Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

20 yılda yetiştirdiği sürüsünü yangında kaybetti: “Hayvanlar yoksa biz de yokuz”


15 kişinin hayatına mal olan Diyarbakır ve Mardin’deki yangınlardan geriye, varlıklarını kaybedenlerin hüzünlü hikâyesi kaldı. Yıllarca tarım işçisi olarak çalışan 65 yaşındaki Osman Esen, 20 yıl emek verdiği küçükbaş hayvanlarının 100’den fazlasını kaybetti. Esen, devletin destek vermesini umuyor.

Çınar ilçesine bağlı Köksalan köyünde yaşayan 65 yaşındaki Osman Esen, hayvanlarına yem vermek için akşam saatlerinde evinin altındaki ağıla iniyor. Havaların sıcak olması nedeniyle gölgede dinlenen keçilerini kontrol ediyor. Önce sulaklarını dolduruyor, sonra da yemlerini.

Esen’in geçen haftaya kadar 130 keçisi vardı. Milyonlarca liralık hasara neden olan yangında, 100’den fazla keçisini yangına kurban verdi. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Esen, ailesinin Köksalan köyünde 100 yıldan aşkın süredir yaşadığını söyledi.

Eskiden çiftçilik yapan, hayvan bakan Esen, bir dönem sığır çobanlığı da yaptı. Yaklaşık 10 yıl boyunca tarım işçisi olarak batı illerine giden Esen, 20 yıl önce kendi hayvanlarını yetiştirmeye karar verdi.

Esen’in keçileri hala yangının izini taşıyor.

12 keçiyle başlayan hayvancılık serüveni

Esen, mevsimlik işçilikten kazandığı parayla 12 keçi alarak beslemeye başladı. Esen, 20 yılda hayvan sayısının 130’a ulaştığını belirterek, “ Geçimimizi onlarla sağlıyorduk. İhtiyacımız olduğu zaman satıp un alıyorduk, yağ alıyorduk, diğer ihtiyaçlarımızı karşılıyorduk. Hayvanlar yok oldu, biz de yok olduk. İlk yıl 12 ya da 13 tane aldık. Yavrulaya yavrulaya 50-60 oldu, bu yıl 130’ ulaştı. Yangın çıktı , kala kala bunlar kaldı” dedi.

“Yangın sırasında çobanlık yapan çocuklarım aklıma geldi”

Altı çocuk sahibi Esen’in iki oğlu olay gecesi hayvanlarla beraber dışarıdaydı. Yangını fark ettiğinde önce çocuklarını düşündüğünü vurgulayan Esen, “Uyandığımda, alevlerin her tarafı sardığını gördüm. Nasıl çıktığını görmedim, bilmiyorum. Hayvanlar hiç aklıma bile gelmedi, sormadım. Eğer gitseydik biz de alevlerin içinde kalacaktık. Allahtan aklımıza gelmedi. Sonradan hepsinin yandığını duyduk. Allah’ın emri dedik. İki oğlum, biri 13, biri 14 yaşında çobanlık yapıyordu, onlar kurtulsun yeter dedik. Hayvan geri gelir, insan gelmez. Buradan bağırdılar, ‘Alevler geliyor, kaçın’ diye. Bu aşağıda taze mısır var, yola yakın. Oraya kaçtıklarını söylediler” diye konuştu.

“Gözümüz devlette, bir şey vermezse biz de yok oluruz”

Esen’in altı çocuğu da değişik seviyelerde engelli. Bu nedenle çocuklarının çalışamadığına dikkat çeken Esen, umudunu devlete bağladı. Kayıplarının karşılanmaması halinde tekrar batı illerine çalışmaya gitmek zorunda kalacaklarını vurgulayarak, şunları söyledi:

“Gözümüz devlette, bir şey vermezse, biz de yok oluruz. Ne yapalım, nereye gidelim? Şehir merkezinde de gidemiyorum. Çocuklarım özürlüdür, çalışamazlar. İş yapabilseler umursamazdım, ama yapamıyorlar. Hayvan vermezlerse mecburen fındığa giderim, yoksa toprak mı yiyeceğiz? Ekmek nereden bulacağız? Para nereden bulacağız?”

Köksalan köyünde yaşayan Osman Esen, yangından kurtulan keçilerini dışarı bırakmıyor.

Sadece Köksalan’da binden fazla hayvan telef oldu

Tarım ve Orman Bakanlığı yangının başladığı Köksalan Kköyündeki hayvan kaybını 1007 olarak açıkladı.

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı’nın hazırladığı rapora göre ise 924 küçükbaş hayvan öldü. Yangının yarattığı tahribat rapora şöyle yansıdı:

“Köksalan Mahallesi’ne ait 302 keçi, 622 koyun öldü; 1627 dekar ekili alan, 10 dekar fıstık fidanı, 2 traktör, 19 sulama tesisi, 4 elektrik trafosu, 2 mibzer, 35 güneş paneli, 1 çapa makinesi, 1 pülverizatör, 2 gübre tankı, 10 nar ağacı, 1 gübre dağıtıcı, 140 ton saman zarar gördü. Yine Bağacık Mahallesi’ne ait 2 sulama tesisi ve 15 dekar badem fidanı, Yazçiçeği Mahallesi’ne ait 42 takım sulama sistemi yandı.”

Exit mobile version