Türkçe’nin konuştuğu uzmanlar, Suriye ile işbirliği konusunun yakın vadede gerçekleşmesini kolay görmüyor
Ankara ile Şam arasında devlet başkanları düzeyinde bir diyalog oluşturulması son bir aydır Türkiye’nin gündeminde.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu konudaki ilk açıklamasını 27 Haziran’da yaptı ve “Nasıl ki biz Suriye’yle ilişkilerimizi çok çok canlı tuttuysak geçmişte, ailece görüşmelere varıncaya kadar biliyorsunuz Sayın Esed’le biz bu görüşmeleri yaptık. Yarın olmaz diye bir şey kesinlikle mümkün değil, yine olur” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı açıklamasında “Bizim Suriye’nin iç işlerine karışmak gibi bir derdimiz yok” ifadelerini kullandı.
Erdoğan önce Esat’ı her an davet edebileceğini, sonra iki hafta önce davet ettiğini söyledi
7 Temmuz’da Almanya’dan dönüşünde uçakta kendisini takip eden gazetecilere “Davetimiz her an olabilir. Türkiye’de görüşme olması konusunda ise Sayın Putin’in yaklaşımları var” değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, dört gün sonra 11 Temmuz’da Washington’daki NATO Zirvesi’nde yaptığı basın toplantısında, “Sayın Esed’e ‘Ya ülkeme gel veya üçüncü bir ülkede bu görüşmeyi yapalım’ çağrımı iki hafta önce yaptım. Bu konuyla ilgili olarak da Dışişleri Bakanımı görevlendirdim. O da muhataplarıyla görüşmek suretiyle inşallah bu dargınlığı, kırgınlığı aşmak suretiyle yeni bir süreci başlatalım istiyoruz” dedi.
Türkiye basınında Erdoğan ve Esat’ın Moskova’da görüşeceği haberinin yazılmasından ve Dışişleri Bakanlığı tarafından aynı gün yalanlanmasından 48 saat sonra Çarşamba günü, Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esat ile Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin Moskova’da biraraya geldi.
Esad ve Putin Moskova’da biraraya geldi: Gündemde Türkiye başlığı da olacak
Rusya Cumhurbaşkanlığı’nın internet sitesi en.kremlin.ru’da yayımlanan görüşme notlarında Putin’in “Bir bütün olarak bölgedeki durumla ilgili görüşlerinizi de duymak isterim. Ne yazık ki durumun kötüye gitme eğiliminde olduğunu görüyoruz. Bu durum Suriye’yi doğrudan ilgilendiriyor” dediği Esat’ın ise “Dünyadaki ve özellikle Avrasya bölgesindeki güncel gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda, bugünkü toplantımız tüm bu gelişmelerin ayrıntılarının yanısıra olası görünüm ve senaryoların ele alınması bakımından da son derece önemlidir” yorumunu yaptığı görülüyor.
İki lider her ne kadar kameralar açıkken Suriye-Türkiye ilişkileri hakkında bir değerlendirmede bulunmamış olsa da analistler bu görüşmede konunun kaçınılmaz olarak gündeme geldiğini düşünüyor.
Aydın Sezer: “Türkiye ile Rusya arasında hızlıca dişe dokunur bir temas olursa Türkiye-Suriye dosyasında bir ilerleme beklenebilir”
Daha önce Türkiye’nin Moskova Büyükelçiliği’nde Ticaret Müşaviri olarak çalışan Aydın Sezer, bu görüşmeden Türkiye-Suriye ilişkilerini dönüştürecek bir durumun ortaya çıkması için önümüzdeki günlerde bazı gelişmeler olması gerektiğini söyledi.
Rusya konusunda analizleri ile öne çıkan Sezer, “Elbette Türkiye-Suriye ilişkileri bu görüşmede ele alınmıştır. 2018’den beri Türkiye-Suriye ilişkileri değerlendiriliyor. (Putin’in Özel Temsilcisi) Aleksandr Lavrentiev yahut Dışişleri Bakanı Lavrov, Türkiye’ye gelirse ya da yarın öbür gün Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi, Rusya Dışişleri’ne çağrılırsa özetle Türkiye ile Rusya arasında hızlıca dişe dokunur bir temas olursa Türkiye-Suriye dosyasında bir ilerleme beklenebilir. Ancak dün Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın yaptığı açıklama, bu konuda umutlu olmamıza pek fazla imkan vermiyor. Şu andaki görüntü; Suriye’yle ilgili çıkışlar toplumun gazını alma amaçlı iç politika hamleleri gibi duruyor” dedi.
Rusya uzmanı, 10 Mayıs 2023’te Moskova’da yapılan dışişleri bakanları toplantısında Türkiye, Suriye, İran ve Rusya’nın bir yol haritasında uzlaştığını ancak Türkiye’nin sonrasında bir adım atmadığını da belirtti.
Hakan Fidan: (Suriye’den) Bize iletilmiş bir ön şart yok, şart koyacak isek o vakit zaten görüşmenin bir anlamı yok”
Aydın Sezer’in dikkat çektiği Hakan Fidan röportajı, Birleşik Arap Emirlikleri merkezli Sky News Arabia televizyonunda yayınlandı.
Dışişleri Bakanı Fidan bu söyleşisinde, “Biz bütün bölgedeki kardeş ve dost ülkelerle normalleştiğimiz gibi, Suriye’yle de belli noktalarda gerekli adımları atmak istiyoruz. Cumhurbaşkanımız bu konudaki politikamızı, en üst düzeyde zaten ilanını yaptı. Nedir o? Biz aramızdaki mevcut sorunları çözmek için, Cumhurbaşkanlığı dahil her türlü diyaloğu her türlü seviyede başlatmaya hazırız. Bize şu ana kadar iletilmiş herhangi bir ön şart yok. Şu an bizim perspektifimizde olan bazı sorunlar var, onların perspektifinde olan bazı sorunlar var. Daha görüşmeden birbirimize şart koyacak isek o vakit zaten görüşmenin bir anlamı yok” dedi.
Fidan’a göre Suriye sorununda iki temel nokta var: Suriyeli mülteciler ve PKK
Sky News Arabia muhabirinin “Şam’ın bahsettiği bir terör var, teröre yönelik ortak bir perspektif var mı?” şeklindeki sorusuna “Suriye muhalefeti meselesi, Suriye muhalefetinin kontrolü altındaki bölgeler, tüm bunlar BM’nin ilgili kararları çerçevesinde tartışılması, görüşülmesi gereken konular. Uluslararası sistem tarafından tanınmış meşru Suriye muhalefetinin görüşü ve tercihleri esastır” yanıtını veren Fidan, Suriye meselesine dair iki temel problem ortaya koydu.
Dışişleri Bakanı, “Suriyeliler Ürdün’e gittiler, Lübnan’a gittiler, Körfez ülkelerine gittiler, 1 milyon Avrupa’ya gitti, birkaç milyonu Türkiye’ye geldi. Milyonlarca Suriyeli, ülke nüfusunun yarıdan fazlası şu anda ülke dışında yaşıyor. Bu insanlar güvenli şekilde ülkelerine dönebilmeli. İkinci terörizm konusunun temizlenmesi gerekiyor. PKK’nın işgal ettiği Arap toprakları var. Ele geçirdiği petrol tesisleri var. Suriye halkının kaynaklarını gasp eden bir örgüt var. Bununla savaşıp bunun elindeki petrolü Suriye halkına geri vermek gerekiyor” diyerek Türkiye’nin Suriye dosyasındaki önceliklerini dile getirdi.
Esat’tan Türkiye ile ilişkilerde normalleşme şartı: “İşgal anormal, terörizmi desteklemek anormal, komşunun egemenliğine saygısızlık anormal”
Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esat’ın Moskova’ya yaptığı sürpriz ziyaretten hemen önce Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın BAE televizyonuna verdiği mülakat, aslında Suriye liderinin 15 Temmuz’da Şam’da gazetecilerle yaptığı mülakata yanıtlar içeriyordu.
Zira Suriye devlet ajansı Sana’da yazdığına göre, Esat söz konusu mülakatta, Hakan Fidan’ın 14 Temmuz’da Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Ferhan Al Suud’la yaptığı görüşme sonrası “Zamanın ruhu bizi barışa zorluyor” sözlerini değerlendirerek “İşgal, ülkeler arasındaki normal ilişkilerin bir parçası olabilir mi? Terörizmi desteklemenin ülkeler arasındaki normal ilişkilerin bir parçası olması mümkün mü? Bu imkansız. Normal ilişkiden bahsedecek olursak, bu sahnede anormal olan her şeyi dolaşımdan kaldırmamız gerekiyor. İşgal anormaldir, terörizm anormaldir ve uluslararası hukukun ihlali anormaldir. Komşu ve komşu olmayan ülkelerin egemenliğine saygısızlık anormaldir. Biz Türkiye ile normal ilişkiler meselesine böyle bakıyoruz” demişti.
Selim Kuneralp: “Esat, ‘askerlerinizi geri çekin’ diyor, çekelim de Milli Suriye Ordusu ve oradaki binlerce insan ne olacak?”
Suriye krizi başladığında Türkiye’nin Avrupa Birliği nezdinde Daimi Büyükelçisi olan Selim Kuneralp, iç savaşın en başında her türlü uyarıya rağmen sınırları koşulsuz açan iradenin bugünkü problemin en büyük sorumlusu olduğunu ifade ettikten sonra Esat’ın altını çizdiği askeri sorunun da başat sorunlardan biri olduğunu vurguladı.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan emekli Büyükelçi Kuneralp, “Bu mültecileri geri göndermek için biz harekete geçtik. Onun için de işte Esat’la konuşuyoruz. Ama bu kolay kolay değil. Bir kere o mülteciler geri gider mi? Esat onları almak ister mi? Esad rejimine karşı mücadele etmiş insanlar. Niye geri gitsinler, Esad rejimi ayakta kaldığı sürece? Esat bunları niye geri alsın? Masaya oturduğunuz zaman o da tabii bir şeyler isteyecek. ‘Askerlerinizi geri çekin’ diyor. Askerler tamam geri çekilsin de Milli Suriye Ordusu ve oradaki binlerce insan ne olacak? Onlar da Türkiye’ye gelecek. Yani mülteci geri gönderelim derken yeni bir mülteci dalgasıyla karşılaşacağız. Ondan sonra tabii YPG meselesi var. YPG’nin elinde de 10 bin kadar azılı IŞİD’ci var. Kamplarda tutuyorlar. Orada kalsın ki Batı’ya gitmesinler. Karmakarışık bir şeyin içinde kendi menfaatlerinize uygun bir çizgi yaratmaya çalışıyorsunuz. Olmuyor ve korkarım da olmayacak. En kötüsü de bunu böyle kameraların önünde yapmış olmak” diye konuştu.
Kuneralp’e göre Rusya’nın aracı seçilmesi ve CHP’nin Suriye konusunda devreye girmesi doğru değil
Büyükelçi Kuneralp hem Rusya’nın aracı seçilmesinin hem de CHP’nin Suriye konusunda devreye girmesinin doğru olmadığı görüşünde.
Türkiye’nin Avrupa Birliği nezdindeki eski Daimi Büyükelçisi, “Rusya’yı güvenilir bir aracı olarak görmek yanlış. Çünkü Rusya’nın bir kere Suriye için düşündüğü çözüm planında, Kuzey Irak’takine benzeyen bir otonom bölge var Kürtler için. Türkiye bunu kabul edecek mi? Bu arada tabii CHP’nin de tutumunu ben çok iyi anladığımı söyleyemeyeceğim. Çünkü onlar da bu yarışa girdi. ‘Biz de gideceğiz, şöyle görüşeceğiz’ falan. Siz gideceksiniz de ne konuşacaksınız Esad’la? Özgür Özel neyi ‘deliver’ (al ver) edebilecek durumda ki? Muhalefet lideri olarak ille ben görüşürüm. Böyle bir çorba yani. Muhalefetinki de iktidarınki de darmadağınık. Bütün mesele halka, işte biz bir şeyler yapıyoruz, havasını vermeye çalışmak” değerlendirmesinde bulundu.
CHP lideri Özgür Özel’in Temmuz ayında Suriye’nin başkenti Şam’a yapmayı planladığı ziyaretin koordinasyonunu, CHP Genel Başkan Yardımcısı İlhan Uzgel yürütüyor.
İlhan Uzgel: “AKP, izlediği Suriye politikasıyla artık ne askeri operasyon yapabiliyor ne asker çekebiliyor; CHP’nin Suriye bagajı yok”
VOA Türkçe’nin konuştuğu Uzgel, ziyaret için haber beklendiğini ancak Suriye yönetiminin Özgür Suriye Ordusu ile Esat ve Amerika ile Rusya arasında sıkışmış Erdoğan’dansa, başından beri Şam’ı Suriye’nin meşru hükümeti olarak tanıyan CHP lideri ile görüşmeyi tercih edeceğini düşünüyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı, “Ortadoğu’da bu işler biraz daha ağır, biraz daha komplike gidiyor. Genel olarak böyle bir süreç yaşıyoruz. Ama görüşme her an olabilir. Suriye tarafından haber bekliyoruz. Irak, Türkiye ile Suriye’nin arasını yapıyor. Bu aslında diplomatik bir çöküştür, diplomatik bir düşüştür. Türkiye, en uzun sınıra sahip olduğu komşu ülkesiyle doğrudan görüşemiyor. Esad’ın Erdoğan ile görüşmesini gerektirecek motivasyonu çok fazla değil. Esad’ı kendisini devirmeye çalışmış bir liderle görüşmeye itilecek çok fazla nedeni yok. CHP ise öyle değil. CHP’nin Suriye sorununda bir bagajı yok. CHP, her zaman Erdoğan’ın, hükümetlerinin izlediği politikaya karşı çıktı. Erdoğan’ın Esad’la görüşmesi ise Batı ile ilişkilerini zedeler. Putin biraz da bu yüzden zorluyor ve Erdoğan bu yüzden tedirgin. Dikkat ederseniz Esad tarafında güçlü bir irade yok. AKP, izlediği Suriye politikasıyla artık ne askeri operasyon yapabiliyor ne asker çekebiliyor. Ne Esad’la görüşebiliyor ne ÖSO’yu (Özgür Suriye Ordusu) memnun edebiliyor. Amerika ile Rusya arasına sıkışmış durumda” dedi.