Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

AB Von der Leyen ile ikinci döneme hazırlanıyor

AB Von der Leyen ile ikinci döneme hazırlanıyor


Geçen hafta pazartesi günü gayri resmî hazırlık toplantısında bir araya gelen AB üyesi 27 ülkenin devlet ya da hükümet başkanları, Avrupa seçimlerinden sonra AB’deki dört üst düzey görevin paylaşımı konusunda kesin bir mutabakata varamamıştı.

AB liderleri, üç aylık periyotlarla Brüksel’de yapılan olağan AB zirvesinde, bugün bir araya gelerek nihai kararı verecek. AB Komisyonu’nun halihazırdaki başkanı olan Alman politikacı Ursula von der Leyen’in,  ikinci beş yıllık görev süresinin onaylanması kuvvetle muhtemel. Avrupalı Hıristiyan Demokratlar (EPP), yeni parlamentoda en büyük parlamento grubu olma konumunu sürdürüyor. Bu nedenle AB Komisyonu’nun başkanlık makamında da hak iddia ediyor.

Hristiyan Demokratlar (EPP) poker oynuyor

Parlamento’nun siyasi merkezinde yer alan üç grubun toplam 406 milletvekili var. Avrupa Parlamentosu’ndaki mutlak çoğunluk  için gerekli sandalye sayısı 361. Dolayısıyla von der Leyen matematiksel olarak, giderek büyüyen sağ popülist ve aşırı sağcı kamptan gelecek oylara bağımlı olmayacak. Avrupa seçimlerinden önce Komisyon Başkanı, Ukrayna ve Avrupa yanlısı olmaları halinde sağcı milliyetçi milletvekilleriyle de iş birliği konusunda açık kapı bırakmıştı. Avrupa seçimlerinde sandalye kaybeden Yeşiller de von der Leyen lehine oy kullanabilir. Strasbourg’daki parlamentoda, oylamanın 17 Temmuz’da yapılması bekleniyor.

Ancak AB liderlerinin, Komisyon Başkanlığı dışında diğer üst düzey görevlendirmeleri de onaylaması gerekiyor. Bu makamlardan biri olan Avrupa Konseyi Başkanlığı’na, eski Portekiz Başbakanı Antonio Costa’nın devam etmesi muhtemel görünüyor. Geçen haftaki gayrı resmî hazırlık zirvesinde adı tekrar öne çıkan sosyal demokrat Costa, güney ülkelerini temsilcisi olarak görülüyor. Ancak iki buçuk yıllık görev süresinin ardından Costa’nın yerine, muhafazakâr bir siyasetçinin geçmesi konusundaki tartışmalar da devam ediyor. AB parlamento seçimlerinden galip çıkmaları nedeniyle Hristiyan Demokratların bir bölümü, bu makamın da kendilerine verilmesini talep ediyor.

Birliğin diğer iki önemli pozisyonu için de muhtemel isimler belirlendi. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi olarak Estonya’nın liberal Başbakanı Kaja Kalas’ın adı öne çıkıyor. Avrupa Parlamentosu’nun Hıristiyan Demokrat Başkanı Roberta Metsola’nın da iki buçuk yıl daha görevinde kalması bekleniyor.

Ursula von der Leyen’in ikinci kez göreve seçilmesine kesin gözüyle bakılıyorFotoğraf: EPA/Denis Balibouse

NATO da personel paketine dahil

Parlamentodaki parti grupları ve adayların coğrafî kökenleri arasındaki hassas denge, NATO Genel Sekreterliği görevini de kapsıyor. NATO ülkelerinin talepleri doğrultusunda, İttifak’ın en tepe makamına, görevinden ayrılan Hollanda Başbakanı Mark Rutte’nin gelmesi bekleniyor. O da tıpkı Kaja Kallas gibi liberal bir isim ve Kuzey Avrupalıları temsil ediyor. Romanya, bu duruma son ana kadar direndi. Cumhurbaşkanı Klaus Johannis, NATO Genel Sekreterliği için yaptığı adaylık başvurusunu geçen perşembe günü geri çekmeye ikna oldu. Muhafazakâr politikacı, bu fedakârlığının karşılığında AB Konsey Başkanlığı için bir şans elde etmeyi umuyor.

Fransa makam değil taahhüt istiyor

Beş yıl önce Ursula von der Leyen’i Komisyon Başkanlığı görevine getirilmesinde başrol oynayan Fransa Cumhurbaşkanı Macron bu kez geri duruyor. Avrupa Merkez Bankası Başkanlığı makamını elinde bulunduran Fransa, Brüksel’den yeni bir pozisyon değil, taahhüt ve daha etkin iş birliği talep ediyor.

Christine Lagarde’ın Avrupa Merkez Bankası Başkanlığı görevi, 2027’ye kadar devam edecek. Ancak Emmanuel Macron, AB’nin personel paketini kabul etmenin bedeli olarak yeni Avrupa Komisyonu’nun, ortak AB borcunu ve daha gevşek mali kuralları teşvik etmek için daha fazlasını yapacağına dair siyasi taahhüt almak istiyor. En azından İtalyan medyasında çıkan haberler bu yönde.

Perşembe ve cuma günleri yapılacak AB zirvesinde, sadece görevler değil içerik de önem taşıyor. AB üyeleri, yeni liderlik ekibine önümüzdeki beş yıl için en önemli siyasi hedefleri tanımlayan stratejik bir konsept sunacak. Güvenlik ve savunmanın, gündemin üst sıralarında yer alması beklenirken, çevre ve iklimin korunması listenin daha alt sıralarında olacak.

İtalya Başbakanı Girogia Meloni, Ursula von der Leyen ve Almanya Başbakanı Olfa Scholz

İtalya Başbakanı Girogia Meloni, Ursula von der Leyen ve Almanya Başbakanı Olfa ScholzFotoğraf: Yara Nardi/REUTERS

İtalya süper komiser istiyor

İtalya’nın aşırı sağcı milliyetçi hükümet başkanı Giorgia Meloni, özellikle sağ-milliyetçi Arupa Muhafazakârlar ve Reformcular Partisi ECR’nin, Avrupa Parlamentosu’ndaki sandalye sayısını artırarak 83’e çıkarması nedeniyle İtalya’nın AB’deki etkisini güçlendirmek istiyor. Ancak Giorgia Meloni, personel meseleleri söz konusu olduğunda düşük bir profil çiziyor. Hiçbir İtalyan, üst düzey bir görev için aday gösterilmedi. Bunun yerine yeni AB Komisyonu’nda ülkesi için önemli bir pozisyon talep ediyor. Ekonomi, sanayi ve maliyeden sorumlu bir Komisyon Başkan Yardımcılığı, Meloni’yi ancak tatmin edecektir.

Seçim kampanyası sırasında bir suikast girişiminde ağır yaralanan Başbakan Robert Fico’yu Brüksel’de temsil eden Slovakya Cumhurbaşkanı Peter Pellegrini’nin de hâlâ bazı şüpheleri var. Zira Doğu Avrupa ülkeleri, son yıllarda üst düzey kadrolarda yeterince temsil edilmiyor. Pellegrini “Orta ve Doğu Avrupa’nın yeni pakette nasıl temsil edildiğini görmek istiyorum” dedi. Brüksel kulislerinde, Doğu Avrupalı bazı diplomatların da Polonya, Romanya ve Bulgaristan’ın üst düzey personel kararlarına edilmemesini eleştirdiği söyleniyor.

Güçlendirilmiş çifte çoğunluk gerekli

Ursula von der Leyen’in, Konsey tarafından Komisyon Başkanlığına aday gösterilebilmesi için AB nüfusunun yüzde 65’ini oluşturan 27 üye ülkeden 20’sinin, yani güçlendirilmiş çifte çoğunluğun onayını alması gerekiyor. AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi’nin de yine aynı şekilde güçlendirilmiş çifte çoğunluğa ihtiyacı var.

Parlamento Başkanı da müzakere paketinin bir parçası olmasına rağmen, aslında Avrupa Parlamentosu tarafından, AB zirvesinden bağımsız olarak ve mutlak çoğunlukla seçiliyor. AB’deki siyasi kararlarda her zaman olduğu gibi, dengeler son derece hassas ve her şey birbiriyle bağlantılı. Bu nedenle ancak dört makam üzerinde nihai uzlaşma netleştiğinde kamuoyuna ilan edilecektir.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version