Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

10 Ekim Gar Katliamı davası

10 Ekim Gar Katliamı davası


10 Ekim 2015’te Ankara Tren Garı Meydanı’nda barış mitingine düzenlenen IŞİD saldırısında 103 kişi hayatını kaybetti, 20’si çocuk 391 kişi yaralandı. Davanın 25’nci duruşması bugün Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Davada karar çıkmadı, bir sonraki duruşma 1 Temmuz’a ertelendi.

Avukatlar cübbelerini çıkartarak ve artık savunma yapmayacaklarını bildirdi. Avukat İlke Işık, Bu katliamda devletin, kamu görevlerinin sorumluluğunu asla görmediniz” ifadelerini kullandı. Duruşmaya katılanlar katliamda sorumlu tüm kamu görevlilerinin de yargılanması talebinde bulundu.

10 Ekim’de Ankara Tren Garı’nda IŞİD saldırısı sonucu yaşanan katliamla ilgili görülen davada karar çıkmadı. Bir sonraki duruşma 1 Temmuz’a ertelendi.

Katliamda yaşamını yitiren Uygar Coşgun’un annesi Nuray Coşgun “Biz 9 yıldır yaşıyor muyuz? Yaşamıyoruz. Biz adalet istiyoruz, adaletten başka bir şey istemiyoruz. Ama gerçek adalet istiyoruz” derken Korkmaz Tedik’in annesi de, “Bizim ciğerimiz yanıyor. Her biri bir fidandı, geleceğin mühendisleri doktorlardı, hakim olacaklardı, savcı olacaklardı. 9 yıldır tek talebimiz adalet. Bir tek kamu görevlisi yargılanmadı” diye konuştu.

Ankara Tren Garı’nda 10 Ekim 2015’te IŞİD’in canlı bombalarıyla 104 kişinin katledilmesine ilişkin davanın 25’inci duruşması Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 

Davada, 26 sanıktan 10’u hakkında hüküm verilmesi bekleniyordu. Saldırıya ilişkin IŞİD üyesi oldukları düşünülen 16 kişi halen firari durumda. Ayrıca, ihmali olduğu iddia edilen bazı kamu görevlileri hakkında henüz soruşturma izni verilmedi.

Duruşmaya, 10 Ekim Barış Derneği üyeleri, katliamda hayatını kaybedenlerin yakınları, CHP milletvekilleri Semra Dinçer, Aliye Timisi Ersever, Ali Gökçek, Rıfat Nalbantoğlu, Türkan Elçi, Aliye Coşar, Orhan Sarıbal, Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Hasan Öztürk, EMEP Milletvekili İskender Bayhan ile DEM Parti Milletvekili Özgül Saki ile pek çok siyasi parti, sendika ve meslek odası ve yüzlerce yurttaş izleyici olarak katıldı.

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, davaya katılmaya ilişkin talebine dair ”Huzurdaki dosya Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en büyük katliam dosyası. Bu olay belki de yüzlerce yıl sonra anılacak bu yargılama da öyle. TBB, insan haklarını korumak görevi doğrultusunda insanlığa karşı işlenen suçlar açısından açılan ilk dava olmasından dolayı katılmak en doğal hakkıdır. Katliamda hayatını kaybeden yurttaşlarımızdan biri de avukat Uygar Coşkun’du. Bu yüzden TBB’nin davaya katılımını talep ediyoruz’‘ ifadelerini kullandı.

“IŞİD’in insanlığa karşı suç işlediğini kabul etmeniz neden bu kadar zor?”

Mahkeme bunun üzerine TBB’nin davaya katılmasına karar verdi. Tanıkların dinlenmesi, kovuşturmanın genişletilmesine ilişkin tam 256 talep ilettiklerini ifade eden avukat İlke Işık, ”Sizinle çıktığımız duruşmalarda ise taleplerimizin büyük çoğunluğu reddedildi. Bu redler ülkenin en büyük katliamın yargılanmasını ve insanlığa karşı suç işlemeye yönelik talepleri reddetmek anlamına geliyor. IŞİD’in insanlığa karşı suç işlediğini kabul etmeniz neden bu kadar zor? Bu katliamda devletin, kamu görevlerinin sorumluluğunu asla görmediniz. Biz bu aşamadan sonra avukatlar olarak konuşmayacağız. Bundan sonra katılanlar konuşacak çünkü asıl söz onların. Biz cübbelerimizi bırakıp asıl yerimiz olan ailelerin yanına gidiyoruz” dedi.

“Adalet istiyoruz”

Bunun üzerine avukatlar cübbelerini çıkartarak, salonda ailelerin yanına geçerken, salonda bulunanlar da ”Adalet istiyoruz” diyerek alkışlarla avukatlara destek verdiler. Mahkemede, katılanlar için mikrofon olmaması üzerine mahkeme başkanı duruşmaya ara verdi. Aileler ise duruşmada katılanlar için öncesinde mikrofonun hazır edilmemesine tepki gösterdi.

Katliamda hayatını kaybeden avukat Uygar Coşgun’un annesi Nuray Coşgun, “Benim bir tane torunum var. İki buçuk yaşında babasız kaldı. Mezarına gidip ‘benim babamın evi’ diyor. Benim torunum ömür boyunca babasını göremeyecek. Beni ancak buradaki aileler anlayabilir. Biz 9 yıldır yaşıyor muyuz? Yaşamıyoruz. Biz adalet istiyoruz, adaletten başka bir şey istemiyoruz. Ama gerçek adalet istiyoruz” diye konuştu.

Katliamda hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Güney Doğan’ın annesi Derman Doğan, “Benim her şeyimdi. Benim yavrum karıncayı incitmezdi. Ankara’ya barış için geldi, omzunda silah, bıçak yoktu. Bu ülkede insanların barış içinde yaşamasını istedi benim evladım. 23 yaşındaydı benim evladım. O gün beni de mezara gömdüler. Ben oğlumu mezun edemedim, evlendiremedim, torun göremedim. 9 yıldır aynı acıyı yaşıyorum. Sayın savcım siz de babasınız, sizin de babanız var. Benim oğlumun günahı neydi? Güney’in kanı yerde kalmasın, sadece adalet istiyorum” İfadelerini kullandı.

IŞİD üyesi sanık duruşmaya devam etmek istemedi

Katılanlar konuştuğu sırada sanıklardan IŞİD üyesi Hacı Ali Durmaz, duruşmaya devam etmek istemediğini bildirdi. Hakim ise bu talebini reddederek, “dinlesin” dedi. Korkmaz Tedik’in annesi Zöhre Tedik, “Ne askerler, ne polisler, ne de insanlar ölsün diye barış talebiyle geldik. Bu terör örgütünü siz insanlık suçu işlemediler diye yargılamıyorsunuz. Israrla siz bu davayı bitirmek istiyorsunuz. 19 firari var, yerlerini bilmelerine rağmen onları yargılamaktan, tutuklamaktan imtina ediyor. Peki biz çocuklarımızı, evlatlarımızı kaybeden aileler ne olduk? Benim oğlum üstüne gaz atılarak nefesi kesilerek gitti. Sağ kalanlar da ölsünler denildi. Bizim ciğerimiz yanıyor. Her biri bir fidandı, geleceğin mühendisleri doktorlardı, hakim olacaklardı, savcı olacaklardı. 9 yıldır tek talebimiz adalet. Bir tek kamu görevlisi yargılanmadı. Benim çocuğum da kamu görevlisi olabilirdi. Bir gün sıra sizin de çocuklarınıza gelecek bu katilleri yargılamazsanız. Biz katiller yargılanan kadar bunun hesabını soracağız, hesabını da verecekler” şeklinde konuştu.

“Bizler başımızı yastığa koyup uyuyamıyoruz”

Katliamda hayatını kaybeden Başak Sidar Çelik’in annesi Hatice Çelik, “Göz göre göre yapılan bir katliam var ve biz bu katliamda sevdiklerimizi, canlarımızı kaybettik. Adaletin sağlanması için elinizden geleni yapmasını bekliyoruz. Bizler başımızı yastığa koyup uyuyamıyoruz. Hala ilk günkü acıyı yaşıyoruz. Sizden talebimiz içimize bir su serpmeniz. Bu katliamda sorumlu olan kamu görevlilerinin buraya getirilmesini istiyorum” talebinde bulundu.

“9 yıldır ailelerin adalet talebi görülmedi”

Katılanlardan Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Seyit Arslan, şunları söyledi:

“Bu ülkede büyük adalet sarayları yapılıyor ama içinde adalet yok. Bugün 9 yıldır adalet arayan ailelere görülen reva burada bir mikrofon olmaması. 9 yıldır ailelerin adalet talebi görülmemiştir. Ben yoldaşlarımı yitirdim. Bu sistem, bu düzen, bu ceberrut iktidar onları aramızdan aldılar. Bu katliamı yapanlar ellerini kollarını sallaya sallaya Suriye’den Türkiye’ye, Türkiye’den Suriye’ye geldiler. Onlara her türlü maddi ve lojistik destek sağlandı. Burada sadece o bombayı patlatanlar mı o gün iktidarda olanların hepsi açık bir şekilde bu katliamdan, insanlık suçundan sorumludur. Cumhurbaşkanı, Başbakanı, bakanı, emniyet müdür hepsi sorumludur. Onlar sanık sandalyesine oturmadan adaletin yerine gelmesi mümkün değildir. Eğer bu ülkede katliamlar olmadan yaşamak istiyorsak tüm katliamların sorumlularının yargılanması gerekir. Bugüne kadar mahkemenizden gerçek anlamda adalet çıkmadı, umuyoruz ki bundan sonra gerçek anlamda adalet olsun. Bu dava biz bitmedi demeden bitmeyecek.”

“İnsanlığa karşı bir suç olarak kabul etmezseniz tarihin çöplüğünde yerinizi almaya karar vermiş olacaksınız”

HDP Eş Genel Başkanı Cahit Kırkazak, “Barışa ve demokrasiye karşı yapılan bir saldırıydı. 10 Ekim, IŞİD için Kobani’nin intikamıydı. Evet bu katliamda katiller IŞİD’lilerdi ama yalnızlar mı ona bakmak gerek. IŞİD bu katliamı tek başına yapmadı. Siz ya gece rahat uyuyacaksınız verdiğini kararla ya da koltuklarınızı koruyacaksınız” dedi. Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk, “Siz bugün burada alacağınız kararla insanlığa karşı bir suç olarak bunu kabul etmezseniz tarihin çöplüğünde yerinizi almaya karar vermiş olacaksınız. Bizlerse bu mücadeleyi değil on yıl değil yüzlerce yıl geçse de mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz ve katillerden hesabını soracağız.” ifadelerini kullandı.

“Adalete olan inancın yeniden yeşertilmesini istiyoruz”

KESK adına konuşan Eş Genel Başkan Ayfer Koçak, 27 KESK üyesini katliamda kaybettiklerini belirterek söze başladı ve “10 Ekim’e giderken Şengal’de kadınların saçlarını taşlara bağlayarak uçuruma atladıkları bir dönemden bahsediyoruz. IŞİD üyelerinin köyleri basıp silahsız insanları katlettikleri bir dönemden bahsediyoruz. Savaşa karşı barış sesini yükselteceğimiz bir eylemde katledildik. Eğer orada bir mitingin güvenliği alınmadıysa alınmak istenmediğindendir. Bu ülkede artık kimse adalete güvenmiyor. Umutların tükenmiş olduğu bir yerden size sesleniyoruz, biz adalete olan inancın yeniden yeşertilmesini istiyoruz” ifadelerine yer verdi.

“Bu siyasi bir dava”

Katılanlardan CHP Milletvekili Osman Sarıbal, “Yargı üzerinde iktidarını sürdürmeye çalışanların olduğu dönemdeyiz. Biz Maraş Katliamı’nın, Madımak’ın hesabını sorsaydık 10 Ekim olmayacaktı. Mahkemelerin ağır suçluları beraat ile ödüllendirdiği ve günün sorunda da yeni katliamlara yol açmanın açık bir kararlılığını sürdürdüğünü görüyoruz. Uzunca bir süredir bir çete düzeni ve organize bir kötülükle karşı karşıyayız. Bu bir siyasi dava. Aynı zamanda hukuki bir dava ama bunun hukuki olup olmaması sizi ilgilendiriyor. Siz siyasi erkin baskısından kurtulabilirseniz bu ülkede bir şey olacak. 10 Ekim’de hayatını kaybettiklerimizin cenazesine katılanları takip eden polisler katliam günü neredeydi? Bir cesaret, bu yanlış gidişe bir dur, bu suça ortak olmayın” dedi.

“10 Ekim mitinginde farklı bir kurgu yürütülmüş olduğunu fark ediyoruz”

TMMOB adına konuşan Dersim Gül, “Ankara Valiliği bize eylem için izin verdi ancak saatini ve güzargahını farklı yazdığını fark ettik. Biz bu konuyu bildirdik. Güvenlik Şube’nin Valilik tarafından belirtilen saat aralığından haberdar olmadıklarını belirttiler yapılan toplantıda. Geriye dönüp baktığımızda 10 Ekim mitinginde farklı bir kurgu yürütülmüş olduğunu fark ediyoruz. Saatlerin düzenlendiğini, kamu görevlilerinin böylece sorumluluklarından kurtulacağına yönelik ayarlama yapılmış. Toplantı, Güvenlik Şube kayıtlarında yer alıyor. Bizim nazarımızda insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak tarihe geçen bu katliam hukuk nezdinde de kayıtlara geçer. Kamu görevlilerinin ve ilgili sorumluların nereye uzanıyorsa yargılanmasını diliyoruz” şeklinde konuştu.

Özgür Hukukçular Derneği (ÖHD) adına konuşan Nuray Özdoğan da “Bu davada sorumlular hesabını verene kadar mücadele edeceğiz, kanları yerde kalmayacak” dedi. Duruşmaya saat 14.30’a kadar ara verildi. (ANKA)


TIKLAYIN – 10 soruda Ankara Gar katliamının öncesi ve sonrası

 

 

 

Exit mobile version