(Serbest Görüş) – İran’ın diplomatik binasını vurarak savaşa davetiye çıkaran İsrail, Tahran’ın kısıtlı yanıtı sonrası soykırımı ‘rejimle savaş’ gündemine çevirdi. Netanyahu hükümetine soykırım suçlaması yönelten, silah ambargolarını gündeme alan Batılı ülkeler ardı ardına destek açıklamaları yaptı. İsraillilerin protestolarının da yavaşlamasıyla elini rahatlatan İsrail başbakanı Gazze’deki katliama geri döndü. Son 24 saatte yine evler vuruldu, camiler bombalandı.
‘HERKESİN ODAKLANMASI GEREKEN YER GAZZE’DEKİ SOYKIRIM’
Kasımdaki başkanlık seçimlerini gözeten Washington’un temkinli yaklaşımı ise dikkat çekti. Her aşamada yer aldığı öngörülen Biden ‘daha derin bir kriz’ endişesiyle İsrail’in karşı saldırısına destek vermeyeceğini belirtti. İsrail’in dikkatleri Gazze’den çevirme planı karşısında SP lideri de kritik uyarıda bulundu. Karamollaoğlu “Şimdi herkesin asıl odaklanması gereken yer Gazze. Tel Aviv’e geri adım attıracak çabalar tatbikata konulmalı” dedi.
AÇLIK SİLAHI HALA CAN ALIYOR
İsrail’in 192 gündür sürdürdüğü saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 33 bin 797’ye yükseldi. Abluka altındaki Gazze Şeridi’ne yönelik bombardımanı aralıksız sürerken bölgeye uygulanan ambargo sebebiyle Filistinliler, temel gıda malzemeleri dahil hayati ihtiyaçlarını karşılamaktan yoksun kalıyor. Han Yunus kentindeki çocuklar, hayır kurumlarının dağıttığı yemeklerden ailelerine bir kap alabilmek için kuyrukta bekledi. Vicdanları kanatan tablo objektife yansıdı.
GAZZE UNUTULMASIN
İsrail, Tahran’ın kısıtlı karşılığı sonrası “Vakti gelince misilleme yapacağız” diyerek Gazze’de katliam yapmaya devam etti. Tel Aviv, Refah’taki güçlerine takviye olarak yedek askerleri göreve çağırdı. BM Genel Sekreteri Guterres “Siviller halihazırda en ağır yükü taşıyor ve en yüksek bedeli ödüyor” diyerek vahşetin üstünün örtülmesine izin verilmemesi gerektiğini vurguladı.
İsrail ordusu, 1 Nisan Pazartesi günü Suriye’nin başkenti Şam’daki İran konsolosluğuna hava saldırısı gerçekleştirdi. Saldırıda, İran Devrim Muhafızları Ordusundan 2’si general olmak üzere 7 asker hayatını kaybetti. İran’ın cevabı, 13 Nisan gecesi geldi. ‘Gerçek Vaat’ adı verilen operasyon ile İsrail’de belirlenen hedeflere 100’den fazla insansız hava aracı ve füze saldırısı gerçekleştirildi. Netanyahu hükümetine soykırım suçlaması yönelten, silah ambargolarını gündeme alan Batılı ülkeler ardı ardına destek açıklamaları yaptı. İsraillilerin protestolarının da yavaşlamasıyla elini rahatlatan İsrail Başbakanı, hem cepheyi genişletti hem Gazze’deki katliama geri döndü. Kana doymayan İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nde 7 Ekim 2023’ten bu yana katlettiği Filistinlilerin sayısı 33 bin 797’ye yükseldi. Gazze’nin orta kesiminde yer alan Nuseyrat Mülteci Kampı’nı hedef alan saldırıda da 5 kişi can verdi, çok sayıda kişi yaralandı. Filistinli sağlık ekipleri, İsrail güçlerinin Beyt Lahiya’da kurduğu kum bariyerlerin altında çok sayıda cansız beden bulunduğunu açıkladı.
REFAH’TAN VAZGEÇMİYORLAR
Bu arada İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kentinde faaliyet göstermeleri için iki tugay yedek askeri göreve çağırdı. İki tugaydan birinin Gazze’nin kuzey ve güneyini ayıran Netzarim Koridoru’nda diğerinin şehir kıyısındaki ABD iskelesinin güvenliğini sağlayacağı bildirildi. Ordu radyosu, İsrail’in Refah’taki operasyonun tarihini öne çekmeyi düşündüğünü duyurdu. Mısır sınırında yer alan Refah şehri, İsrail saldırılarından önce yaklaşık 280 bin Filistinliye ev sahipliği yapıyordu. 7 Ekim’den sonra Refah’ın nüfusu 4 katından fazla artarak 1,5 milyona ulaştı.
BM’DEN YENİ ÇAĞRI
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, İsrail’in talebiyle gerçekleştirilen Güvenlik Konseyi toplantısında konuştu. Orta Doğu genelinde gerilimi azaltma çağrısında bulunan Guterres “Siviller halihazırda en ağır yükü taşıyor ve en yüksek bedeli ödüyor. Bölge uçurumun eşiğinde. Uçurumun kenarından geri adım atmanın zamanı geldi. Orta Doğu’da birden fazla cephede büyük askeri çatışmalara yol açabilecek herhangi bir eylemden kaçınmak hayati önem taşımaktadır. Gazze’de hemen insani ateşkes sağlanması, tüm rehinelerin derhal ve koşulsuz serbest bırakılması, insani yardımın engellenmeden bölgeye ulaştırılması konusunda ortak sorumluluğumuz var. Daha fazla savaşı ne bölge, ne de dünya kaldırabilir” ifadelerini kullandı.
HANİYE’NİN BİR TORUNU DAHA ÖLDÜ
Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye’nin İsrail ordusunun Ramazan Bayramında düzenlediği saldırıda yaralanan torunu Melek Heniyye, dün tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Daha önce aynı saldırıda 3 oğlu ve 4 torununu kaybeden Haniye, çocuklarının Kudüs’ün ve Mescid-i Aksa’nın kurtuluşu yolunda hayatlarını feda ettiğini söylemişti. İsrail güçlerinin Lübnan’ın güneyine düzenlendiği hava saldırısında ise, 9 kişinin yaralandığı belirtildi.
BIDEN’DAN YİNE İKİRCİKLİ TAVIR
İsrail’e 14.3 milyar dolar yardımı içeren harcama paketine “acil onay” çağrısı yapan ABD Başkanı, Netanyahu’yu İran’a karşılık verirken “dikkatli düşünülmesi” konusunda ikaz etti. 7 Ekim’den bu yana İsrail’ koşulsuz destek veren ABD yönetimi, seçimler öncesi Gazze politikasını değiştirmeye başlamıştı ancak İran’ın füzeleri bunu geciktirdi. İsrail’e Tahran’ın saldırıları sırasında askeri anlamda yalnız bırakmayan ABD Başkanı Joe Biden, Başbakan Binyamin Netanyahu’ya “İran’ın saldırılarına karşılık vermeden önce dikkatli düşünülmeli. Konuya stratejik açıdan yaklaşılması gerek” ikazında bulundu. Aynı Biden, Kongre liderleriyle gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde, İsrail’e 14.3 milyar dolarlık yardımı içeren ek yardım paketinin acilen onaylanmasını istedi. Söz konusu pakette Ukrayna’ya 61.4 milyar dolarlık destek de var. Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, İsrail’in yanında durmanın gerekliliğini anladığını ve bu hafta paketin onaylanma sürecini hızlandırmak amacıyla çalışacağını ifade etti.
DIŞİŞLERİ: TARAFLAR BEKLENTİLERİNİ TÜRKİYE İLE AKTARDI
Tahran’ın İsrail saldırısıyla ilgili tavrı tartışılan Dışişleri, ABD ve İran’la temas kurulduğunu belirtti. Açıklamada, tarafların beklentilerini Türkiye üzerinden ilettiği aktarıldı. Üst düzey bir yetkili “ABD, Ankara aracılığıyla ‘herhangi bir eylemin belirli sınırlar içinde’ olması gerektiğini İran’a iletti” dedi.
Orta Doğu’da gerilimin başladığı 7 Ekim’den bu yana ilgili tarafları bir an önce ateşkes sağlanması için uyaran Türkiye, İran’ın ilk kez kendi topraklarından İsrail’i vurması karşısında 19 saat sonra açıklama yaptı. Dışişleri Bakanlığı “İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü savaşın yayılma ve tırmanma riski barındırdığına dair uyarılarımızı uzun süredir tüm muhataplarımıza hatırlatmaktayız. İsrail’in, İran’ın Şam Büyükelçiliğine gerçekleştirdiği uluslararası hukuka aykırı saldırı, kaygılarımızı haklı çıkarmıştır. İran’ın bu saldırıya yaptığı misilleme ve takip eden gelişmeler, olayların hızlı biçimde bölgesel bir savaşa dönüşebileceğini bir kez daha göstermiştir” görüşü dile getirildi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da mevkidaşlarıyla telefon görüşmeleri gerçekleştirdi; itidal çağrısında bulundu. Ankara’nın sessiz tavrı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın herhangi bir yorumda bulunmaması dikkat çekti.
“SALDIRI BİLİNİYORDU”
Ancak perde arkasında farklı gelişmelerin yaşandığı ortaya çıktı. ANKA’nın haberine göre; Dışişleri Bakanlığı’ndan üst düzey bir yetkili “İran, ‘Gerçek Vaat’ adı verilen operasyon hakkında Türkiye’yi önceden bilgilendirdi. ABD de yine Türkiye aracılığıyla ‘herhangi bir eylemin belirli sınırlar içinde’ olması gerektiğini İran’a iletti” dedi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın geçen hafta ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile görüşmelerini anımsatan yetkili “İran tarafı, tepkisinin İsrail’in Şam’daki elçiliğe yönelik saldırıya karşılık teşkil edeceğini ve ötesine geçmeyeceğini aktardı” diye konuştu. Tahran, Türkiye ve diğer önde gelen bölge ülkelerini 72 saat öncesinde bilgilendirdiğini duyurmuştu. 10 Nisan’daki Fidan ve Blinken görüşmesinde de İran’ın tepkisinin sınırlı ve orantılı olması gerektiği yönünde fikir alış verişinin yapıldığı teyit edilmişti. Aynı minvalde ABD Merkezi Haber Alma Teşkilatı (CIA) Başkanı William Burns ile Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın sürekli temas halindeydi. Ankara-Washington-Tahran hattındaki diyalog, İran’ın saldırısının tamamlanmasından sonra da devam etti. Türkiye, bundan sonraki süreçte olayların İsrail’in atacağı adımlara göre şekilleneceğini değerlendiriyor ve Batılı muhataplarından ona göre pozisyon almasını istiyor.
BASS’TAN KRİTİK ZİYARET
Öte yandan ABD Dışişleri Bakanlığı İdari İşler Müsteşarı ve Siyasi İşler Müsteşar Vekili John Bass, dün Ankara’ya geldi. Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Burak Akçapar’ın daveti üzerine ülkemizi ziyaret eden Bass’la yapılan toplantılarda Gazze meselesi 1 numaralı konu. Ayrıca 7-8 Mart’ta düzenlenen “7. Türkiye-ABD Stratejik Mekanizma” toplantısında kararlaştırılan hususlar dahil ikili ilişkiler, güncel gelişmeler, bölgesel ve uluslararası konularda görüş teatisinde bulunulması öngörülüyor.
İSRAİL’İN HEDEFİ ATEŞİ BÖLGEYE YAYMAK
Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu, Orta Doğu’da yaşanan gerginliklerle ilgili “Herkes bilmelidir ki bugün karşı karşıya kaldığımız çatışmaların baş sorumlusu işgal rejimi, İsrail’dir. İran, meşru müdafaa hakkını kullanmıştır” yorumunda bulundu. İran’ın İsrail saldırısıyla daha da gerilen Orta Doğu’yu değerlendiren Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu “7 Ekim Aksa Tufanı Operasyonu, olayların başlangıcı değil sonucudur” dedi.
Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Karamollaoğlu, şunları kaydetti: “Orta Doğu’daki son gelişmeler endişe verici boyutlara ulaşmış bulunmaktadır. Herkes bilmelidir ki, bugün karşı karşıya kaldığımız çatışmaların baş sorumlusu işgal rejimi İsrail’dir. Siyonist İsrail, Gazze’de uyguladığı soykırımı gözlerden uzaklaştırmak ve 7 Ekim’den bugüne her geçen gün kaybettiği dünya kamuoyu desteğini tekrar kazanmak için İran’ı hedef alarak şaşırtma uygulamaya çalışmaktadır. Bu amaçla İran’ın Şam Konsolosluğu’na saldırmış, İranlı general ve sivil yetkilileri katletmiştir. Böylece İsrail, ateşi bölgeye yaymayı hedeflemektedir. Uluslararası hukuku yok sayan bu saldırıya karşı İran’ın meşru müdafaa hakkı vardır. İran tarafından verilen ve oldukça makul olan karşılık, bu bağlamda değerlendirilmelidir. Her yaptığının yanına kâr kaldığı rahatlığıyla hareket eden İsrail, her şeyi bir kere daha düşünmelidir.
ABD’YE YÜKLENDİ
ABD ve gelişmiş kabul edilen ülkelerin barışı tesis etmek adına değil İsrail zulmüne açıktan destek vermek adına yarıştıklarının bir kez daha görülmüştür. Yaklaşık 17 bin çocuğu ve 35 bin kişiyi katleden İsrail’e gerekli tepkiyi göstermeyenler, peş peşe İran’a karşı açıklamalar yapmaktadırlar. Bu samimiyetsiz ve ikiyüzlü tavır asla kabul edilemez. Şimdi herkesin asıl odaklanması gereken yer Gazze’dir, işgal altındaki Filistin topraklarıdır. Herkes soykırımın engellenmesi için üzerine düşeni yapmalıdır. Katliamı bir politika olarak benimseyen işgalci İsrail’e geri adım attıracak çabalar derhal tatbikata konulmalıdır. Ülkemiz topraklarından kime ait olursa olsun, hiçbir askeri tesisin İsrail tarafından kullanılmasına izin verilmemeli ve hava sahamızın kullanılmasına müsaade edilmemelidir.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***