Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Erdoğan-Özel görüşmesiyle merkezi-yerel yönetim çatışması önlenebilecek mi? 


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ağustos 2014’ten bu yana yürüttüğü görevinde ilk kez ana muhalefet partisi lideriyle görüşecek.

Türk siyasetinde bir son dakika değişikliği olmaması halinde Erdoğan, 2 Mayıs Perşembe saat 16.00’da AK Parti Genel Merkezi’nde CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile biraraya gelecek.

CHP yönetimi açısından, liderler düzeyindeki bu görüşme sonucunda, merkezi yönetim (kabine) ile yerel yönetimler (belediyeler) arasında işbirliği kapısının açılması hedefinin ön planda olduğu belirtiliyor.

Erdoğan, cumhurbaşkanlığı makamında bulunduğu süre boyunca TBMM’de ana muhalefet partisi konumundaki CHP lideriyle ikili görüşme gerçekleştirmedi.

Erdoğan, 7 Haziran 2015’teki genel seçimler sonrasında o dönemki AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun kabine kurması sürecindeki gecikme nedeniyle hükümeti kurma görevi için Cumhurbaşkanlığı’na davet etmesi gerekliyken de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’yla görüşmedi. Bunun tek istisnası, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi gerekçesiyle, o dönemki Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Binali Yıldırım ile MHP Lideri Devlet Bahçeli’yle birlikte Kılıçdaroğlu’nun da Beştepe’ye davet edilmesi oldu. Erdoğan ile Kılıçdaroğlu, bu dörtlü görüşmede Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı’nda 25 Temmuz 2016’da biraraya geldi. Ancak Erdoğan, Kılıçdaroğlu’yla ana muhalefet lideri olarak Türkiye’nin sorunlarını görüşmek üzere buluşmadı. Dolayısıyla Türkiye yarın liderler görüşmesiyle bir ilke tanıklık edecek.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dönemin AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi kabul etmişti.

Özel “Partili Cumhurbaşkanı” vurgusunu zamanlamayla yapacak mı?

Görüşmenin zamanlaması da, fiilen başkanlık sistemi olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişi öngören anayasa değişikliği kabul edildikten sonra Erdoğan’ın 2 Mayıs 2017’de yeniden AK Parti üyesi olmasının yıldönümü olması açısından da dikkat çekici.

Üç dönemdir yürüttüğü cumhurbaşkanlığı görevinde sadece 979 gün boyunca parti üyesi olmayan dolayısıyla resmi açıdan “tarafsız” olan Erdoğan’ın “Partili Cumhurbaşkanı” olması, CHP’nin en temel karşı olduğu konulardan birisi.

Parlamenter sistemi savunan CHP yönetimi, Erdoğan’ın, Anayasa’nın mevcut haliyle kendisine “Partili Cumhurbaşkanı” olma hakkı tanınsa da yine Anayasa’nın 103’ncü maddesi uyarınca “görevini tarafsızlıkla yerine getirmek” üzere yemin ettiğini hatırlatıyor. Dolayısıyla Özel’in yarınki görüşmede Erdoğan’a özellikle de Türkiye’de halkın sorunlarına çözümler sunulması için merkezi yönetim yani Cumhurbaşkanlığı Hükümeti ile yerel yönetimler yani belediyeler arasında işbirliği sağlanması için anımsatacağı hususlardan birisinin de “tarafsızlık” yemini olacağı kaydediliyor.

Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın: “Yerel yönetimler için diyalog kurulması önemli”

CHP lideri Özgür Özel, yarın Erdoğan ile görüşmesinden önce bu akşam önceki genel başkanlar; Hikmet Çetin, Altan Öymen, Murat Karayalçın ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu telefonla arayarak görüştü. Bu isimlerden görüş ve önerilerini alan Özel, Erdoğan görüşmesine ilişkin daha önce de MYK üyeleri, PM üyeleri, milletvekilleri, belediye başkanları ve il başkanlarıyla değerlendirmede bulunmuştu.

Özgür Özel ile görüştükten sonra VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın, Erdoğan ile yeni anayasa konusunda hukuk devletine bağlılık konusunda herhangi bir adım atmaksızın görüşülemeyeceği görüşünde. Her iki isim de Özel’in Erdoğan ile görüşmesini doğru bulduğunu söyledi. Beklentinin ise Türkiye’nin 2028’e kadar seçimsiz geleceğinde yerel yönetimler eliyle halkın sorunlarına çözümler sunulabilmesi için mevzuat uyarınca imzası gerekli Cumhurbaşkanlığı makamıyla diyalog kurabilmek olduğuna işaret etti.

Hikmet Çetin, “Diyalog kapısının açılması halkın sorunları, belediyeler açısından da önemli olacaktır, dış kredi almaları gibi mesele, sadece bunu sağlaması bile önemli bir açılım olacaktır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) örneğinde CHP’li belediyeler, geçtiğimiz dönemde Cumhurbaşkanı’nın masasında bekleyen dış kredi finansmanı veya yatırım projeleriyle ilgili gerekli o tek imza meselesiyle halka hizmet sunmakta engellendi. Oysa Cumhurbaşkanı eğer diyalog kapısını açarsa halkın sorunlarını çözecek projeler için merkezi yönetim ile yerel yönetimler işbirliği halinde çalışabilecektir. Sadece bu nedenle dahi Genel Başkan’ın, Cumhurbaşkanı’yla görüşmesi, en azından bunları bir kez daha birebir kendisine söylemesi önemli diye düşünüyorum” dedi.

Murat Karayalçın da, “Kentsel dönüşüm Türkiye’nin mutlaka yürütmesi gerekli bir süreç. Ancak kentsel dönüşüm projelerinde belediyelerin eli kolu bağlı olmaması için merkezi yönetimin dolayısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işbirliğine açık olması gerekiyor. Özellikle başta İstanbul olmak üzere deprem riskine karşı önlemler için artık birlikte çalışması lazım. Burada esas olan halk için çalışmakta uzlaşma sağlanması. Yatırım, altyapı projeleri de Cumhurbaşkanlığı Yatırım Programı’na alınmadığında sıkıntı yaşanıyor” diye konuştu.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in son dönemdeki açıklamalarını anımsatan Karayalçın, “Belediyeler bakımından Hazine tarafından sigorta prim borcu tahsili meselesi gündeme gelecektir. Sıkı bir maliye politikası gündeme gelecek ancak belediyelere mutlaka makul bir ödeme programı uygulanmalı. Bunun da Cumhurbaşkanı’na ifade edilmesi ve sonuçta belediyelerce halka hizmet sunumuna devam edilmesi gerektiği gerçeği var” diye ekledi.

“İsmet İnönü Partili Cumhurbaşkanlığı’yla demokrasi çelişkisini görmüştü”

Hikmet Çetin, CHP lideri olarak Özel’in Erdoğan’la görüşmesinde kesinlikle yeni anayasa hazırlığı için herhangi bir süreci başlatmayı kabul etmemesi gerektiği düşüncesinde.

Çetin, “Siviller yaptığı için anayasa sivil olmaz, anayasa bir uzlaşma gereği yerine gelirse sivil olacaktır. Sendikalar, sivil toplum örgütleri ve üniversitelerden katılımlarla, katkılarla ancak yapılırsa anayasa sivil olacaktır. Anayasa Mahkemesi’nin artık uygulanmayan karar sayısını sayamaz haldeyiz. AİHM’in kararları iç hukuk kuralımızdır ancak uygulanmıyorlar. Kesinlikle Anayasa’yı uygulamayan kişiyle anayasa hazırlığı için uzlaşma sağlanamayacaktır” dedi.

Tek parti iktidarında İsmet İnönü’yü çok partili sistem sürecinde Celal Bayer’in ziyaret ettiğini anımsatan Çetin, bu görüşmeyle birlikte İnönü’nün parti başkanlığı “vekil” sıfatıyla devretmeyi kabul ettiğini hatırlattı. Çetin, “İnönü Milli Mücadele kahramanı olmasına rağmen partili cumhurbaşkanı meselesindeki sıkıntılı durumu kabul etmiştir. Ancak şimdi (Erdoğan) ne zaman cumhurbaşkanı ne zaman parti başkanı bu durum çok belirsiz maalesef. Bütün kabinesiyle birlikte yerel seçimler kabinesi yürüttüğüne tanıklık ettik. Partili cumhurbaşkanlığı bizim için sorundur” diye ekledi.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun eleştirisine yanıt: “Amaç halkın sözcüsü olmak”

Kemal Kılıçdaroğlu ise, Özgür Özel’in Erdoğan’la görüşmesine karşı olduğunu açıklamıştı.

Kılıçdaroğlu 24 Nisan’da paylaştığı mesajıyla, “Milyonlarca anne babanın geçim sıkıntısı içerisinde depresyona girdiği, milyonlarca emeklimizin ay sonunu getiremediği, torunlarına bile mahçup olduğu, milyonlarca sığınmacının ülkemizin demografik yapısını bozacak şekilde tehlike teşkil ettiği, doların 30 liranın üstünde olduğu, bir kuru ekmeğin 10 lira olduğu, icra dosyalarını istifleyebilmek için ek binaların kiralandığı bir ülkede; bu düzenin kurucusu sarayla müzakere edilmez, mücadele edilir..!” demişti.

VOA Türkçe’nin edindiği bilgilere göre; Özgür Özel liderliğindeki CHP yönetimi ise, öncelikle Kılıçdaroğlu’yla ilgili herhangi bir şekilde tatsızlığa yol açılacak bir polemik başlatılmaması gerektiği görüşünde.

Kılıçdaroğlu’nun sosyal medya aracılığıyla kamuoyu üzerinden kendi partisi ve yeni genel başkan Özel’e mesaj vermesi “hoş değil” olarak yorumlansa da, “saygılı tutumu koruma hassasiyeti” vurgusu yapıldı.

CHP yönetimi, Özel’in 31 Mart’taki yerel seçimlerde birinci parti olmuş olma özgüveni ve sorumluluğuyla Erdoğan’la görüşeceği düşüncesinde. Burada Özel’in sorumluluğu da, “Halkın sorunlarına çözüm sağlanabilmesi için gerekli diyalog kapısını kapatan taraf olmamak” olarak işaret edildi.

CHP yönetimi, “Erdoğan ile kesinlikle anayasal haklar üzerine müzakere yapılmayacağını” belirterek, “Ancak halkın sözcüsü olmak müzakere etmek değil mücadelede yöntemlerden birisi. Genel Başkan, bizzat Erdoğan’a halkın sorunlarını ifade edecek. Karşı taraf tavrını değiştirir, değiştirmez bu karşı tarafı bağlayacaktır. Diyaloğu gerçekleştirmek bizim halkımızdan, seçmenlerden aldığımız destekten kaynaklanan sorumluluğumuz gereği” görüşlerini aktardı.

Özel-Erdoğan görüşmesinde Can Atalay, Gezi, Taksim mi konuşulacak?

VOA Türkçe’nin edindiği bilgilere göre; anayasa konusunda Özel, öncelikle Can Atalay’ın serbest bırakılması gerektiğini anımsatacak.

Özel’in Atalay’ın Hatay milletvekilliğinin düşürülmesinden CHP olarak rahatsız olduklarını bizzat Erdoğan’a söylemeye hazırlandığı bilgisi paylaşıldı.

CHP liderinin ayrıca, geçtiğimiz Aralık ayından itibaren Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) kararlarıyla ilgili Yargıtay’ın tutumuna ve iktidarın da bu duruma karşı tutumumuna tepkisini de ileteceği ifade ediliyor.

Özel, CHP olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına uyum beklentisini ve bu noktada Gezi davası nedeniyle cezaevinde bulunan kişileri unutmayacaklarını da ifade edecek.

CHP yönetimi, Özel’in açıkça ifade edeceği görüşlerindeki temel unsuru ise “Türkiye’nin hukuk devleti olması gerektiği” olarak işaret ediyor. Anayasa’ya uyulmamasıyla Türkiye’nin hukuk devletinden uzaklaştığını kaydeden CHP yönetimi, “yeni Anayasa olduğunda da hukuk devleti yaklaşımı bizzat iktidar sahibi Erdoğan tarafından sergilenmediği sürece hiçbir soruna çözüm bulunamayacağı” görüşünü paylaşıyor.

Ayrıca Özel’in, mutlaka emeklilere ve asgari ücretlilere yönelik maaş iyileştirme talebini de bir kez daha Erdoğan’a ifade edeceği aktarıldı.

Exit mobile version