Müzeyyen YÜCE
İSTANBUL- Türkiye’de son yıllarda aşı tereddüdü ve aşı reddi dikkat çekici boyutlara ulaştı. Aşı karşıtlığının korona salgını döneminde daha da yükselişe geçtiği ifade edilirken aileler tıbbi, kültürel ve dini gerekçelerle çocuklarına aşı yaptırmayı reddediyor. Uzmanlar aşıyla önlenebilir hastalıkların ‘salgına dönüşmesi’ konusunda Sağlık Bakanlığı’na uyarılarda bulunurken, özellikle son dönemde kızamığın yanı sıra uzun yıllardır tek tük görülen boğmaca vakalarındaki artış da endişeye yol açıyor.
‘SADECE İSTANBUL’DA 15 BİN CİVARINDA AŞI REDDİ VAR’
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Aile Hekimliği Kolu Başkanı Recep Koç, özellikle Diyarbakır’da yoğunlaşan boğmaca vakalarındaki artışa dikkat çekerek, “Diyarbakır’da boğmaca kaynakları bebek ölümleri yaşanıyor. Şu an salgın aşamasında diyemeyiz. Vakaların artışı söz konusu. Ancak önlem alınmazsa salgına dönüşebilir” uyarısında bulunuyor.
Kızamığın ardından boğmaca vakalarındaki artışın da temel sebebinin ‘giderek yükselen aşı tereddütü’ olduğuna dikkat çeken Koç, özellikle covid salgını döneminin ardından aileler arasında aşıya güvenin daha da azaldığına vurgu yapıyor.
Aşılama programlarının başarılı olabilmesi ve toplumsal bağışıklığın sağlanabilmesi için aşılama oranlarının yüzde 95’in altına düşmemesi gerektiğini söyleyen Koç, aşılamanın bu oranın altına düşmesi durumunda hastalık yapıcı mikropların yayılım gösterebileceğine işaret ediyor ve ekliyor:
“Bu da aşıların etkisini azaltır. Yani aşılı çocuklarda da böylece hastalanabiliyor. Düşünün; 2013 yılında 20 binlerde olan aşı reddi bugün 100 binleri geçmiş durumda. Sadece İstanbul’da 15 bin civarında aşı reddi var.”
‘AŞISIZ ÇOCUKLAR YILLAR GEÇTİKÇE KATLANARAK ARTIYOR’
Recep Koç, aşı reddinin yanı sıra Türkiye’deki sığınmacıların ikametlerinin olmaması, şehirler arası yapılan adres değişiklikleri ve mevsimlik işçilik gibi faktörlerin de aşılama oranlarında etkili olduğu görüşünde.
Aşılamanın büyük kısmının belirli periyotlarda yapılan uygulamalar olduğuna dikkat çeken Koç, “İlk aşısını yaptığımız birçok çocuğu bir sonraki aşı randevusunda adresinde bulamıyoruz. Ya adres değiştiriyor ya da mevsimlik işçilik yapan aileleri ile şehir dışına göç ediyor. Ülkede yaşayan sığınmacıların birçoğunun zaten sabit bir adresi yok. Kayıtsız göçmenlerin çocukları sağlık hakkından dahi faydalanamıyor. Tek doz aşılar da bir etki göstermiyor. Tüm bu sebepler göz önüne alındığında aşısız çocuklar yıllar geçtikçe katlanarak artıyor. Böyle giderse aşılı çocuklar da hasta olmaya başlayacak. Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda acilen hareket geçmesi gerekiyor” diyor.
‘BUGÜN BOĞMACA’DAN KIZAMIKTAN ÇOCUK KAYBEDİYORSAK BAKANLIK UTANMALIDIR’
Türkiye’de sağlık sisteminin ‘hastalandır, tedavi et’ üzerinden kurgulandığını ifade eden Koç,
yapılması gerekenin koruyucu sağlık hizmetlerine ağırlık vermek olduğunu söylüyor. Sağlık Bakanlığı’nın amacının aşıyla önlenebilir hastalıkları engellemek olduğuna dikkat çeken Koç,
“Eğer biz bugün bir kızamıktan, boğmacadan çocuk kaybediyorsak Sağlık Bakanlığı’nın bundan utanması gerekir. Bu ülkede şehir hastanelerine hasta garantisi veren bir sağlık politikası koruyucu sağlık hizmetini önceler mi ? Çok zor ancak acilen aşı politikası üretmek lazım. Yoksa önlenebilir hastalıklardan bebekleri, çocukları kaybetmeye devam ederiz” ifadelerine yer veriyor.
‘BOĞMACA AŞISI YETİŞKİNLERE YAPILMIYOR’
İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Emrah Kırımlı’ya göre ise kontrolsüzce artan aşı reddinin bir an önce önüne geçilmesi gerek. Sağlık Bakanlığı’nın derhal bu konuda çalışma üretmesi gerektiğini belirten Kırımlı, “Aşıyla önlenebilir bir hastalıktan 2024 yılında çocuklar ölüyor. Bakanlık ise hiçbir önlem almıyor” şeklinde konuşuyor.
Toplumsal bağışıklanmayı sağlamak için gebelerde ve yetişkinlerde Tetanoz-Difteri-Boğmaca aşılarının uygulanması gerektiği uyarısında bulunan Kırımlı, Türkiye’nin yetişkinler için getirmediği Boğmaca aşısının bir an önce getirilerek uygulanmaya başlanması çağrısında bulunuyor.
Kırımlı, “Boğmaca vakalarının yetişkinlerden çocuklara bulaşmış olma olasılığı yüksek. Ancak ülkede bu aşı yapılması gerekirken yetişkinlere yapılmıyor. Bakanlığı göreve davet ediyoruz” ifadelerine yer veriyor.
ONUN ÜZERİNDE VAKA, ÜÇ BEBEK BOĞMACADAN ÖLDÜ’
Diyarbakır Tabip Odası (DTO) Genel Sekreteri Ahmet Baran da kentte son bir ayda 10’un üzerinde Boğmaca vakasının görüldüğünü ifade ederek, bu vakalar arasından üç bebeğin öldüğünü söylüyor.
Boğmaca vakalarında yaşanan bu artışın Sağlık Bakanlığı tarafından araştırılmaya muhtaç olduğunu kaydeden Baran, “Bunun sebebinin tek başına aşı reddi olduğunu düşünmüyoruz. Özellikle yetişkin vakalarında bebekler ile olan temas klinik tabloda hayati tehlikeye sebep oluyor. Bir çalışma yapmak şart. Aşılamaya dönük de çalışma başlatmak gerekiyor” diyor.
DSÖ’den kızamık uyarısı: Vakalar 2023’te 30 kat arttı, acil aşılamaya ihtiyaç var
Türkiye’de kızamık alarmı: ‘Vaka sayısı ilk beş ayda 2 bin 51 oldu’
***Kaynak: Artı Gerçek***
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***