Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Müslüman toplum liderleri, Biden’ın Beyaz Saray’da vereceği iftara katılmayı reddetti: “Gazze’deki kuşatma devam ederken doğru olmaz.”

Müslüman toplum liderleri, Biden’ın Beyaz Saray’da vereceği iftara katılmayı reddetti: “Gazze’deki kuşatma devam ederken doğru olmaz.”


Ocak ayında Gazze’de bulunan Filistinli-Amerikalı doktor Dr. Tahir Ahmed, “Biftek yerken, kıtlık ve açlıkla ilgili nasıl konuşabiliriz” dedi. Bu cümle, İsrail’i giderek daha yüksek tonda eleştiren ancak partisinden gelen İsrail’e yönelik silah satışına ilişkin şartlar belirleme ya da sevkiyatı durdurma çağrılarına hala direnen Biden için, Gazze’deki savaşın ne kadar problematik hale geldiğinin somut bir örneği. Beyaz Saray, Ramazan etkinliğinin tartışmalı olacağı netleşince hızla harekete geçti;  personel için sade bir iftar düzenlemeye karar verdi. Dr. Ahmed gibi itirazlarını yüksek sesle dillendiren Müslüman topluluk liderleri için ise ayrı bir toplantı düzenledi. Bir saatten fazla süren toplantıya Biden, yardımcısı Kamala Harris, ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan ve diğer üst düzey yetkililer katıldı. Başkanla konuşanlar arasında yakın zamanda Gazze’de hastaları tedavi eden üç doktor da vardı.

Gazze sağlık yetkililerine göre savaşta 32.000’den fazla insan öldürüldü.

Dr. Ahmed Biden’a, İsrail’in Refah’a yönelik kara saldırısının “kan banyosu ve katliam” olacağını anlattığını söyledi. Ayrıca başkana Gazze’deki savaş sırasında tüm ailesini kaybeden 8 yaşındaki bir kız çocuğunun mektubunu da verdi. Küçük ız çocuğu mektupta, “Biz Refah’ta çok acı çekiyoruz çünkü çok küçük bir çadırda yaşıyoruz ve tank çadırın içine girip beni ezebilir. Katliam ve acı istemiyoruz. Güvenlik istiyoruz, dünyanın geri kalan çocukları gibi yaşamak istiyoruz. Lütfen Biden, bu savaşı durdurun. Yeter, lütfen bu savaşı durdurun” cümlelerini kullandı.

Toplantıda yaklaşık altı dakika konuştuktan sonra Dr. Ahmed başkana, toplantıyı terk edeceğini söyledi: “Topluluğuma, yas tutan ve acı çeken birçok insana saygımdan dolayı bu toplantıyı terk etmem gerekiyor.” Biden ise anlayışla karşıladığını söyledi.

Dr. Ahmed, “Bir yanım tüm toplumun yaşadığı hayal kırıklığını, öfkeyi ve kırgınlığı ifade etmek istedi. Ama aynı zamanda bir yanım da ayağa kalkıp oradaki yöneticilere arkamı dönüp gitmek istedi çünkü onlara birinin, kendilerine sırt çevirmesinin nasıl bir duygu olduğunu göstermek istedim” sözlerini kullandı. Bu yıl olanlar, geçen yıl Beyaz Saray’da düzenlenen ve yüzlerce komünite liderinin, Beyaz Saray personelinin ve siyasetçinin humus, incir ve pide yediği iftardançok farklıydı. Geçen sene bir katılımcı, Biden konuşmasına başlamadan önce, “Seni seviyoruz” diye bağırmıştı. Bu yıl, Biden yönetimi sade bir toplantı ve yemeğe ev sahipliği yaparken protestocular Beyaz Saray’ın önünde namaz kıldı.

Salı günü Müslüman liderler ve topluluk üyeleriyle yapılan toplantılar, savaşa yönelik yaygın öfkeyi yatıştırmaya çalışan yönetimin son aylarda hem içeride personel hem de dışarıdaki gruplarla gerçekleştirdiği çok sayıda toplantıdan biriydi. Biden’ın Gazze meselesindeki tutumu, Biden’ın; gençler, siyahlar ve ilericiler de dahil olmak üzere önemli seçmen gruplarını hiç memnun etmedi. Beyaz Saray basın sözcüsü Karine Jean-Pierre, “Başkan, Arap ve Müslüman topluluklarındaki birçok kişi için meselenin can acıtıcı olduğunu biliyor; ayrıca, rehinelerin serbest bırakılması ve Gazze’ye yapılan insani yardımın artırılmasına yönelik anlaşmanın bir parçası olarak derhal ateşkes sağlanması için çalışmaya devam etme kararlılığını da ifade etti. Ve Başkan, bu çatışmada Filistinli ve İsrailli masum her canın kaybı için matem tuttuğunu açıkça beyan etti” dedi.

 Dr. Ahmed’in salonu terk etmesiyle ilgili soru sorulduğunda Jean-Pierre, başkanın barışçıl protesto hakkına saygı duyduğunu söyledi. Toplantıya katılan Siyah Müslüman Liderlik Konseyi’nin icra kurulu başkanı Salima Suswell, Biden’a, Gazze’deki savaş nedeniyle siyah Müslüman toplumunun bazı üyelerinin, onu desteklemekle ilgili hissettiği “ahlaki dilemmadan” bahsettiğini söyledi. Bayan Suswell, “Siyah insanlar, baskıyı ve insanların dehumanize edilmesini de ihtiva eden bu meseleyi yakından tanıyor ve dolayısıyla kendi yaşadıklarıyla bağlantı kurabiliyor. Atalarımız bunu 400 yıl yaşadı” dedi.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version