MHP lideri Devlet Bahçeli sürpriz basın toplantısını gerçekleştirdi. Bahçeli, “Tarihin en büyük ekonomik krizinin olduğunu söylemek deli saçmasıdır. Oysa ki Türkiye ekonomisi düzelme sürecindedir” dedi. MHP’nin Sinan Ateş davasına sunduğu ve aralarında siyasetçiler, gazeteciler, akademisyenler ve hukukçuların da olduğu 154 kişiyi hedef göstermesine yönelik de açıklama yapan Bahçeli, “Yakın takip altındayız. Bu dosya günün sonunda eyleme geçecek” ifadesini kullandı.
Devlet Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Bölücülüğü sokağa taşıma gayretleri son günlerde hızlanmıştır. Bu tahrikleri dikkatle takip ettiğimiz herkes tarafından bilinmelidir. Kapalı devre işbirliği halinde olan ve siyasi ortaklık kuran CHP ile DEM ateşle oynadığı malumlarınızdır. Tam bu günlerde CHP Genel Başkanı’nın ‘Kürtler ben eşit hissetmiyorum diyorsa onlar eşit hissedene kadar hep birlikte mücadeleye devam edeceğiz’ açıklaması yakından tanıdığımız bölücü bir ağızdır.
Türkiye’nin bölünmesi hususunda iş birliği halinde olan DEM ve CHP’nin ateşle oynadığı malumlarınızdır. DEM’lenen CHP milli güvenliğimize zarar vermektedir. DEM’lenen CHP demokrasimize leke sürmekte, milli birlik ve kardeşlik hukukumuzu kundaklamaktadır. CHP’nin şifreleri PKK’nın elinde, DEM’in kullanımındadır.
‘EKONOMİK KRİZ VAR DEMEK DELİ SAÇMASI’
Karamsar tablolar çizenler kötümser telkinlerle vakit geçirenler gerçek manada Türkiye’nin gücünü kavramaktan aciz düşenlerdir. CHP genel başkanının tarihin en ağır ekonomik krizinin yaşandığını iddia etmesi ülkesine ve milletine itibar etmeyen bir siyasetçinin deli saçmasıdır. Oysa ki Türkiye ekonomisi düzelme sürecindedir.
Dezenflasyon süreci her geçen gün tesirini göstermekte, büyüme, istihdam, yatırım ve cari fazla hedefleri iyimser beklentileri kamçılamaktadır. Kredi derecelendirme şirketlerinin ekonominin pozitif ivmesini teyit etmesi sevindirici bir gelişmedir.
‘SİYASETTE YUMUŞAMA STRATEJİK TUZAK’
Yumuşama dayatması altında Türkiye’nin Türk siyaset ve demokrasi sisteminin ilkelerinden uzaklaşması, ihanetin aklanma ve temize çıkarma uğraşları stratejik bir tuzak olarak karşımızdadır. Bu tuzağın kurnaz mimarı dış güdümlü zillet çephesidir. Politikasızlık içinde kıvranan CHP yönetiminin yumuşama veya normalleşme çağrıları zemzem diye ikram edilen baldıran zehrinden başka bir şey değildir.
Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50’nci yıldönümü nedeniyle Kıbrıs Türk halkıyla kucaklaşmak kuşkusuz milli bir heyecan yaratmıştır. Kıbrıs Türklüğünün zulümden kurtuluş gününde soydaşlarımızla birlikte olmaktan şahsım adına büyük bir memnuniyet duyduğumu açıklamak boynumun borcudur. Kıbrıs Türk milletinin kardeşlik anıtıdır. Kıbrıs, bölgenin kilit taşıdır. Tüm dikkatlerin odağı Kıbrıs’tır. Kıbrıs Türklüğünün egemenlik haklarını yok sayan tacizler bitmemiştir. Kıbrıs’ta barıştan ödü kopanlar var.
Bir Yunan şarkıcının Çeşme’de Türk bayrağına ve Atatürk posterlerine karşı sergilediği saygısızlık ile egemenliğimiz altındaki bazı adalarda fiili durum yaratması sabrımızı zorlayan ilkel ahlaksızlığa bir başka örnektir. Bu kafa yapısı ile iyi komşuluk hukuku ilişkisi kurmanın ne kadar mümkün olduğu ayrıca ele alınmak durumundadır.
Kıbrıs Türk devleti tanınmalıdır bunun dışında her temenni ölü doğmaya müstahaktır.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***