İş insanı Ali Ağaoğlu‘nun, TOKİ ve Emlak Konut iş birliğiyle inşa ettirdiği Maslak 1453 projesinin imar planları yedinci kez iptal edildi. Dava kapsamında hazırlanan bilirkişi raporunda planların şehircilik ilke ve esaslarına, planlama tekniklerine ve kamu yararına uygun olmadığı belirtilmişti.
İş insanı Ali Ağaoğlu’nun Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) ve Emlak Konut işbirliğiyle İstanbul Maslak’taki Fatih Ormanı’nın yanında inşa ettirdiği Maslak 1453 projesi için hazırlanan imar planları yedinci kez iptal edildi.
Konuya ilişkin açıklama yapan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, dava kapsamında hazırlanan bilirkişi raporunda, planların şehircilik ilke ve esaslarına, planlama tekniklerine ve kamu yararına uygun olmadığının belirtildiğine vurgu yaparak yedinci imar planının da iptal edilmesi için dava açtıklarını anımsattı.
Mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda yedinci imar planının da şehircilik ilke ve esaslarına, planlama tekniklerine ve kamu yararına uygun olmadığına karar verildiğini aktaran şube, bilirkişi raporunu hükme esas alan İstanbul 5’nci İdare Mahkemesi davayı karara bağladığını açıkladı.
“Hukuka aykırı”
Buna göre; mahkeme, yapı ruhsat ve tadilat ruhsatı başvurularının mer’i planlara ve mevzuata göre yapılması ve projenin de buna göre hazırlanması gerektiğini belirtti. Mahkeme kararıyla iptal edilen planlara göre ruhsat ya da tadilat ruhsatı alınması mümkün olmadığını hatırlatan heyet, daha önceki iptal kararını veren İstanbul 13’üncü İdare Mahkemesi’nin kararını uygulama dışı bırakacak şekilde plan notu getirilmesinin hukuka aykırı olduğu sonucuna vardı.
Mahkeme, imar planı notlarındaki “Mevcut kontur ve gabari korunacaktır” ifadesiyle mahkeme kararıyla iptal edilen planın yapılaşma koşullarının korunmaya çalışıldığını kaydetti.
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nden yapılan açıklamanın tamamı şöyle:
“TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi olarak, imar planları daha önce altı kez iptal edilen Maslak 1453 için hazırlanan yedinci imar planının da iptal edilmesi için dava açmıştık. İstanbul 5’nci İdare Mahkemesi’nde görülen davada Şubat 2024’te bilirkişi raporu hazırlanmıştı.
Bilirkişi raporunda, iptal edilen plana göre inşa edilen yapıların korunduğu aktarılmış, planda alanda hem mevcut teşekkülün korunarak hem de yoğunluğun nasıl düşürüleceğine ilişkin herhangi bir bilgi, belge veya hesaplama olmadığı belirtilmişti. Plandaki belediye hizmet alanının ne amaçla kullanılacağının plan uygulama hükümlerinde belirlenmediğinin ifade edildiği raporda, planlarda özel üniversite alanı fonksiyonu yer almamasına rağmen alanda özel üniversite alanı bulunduğu kaydedilmişti. Sosyal kültürel tesis alanı ve sağlık alanında da yönetmelikte öngörülen standartlara uyulmadığı belirtilmişti.
Rapora göre, alanda “ticaret+konut+turizm alanı” için ayrılan kısmı teknoloji geliştirme bölgesi yapılabileceği notu da planlama tekniklerine aykırıydı, çünkü bunun için plan değişikliği yapılması gerekiyordu. Bilirkişiler, yedinci imar planının da şehircilik ilke ve esaslarına, planlama tekniklerine ve kamu yararına uygun olmadığını kaydetmişti. İptal edilen plan korunmaya çalışılıyor Bilirkişi raporunu hükme esas alan İstanbul 5’nci İdare Mahkemesi davayı karara bağladı.
Mahkeme, yapı ruhsat ve tadilat ruhsatı başvurularının mer’i planlara ve mevzuata göre yapılması ve projenin de buna göre hazırlanması gerektiğini belirtti. Mahkeme kararıyla iptal edilen planlara göre ruhsat ya da tadilat ruhsatı alınması mümkün olmadığını hatırlatan heyet, daha önceki iptal kararını veren İstanbul 13’üncü İdare Mahkemesi’nin kararını uygulama dışı bırakacak şekilde plan notu getirilmesinin hukuka aykırı olduğu sonucuna vardı. Mahkeme, imar planı notlarındaki “Mevcut kontur ve gabari korunacaktır” ifadesiyle mahkeme kararıyla iptal edilen planın yapılaşma koşullarının korunmaya çalışıldığını kaydetti.
“Nüfus hesapları hükümsüz kalıyor”
Heyet, plan notlarında “Ticaret+turizm+konut alanında planda gösterilen kitle nizamına, plan hükümlerinde yapı kitleleri başlığı altında verilen ölçüleri ile yapı yüksekliğine ve 25.08.2016 tarihli mimari ruhsat projesine göre uygulama yapılacaktır” ifadesinin yer aldığını hatırlattı ve bu notla alanda mevcut teşekkülün korunmasının hedeflendiğini aktardı.
Mevcut teşekkülün korunmasının 25 Ağustos 2016 tarihli planda öngörülen 7 bin 171 kişilik nüfusun da korunması anlamına geldiğini belirten heyet, bu hükmün plan açıklama raporundaki alanda 4 bin kişi yaşayacağı kabulünü ve bu nüfus için öngörülen donatı alanı hesaplarını da hükümsüz kıldığını ifade etti. Daha önce iptal edilen planın uygulanmaya çalışıldığını kaydeden heyet, söz konusu plan notunun mahkeme kararına ve planlama tekniklerine aykırı olduğuna hükmetti.
“Cami alanına eğitim binaları yapılamaz”
İmar planında “cami alanı” başlığının altında da notlar bulunuyordu. “Cami alanında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın uygun göreceği mimari avan projesine göre uygulama yapılacaktır. Bu alanda ibadete yönelik yapılar yanında çok amaçlı salonlar, eğitim binaları, yurt, görevli lojmanları yapılabilir” notunu hatırlatan heyet, ibadet alanında mütemmim cüz olarak ve ibadete matuf olmak üzere tesis yapılabileceğini aktardı. Plan notlarında alanın bu amaçla kullanılacağına dair bir ibare bulunmadığını anımsatan heyet, cami işlevli bir yere çok amaçlı salonlar ve eğitim binaları yapılmasının mümkün olmadığını belirtti.”