15 Temmuz Gerçeklerini Araştırma Platformu Koordinatörü Selçuk Adıgüzel, muhalefet tarafından da sık sık dile getirilen ancak bir türlü sonuç alınamayan kayıp silahlar meselesini masaya yatırdı. Adıgüzel, o gece mafya ve paramiliter gruplara gelişigüzel kamyon kamyon dağıtılan ve çoğu envantere kayıtlı olmayan silahların akıbetini sordu.
15 TEMMUZ’DA KAMYONLA DAĞITILAN SİLAHLAR
15 Temmuz’da dağıtıldığı iddia edilen ve daha sonra kaybolduğu söylenen silahlar neden bu kadar önemli? Şimdi bunlar uzun namlulu silahlar. Uzun namlulu silahları kullanabilecek personelin özel eğitimli olması gerekiyor. Polislerin bile her birinin belki uzun namlulu silah kullanma konusunda yetkisi olmayabilir. Dolayısıyla bir askerlik yapmış olmak, 5-10 tane sıfırla atışı yapmış olmak uzun namlulu silahları kullanma kabiliyeti olduğu anlamına gelmez. O gece sivillere kamyon kamyon silah dağıtıldığı söyleniyor. Bunun delillerine şimdi geleceğiz.
ÖLENLER HANGİ SİLAHLA VURULDU, ARAŞTIRILSIN İSTEMİYORLAR
Peki, bu silahlar siviller tarafından alındıysa ve askere ateş edilmişse hangi sonuçlar ortaya çıkar? Bir, ölen veya yaralanan vatandaşların bir kısmının bu silahlarla ölmüş olma ihtimalini ortaya koyar ve bu ihtimalin kesinlikle araştırılması istenmiyor ve konu kapatılmaya çalışılıyor. Başka bir şekilde, hükümetin paramiliter güçleri böyle birilerini sokağa salmak gerektiği zaman, istenilen sonuçlar elde edilmediği zaman, seçim sonucunda rejimi konsolide etmek için veya başka gerekçelerle provokasyonlar için paramiliter grupları desteklediğini biliyoruz.
SİLAHLAR MAFYA VE PARAMİLİTER GRUBLARA GİTTİ
SADAT da bunlardan bir tanesiydi. Bu insanlara silah dağıtmanın yollarından bir tanesi de bu gibi olaylarda toplumsal olaylarda halkın desteğini aldık deyip bu insanlara silah dağıtmaktır. Ve bu dağıtılan silahların bir kısmının paramiliter güçlere gidip gitmediğini biz biliyor muyuz? Bu konuya açıklık getirilmiyor. Mafya veya benzeri grupların silah ihtiyacı var. Uzun namlulu silahlar kullanıyorlar kendi eylemlerinde. Bu eylemler için de o gece dağıtılan silahlar bulunmaz bir fırsat. O gece dağıtılan silahlardan kaç tane mafyanın elinde? Süleyman Soylu ve Ayhan Bora Kaplan örneğini biliyoruz, fotoğrafı da veriyorum. Ellerinde 15 Temmuz gecesi kalaşnikov silahlar vardı. Kalaşnikov silahları öyle gidip marketten alamazsınız. Bu silahları nereden buldular ve bu silahlardan mafyanın elinde hala var mı? Bu da önemli bir konu. Ve bu silahlar adli olaylarda kullanılabilir. Yani biri tartışma yaşar, bir miras kavgası olur, ikili sürtüşme olur. Bu silahı elinde tutan kişi gidip başka birini öldürebilir. Kaldı ki bir yaralama veya ölüm vakası medyaya yansımıştı. Silahı nereden buldun diye sordukları zaman, 15 Temmuz günü emniyetin önünde dağıtılıyordu oradan aldım demişti sanık. Bunları biliyoruz.
DAĞITILAN SİLAHLAR ÇOK ÖNEMLİ
Bu bakımdan dağıtılan silahlar meselesi çok çok önemli. 15 Temmuz’un karanlık yönleri dışında paramiliter güçler, mafya ve adli olaylar bakımından önemli. Peki, zamanında Soylu’ya bu soru sorulmuş mu? Sorulmuş ve mecliste çok gerginlikler yaşanmış. Bu gerginlikler neticesinde Süleyman Soylu soruya cevap vermiş, demiş ki “Öyle abartıldığı gibi kamyon kamyon silah dağıtılmış değil”. Yanındaki adamlar elinde kalaşnikofla geziyorlar, utanmadan bu adam hala silah dağıtılmadığından bahsediyor. Neyse, şu cevabı veriyor: “3 tane G3 piyade tüfeği, 11 kalaşnikov, 1 MP5 İstanbul’da ve Ankara’da da 2 MP5. Biri Ankara, biri İstanbul’da. 16 tane silah kayıp” diyor. Yani buna kimse inanmaz. Biz de inanmıyoruz. 16 tane silah kayıpmış. Yani bir sürü görgü şahidi var, telsiz konuşmaları var. Şimdi detaylar da vereceğim size. İlk defa göreceğiniz bir video görüntüsü de söz konusu olacak.
SİVİLLERE DAĞITILAN SİLAHLAR TELSİZ KONUŞMALARINDA
Şunu söyleyeyim, ekrana yansıtıyorum. Daha önce de bahsetmiştim. Ankara İl Emniyet Müdürlüğü telsiz kayıtları. Merkez dinlemede, “2918” diyor ki, “Merkez, il emniyet önünde mühimmatı kimlik göstermeden dağıtıyorlar, orada vatandaşlar da alıyor. Bu konuda bir uyaralım.” İkazı yaptık ama dağıtıma devam ediyor. Mühimmatı vatandaşlara dağıttığında polis bahsediyor. Anlaşıldı, bu dağıtımı durduralım. Anlaşıldı, dağıtımı durduralım, kimlik göstermeden kimseye vermeyelim. “2680” diyor ki, “anons, istasyon doğru söylüyor. Şahısları biz aradan çıkardık, mühimmatın çoğu sivillere gidiyor”. Tamam, bu Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün resmi telsiz kayıtları. Mühimmatın çoğu sivillere gidiyor. Tamam, bu mühimmatı silah olmadan atamayacaklarına göre silah da almış bu insanlar, değil mi? Yani bu bir tane delil.
PEKER İSTANBUL’DA DAĞITILAN SİLAHLARI AÇIKLADI
Başka bir delil nedir? Sedat Peker, bununla ilgili Süleyman Soylu’yla olan atışmasında, çekişmesinde bir sürü konuyu ifşa etmişti. Onlardan bir tanesi de İstanbul’da silah dağıtıldığını, yeri noktasına kadar söylemişti. Ekrana veriyorum o tweetleri. Silahlar Balat’ta Demir Kilise olarak bilinen Stefan Kilisesi’nin hizasında, siyah Passat yüklendi. Bu kadar da detay veriyor. Diyor ki “Süslü Süleyman, bu giden silahlar özel harp envanterine kayıtlı değil, devletin herhangi bir resmi birimine de kayıtlı değil. Sen çalışma bakanıydın 15 Temmuz’da kahramanlık rolleri oynarken TRT baskınına gittiğinde bu silahlar dağıtılıyordu” diyor.
KAYITLI OLMAYAN SİLAHLAR KAYBOLMUŞ
Hepsinin elinde kalaşnikov marka silahlar var. Bu silahlar da devlet envanterine kayıtlı değil. Yani iki tane problem var burada. Bir, devlet envanterine kayıtlı silahların dağıtılıyor olması problem. Bir de devlet envanterinde görünmeyen, bir operasyonda ele geçmiş henüz envantere girmemiş silahların kaybolmasından bahsediyor. Bunlar da çok tehlikeli hususlar.
ASKERE ATEŞ AÇAN KALAŞNİKOFLU İMAM
Şimdi 28. Mekanize davasında görülen tanığın çapraz sorgusundan küçük bir kesit izletiyorum size. Burada gerçekten şok bir bilgi var. Videoyu izledik. Şimdi halka ateş açtı denen askere, yani 28. Mekanize davasında, “Bizim üstümüze halka ateş açtı bu asker” diye konuşan şahıs, elinde tahta saplı kalaşnikofla askere ateş açmış. Ne diyor sanık? “Seninle göz göze geldim, elinde tahta saplı kalaş vardı, bize ateş ediyordun” diyor. Burada ne olur? Bunu yapan da sözde imam. Sözde imam, yani ne işin var senin kalaşnikofla sokakta? Yani onun ayrı bir videosunu da yapacağım, o şahsın sahte gaziler serisinde. Burada hangi sonuçlar ortaya çıkar? Öncelikle, elinde tahta saplı kalaşnikofla askere birisi ateş ediyorsa askerin kendini savunma şartları ortaya çıkar. Birincisi, ikincisi eğer bu tahta saplı silahla başka birilerine ateş edilmişse, mevcut yaralanma ve ölümlerden bu silahların sorumlu olduğu ortaya çıkar. Bir de ne diyorlar?
BARIŞ DEDEBAĞ KAMYONLA SİLAH DAĞITMIŞ
İşkenceci Barış Dedebağ’dan bahsediyorlar. İşkenceci Barış Dedebağ var ya, işkencesini saf gibi videolarda yayınlayan, suçunu ikrar eden bir işkenceci var Barış Dedebağ. Bu işkenceci de gitmiş, saat 11 civarı, Ankara Emniyet önünde kamyonla silah dağıtmış mesela. Bunlar çok büyük suçlar ve hakime de görüyorsunuz, diyor ki “işte geçelim”. Niye geçelim? “Sizin yargılamanın etkisi yok”. Nasıl etkisi yok ya? Sen nasıl hukukçusun? Yargılamaya nasıl etkisi yok?
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***