Karar yazarı Mustafa Karaalioğlu, yerel seçim sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın CHP lideri Özgür Özel ile görüşerek “siyasette normalleşme” mesajı vermesiyle, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin bu sürece kırmızı kart göstermesiyle gelinen aşamayı değerlerlendirdi. Erdoğan’ın risk alarak neden normalleşmeyi hedef aldığına dikkat çeken Karaalioğlu, hasar tespit raporu yaptı ve kimin kazandığını kimin kaybettiğini yazdı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu süreçten yaralı çıktığını belirten Karaalioğlu, “Elbette bu durumda, Bahçeli’nin Cumhur İttifakı içindeki hissesi ve portföy değeri arttı. AK Parti kanadı artık eskisi kadar iyi hissedemez. Siyasetin cilvesi, Bahçeli’yle birlikte Özel de kazandı” dedi.
CHP lideri Özgür Özel’in kazanımlarını sıralayan Karaalioğlu, “Bir… Sürece dahil olarak oyun bozan olmadığın gösterdi ve günahın üzerine kalmamasını sağladı. Normalleşememek artık onun suçu sayılamaz. İki… Erdoğan, CHP’nin kafasını karıştırmayı hedeflerken sakin durarak Cumhur İttifakı’nın bırakın kafasını karıştırmayı dağılmanın eşiğine kadar getirdi. CHP Lideri, oyun oynamayı bildiğini ve sandıktan çıkan desteği taşıyabildiğini gösterdi. Az zamanda büyük iş” ifadelerini kullandı.
‘ERDOĞAN’IN ÜÇ HEDEFİ VARDI’
Mustafa Karaalioğlu’nun yazısından ilgili bölüm şöyle:
“Erdoğan, risk alıp Özel’le “normalleşerek” neyi hedefliyordu?
Birincisi, muhtemel bir anayasa değişikliği veya erken seçim kararıyla kendisine bir dönem daha seçilme yolunun açılmasını umdu. İkincisi, Özel’i öne çıkararak başta İmamoğlu olmak üzere CHP’deki muhtemel Cumhurbaşkanı adaylığı senaryosunda kafa karıştırmayı denemek ki normalleşmeye veda konuşmasında İBB Başkanı’nı suçlayarak bunu umutsuzca son bir kez yapmaya çalıştı. Üçüncü ve en zayıf hedefi de dünyaya muhalefetle uyum içinde olduğu görüntüsünü vererek ekonomik programa itibar kazandırmaktı. Sonuç, üçte sıfır…
Erdoğan’ın Özel’le masaya oturtan şey CHP’nin birinci parti konumuna gelerek siyasi güç merkezi olmasıydı ama Cumhurbaşkanı, kafasındaki üç maddeyi çalıştırırken karşısında hala eski, güçsüz ve iltifata eğilimli CHP olduğu zannetmeye devam etti. Bu bir hataydı. Zira, Özel hayat pahalılığı, Sinan Ateş cinayeti, atanamayan öğretmenler, Kavala, Gezi tutukluları gibi bambaşka konuları konuşurken bile pekala Erdoğan’ın hedeflediği şeyleri biliyordu ve bunlara ortak olması düşünülemezdi.
KİM KAZANDI, KİM KAYBETTİ?
Gelelim hasar tespit raporuna. Kim kazandı, kim kaybetti?
Bu kadar kısa süreli bir girişim büyük kazandırmaz ama kaybettirebilir. Bahçeli karşısında savunmasız olduğu görülen Erdoğan bu süreçten yaralı çıktı. Baksanıza, Erdoğan ittifak ortağının zehir zemberek konuşması için, “Konuyu böyle kapatması iyi oldu” diyor. Hangi konuyu? O ana kadar Cumhurbaşkanı’nın heves edip, çok faydalı olacağına inandığı konuyu… Elbette bu durumda, Bahçeli’nin Cumhur İttifakı içindeki hissesi ve portföy değeri arttı. Ortağını yoklukla tehdit ederken elbette sonu O’nun kendisine dönüşüyle sonuçlanacağı belli bir hamle yaptı. Ama bunu arka kapı diplomasisiyle değil açıktan yapması, ittifak içinde bugüne kadar iki tarafa da kendini iyi hissettiren güç dengelerini alt üst etti. AK Parti kanadı artık eskisi kadar iyi hissedemez.
Siyasetin cilvesi, Bahçeli’yle birlikte Özel de kazandı. Bir… Sürece dahil olarak oyun bozan olmadığın gösterdi ve günahın üzerine kalmamasını sağladı. Normalleşememek artık onun suçu sayılamaz. İki… Erdoğan, CHP’nin kafasını karıştırmayı hedeflerken sakin durarak Cumhur İttifakı’nın bırakın kafasını karıştırmayı dağılmanın eşiğine kadar getirdi. CHP Lideri, oyun oynamayı bildiğini ve sandıktan çıkan desteği taşıyabildiğini gösterdi. Az zamanda büyük iş…”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***