Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Basın meslek örgütlerinden Bahçeli’ye tepki: ‘Cinayetleri işleyenler gazeteciler değil’

Bahçeli anket şirketlerine ateş püskürdü: ‘Bu köksüz anketçilerden elbette hesap sorulacak’


Sinan Ateş davası sebebiyle partisini hedef gösterdiğini iddia ettiği aralarında gazeteci, siyasetçi ve hukukçuların olduğu 154 kişiyle ‘mutlaka hesaplaşacağız’ diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye basın meslek örgütleri tepki gösterdi. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, düşünce ve ifade özgürlüğünün korunması çağrısı yaparak tehdit ve baskıların dayanışmayla yenilebileceğini vurguladı.

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin davada esas hakkındaki mütalaasını açıklayan savcı, azmettirici olarak yargılanan Doğukan Çep ve MHP Genel Merkez Yöneticisi Tolgahan Demirbaş hakkında suça azmettirmeden dolayı kasten öldürme suçlamasıyla ağırlaştırılmış hapis cezası talep ederken MHP’nin avukatları partinin hedef alındığı iddiasıyla 154 kişinin ifadelerinin alınması için mahkemeye dilekçe vermiş ancak bu talep reddedilmişti.

”MUTLAKA HESAPLAŞACAĞIZ”

Partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında 63 gazetecinin de aralarında olduğu elindeki 154 kişilik listeyi gösteren Bahçeli, ‘‘Bu dosya elimizdedir. Günü geldiğinde bu dosya eyleme de geçecektir. Eylem hukuki nitelikli olacaktır. Bizi hedef gösteriyorlar saçmalığından da korkaklığından da kendilerini kurtarsınlar. Hukuk zemininde mutlaka hesaplaşacağız.’’ demişti.

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Bahçeli’nin gazetecileri hedef göstermesine tepki gösterdi.

TGS, 24 Temmuz Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada; MHP’nin Sinan Ateş Davası’na sunduğu dilekçede aralarında gazeteci, siyasetçi ve akademisyenlerin de bulunduğu 154 kişinin hedef gösterilmesine değindi.

SANSÜR MEMURLARI: BİK, RTÜK, İLETİŞİM BAŞKANLIĞI

TGS’nin açıklaması şöyle oldu:

“Bundan 116 yıl önce, bu ülkede yayımlanan tüm gazeteler önce sansür memurlarının okumasından geçer ve ancak onlar tarafından uygun bulunursa basıma gönderilirdi. Sansür, 2. Abdülhamid’in İstibdat Döneminin alameti farikalarından biriydi. Meşrutiyetin ilan edildiği 24 Temmuz 1908 günü, gazeteciler sansür memurlarını kapıdan sokmayarak gazeteleri doğrudan baskıya gönderdiler. O günden sonra da sansür memurları bir daha gazeteleri denetleyemedi. Bu o kadar önemli bir gündü ki, 24 Temmuz 63 yıl boyunca basın bayramı olarak kutlandı. Bu arada Osmanlı gitti, Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. 12 Mart 1971 Muhtırası sonrası yaşananlar İstibdat Dönemi’ni hatırlattığı için o tarihten sonra 24 Temmuz ‘Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü’ olarak anılmaya başlandı.

O günden bu yana da 53 yıl geçti. Ama Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü üzerindeki baskılar hiç bitmedi. Belki artık sansür memurları yok ama Basın İlan Kurumu, RTÜK, İletişim Başkanlığı var. 2024 yılındayız ve hemen her gün gazeteciler mahkeme salonlarında haberlerini savunmak zorunda bırakılıyor. Şu anda 13 meslektaşımız gazetecilik faaliyetleri nedeniyle Türkiye’nin çeşitli cezaevlerinde tutuklu bulunuyor. Tam 24 Temmuz öncesi basın özgürlüğüne yönelik yeni bir saldırı, iktidar ortağı MHP’den geldi. Ülkü Ocakları Başkan Yardımcısının, Sinan Ateş cinayeti davasını takip eden gazetecilere yönelik tehditlerinin ve hedef göstermesinin ardından, dün de parti merkezinin bir grup gazeteci ve siyasetçi hakkında şikayette bulunduğu ortaya çıktı.

DAYANIŞMA ÇAĞRISI

Sinan Ateş davasına ‘suçtan zarar gören’ olarak katılma talebinde bulunan MHP, başvuru dilekçesinde aralarında sendika üyelerimizin de bulunduğu 63 gazetecinin ismini vererek mahkemeye çağrılmalarını istedi. Dilekçede ‘Bölücü, liberal, marksist, FETÖ’cü yapıların elemanları, sistematik ve istikrarlı bir şekilde, küresel çeşitli güçlerle ittifak içinde ve siyasi meşreplerine de uygun paylaşım, haber ve yazılarla MHP’ye iftira etmektedir’ deniyor, gazeteciler yine hedef gösteriliyor.

Gazetecilere yönelik saldırıların cezasız bırakılması, saldırı çıtasını her geçen gün bir basamak yukarı taşıyor. Tehditler ve hedef göstermeler endişe verici boyutlara ulaşıyor. Halkın haber alma hakkı ve kamu yararı için çalışan gazetecilerin 116 yıllık mücadelesi bugün de sürüyor. Bugünün sansür memurlarını ancak dayanışma ile medyadan gönderebileceğimizi unutmayalım.”

TGC: HEDEF GÖSTERENLER SORUMLU OLACAK

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu da MHP’nin gazetecileri hedef göstermesiyle ilgili açıklamasında “Bugüne kadar gazetecileri tehdit ederek, hedef göstererek, yaralayarak ve öldürerek kimse bir yere varamamıştır. Gerçekler saklanamamıştır. Cinayetleri işleyenler gazeteciler değildir. Meslektaşlarımızın başına gelecek her türlü olumsuzlukta hedef gösterenleri, olaylarda adı geçenleri sorumlu tutacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarız. İktidara ve muhalefete basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünün korunması için sağduyu çağrısında bulunuyoruz” denildi.

“CİNAYETLERİ İŞLEYENLER GAZETECİLER DEĞİLDİR”

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, TGC Basın Müzesi’nde Öldürülen Gazeteciler Galerisi’nde Türkiye’de siyasetçiler tarafından hedef gösterildikleri için öldürülen 67 gazetecinin adı ve fotoğrafı bulunduğunu hatırlatarak “Son olarak Sinan Ateş Ateş Cinayet Davası’nın dosyası üzerinden gazeteciler yine hedef gösterilmiştir. İktidar ortağı MHP, Sinan Ateş cinayetine ilişkin haber yapan gazeteci, değerlendirmede bulunan  siyasetçi, akademisyen ve hukukçuların yer aldığı 154 kişiden şikayetçi olmuştur. Dava dilekçesinde yer alan 63 gazeteci MHP sözcüleri tarafından etki ajanlığı ile suçlanmakta ‘yakın takipteyiz’ diyerek açıkça tehdit edilmekte, fişlenmektedir. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu olarak uyarmaya devam ediyoruz. Bugüne kadar gazetecileri tehdit ederek, hedef göstererek,  yaralayarak ve öldürerek kimse bir yere varamamıştır. Gerçekler saklanamamıştır. Cinayetleri işleyenler gazeteciler değildir.” ifadelerine yer verildi.

Gazetecilerin halka ve gerçeğe karşı sorumlu olduğu vurgulanan açıklamada “AİHM ve AYM kararlarında ifade edildiği gibi basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü demokratik toplumun temelidir. Sadece lehte olduğu kabul edilen  haber ve düşünceler için değil, devletin veya nüfusun bir bölümünün aleyhinde olan, onlara çarpıcı gelen, onları rahatsız eden haber ve düşünceler için de uygulanır. Bunlar, çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gerekleridir.” denildi.

BAHÇELİ’NİN TEHDİT ETTİĞİ GAZETECİLER

MHP’nin Sinan Ateş davası için mahkemeye şikayet ettiği 154 ismi tehdit eden Devlet Bahçeli, “Dosya elimizdedir, bu dosya eyleme geçecektir. Eylem hukuki nitelikte olacaktır” ifadelerini kullandı.

MHP’nin hedef aldığı gazeteciler şöyle:

“Alican Uludağ, Akif Beki, Ali Kemal Erdem, Altan Sancar, Asuman Aranca, Atakan Sönmez, Ayşen Şahin, Bahadır Özgür, Barış Pehlivan, Caner Taşpınar, Çiğdem Toker, Deniz Zeyrek, Dinçer Gökçe, Nedim Türkmen, Elfin Tataroğlu, Elif Doğan Şentürk, Doğan Şentürk, Ersin Eroğlu, Fatih Ergin, Fatih Polat, Fırat Fıstık, Fikret Bila, Hakan Çelenk, Hilmi Hacaloğlu, Hüsnü Mahalli, İbrahim Kahveci, İnanç Uysal, İslam Özkan, İsmail Saymaz, Kemal Göktaş, Masum Gök, Mehmet Bal, Mehmet Tezkan, Merdan Yanardağ, Miyase İlknur, Murat Ağırel, Murat Karan, Murat Muratoğlu, Murat Yetkin, Nevşin Mengü, Nevzat Çiçek, Nurcan Gökdemir, Orhan Uğurluoğlu, Özlem Akarsu Çelik, Emre Kongar, Sertaç Eş, Seyhan Avşar, Taha Akyol, Timur Soykan, Uğur Dündar, Yaşar Aydın, Yavuz Oğhan, Yavuz Selim Demirağ, Yıldız Yazıcıoğlu, Zübeyde Sarı, Mustafa Balbay, Mustafa Kurdaş, Hilal Köylü, Orhan Bursalı, Umut Taştan, Namık Koçak, Özlem Gürses, Yalçın Doğan.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version