Bir zamanlar Diyarbakır’da yaşayan Ermeniler’in günlük hayatında önemli bir yere sahip olan ve kaybolan likör kültürü, Ermeni Yazar ve Gastronom Silva Özyerli tarafından yazılan bir kitapta yeniden hayat buldu.
Özyerli kitabında hem Ermeniler’in günlük yaşamında likörün önemine hem de likör tariflerine yer verdi.
“Gözünüz aydın dediğiniz her olay da likör vardır”, aslen Diyarbakırlı olan Yazar ve Gastronom Silva Özyerli, Ermeniler için likörün önemini bu cümleyle anlatıyor.
Ermeniler’in günlük yaşantısında önemli bir yere sahip likör kültürü yıllar önce kayboldu. Bu kültür bugünlerde bir kitapla yeniden hayata döndü. Diyarbakır’da doğan ancak yıllar önce İstanbul’a göç eden Özyerli, likör kültürünü bir kitapta topladı.
Kitabın adı ‘Amida’nın ruhu, Diyarbakır’dan İstanbul’a likörlü hayat’. Özyerli kitapta likörün günlük hayattaki yerini anlatıyor. Özyerli bununla birlikte 86 likörün tarifine de kitabında yer veriyor. Nergiz ruhu, arduçi ruhu, kakule ruhu, darçini ruhu, reyhan, leylak, vişne, mor salkım Özyerli’nin kitabında yer verdiği likörlerden sadece birkaçı.
Türkiye’nin ilk likör kitabı
Özyerli, aynı zamanda Türkiye’de basılan ilk likör kitabı olan kitabının imza gününü Diyarbakır’da düzenledi. Diyarbakır Tanıtma Kültür Yardımlaşma Vakfı’nın (DİTAV) Kültür ve Sanat Evi’nde düzenlenen imza etkinliğinden önce söyleşi yapan Özyerli, kentte yaşadığı yıllarda likörün hayatındaki yerine dair anılarını anlattı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Yazar Şeyhmus Diken Özyerli’nin bir dahaki gelişinde uygulamalı likör yapımını anlatacağını söyledi.
Söyleşinin ardından VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Özyerli, toprağı kültürüyle buluşturmaya çalıştığını söyledi. Likör kültürünün tamamen yok olduğunu söyleyen Özyerli, kitabında eski düğün geleneklerini, likör kurma adetlerini, likör hikayeleri ve tarifleri ile reçetelerini anlattığını belirtti.
Likörün hayatın her alanında olduğunu kaydeden Özyerli, “Likör kültürünün, likör yapma geleneğinin hayatın tam merkezinde olduğunu, yaşamın doğumdan ölüme kadar olan sürecinde mutlaka likör üzerinden ritüellerin, törenlerin, düğünlerin, nişanların gerçekleştirildiğini gösteriyor bu kitap. Sadece ölüm ve yas da yoktur. Ermeni kültürü için, yani Diyarbakır Hristiyanları kültürü için de olan bir şey Müslüman komşularımız da bayramda ikram ettiğimiz likörü alıp içiyordu” dedi.
En çok sevdiği likör türünün vişne likörü olduğunu anlatan Özyerli, “Türkiye’nin her yerinde vişne likörü yapılıyor. Ama Diyarbakır baharatları diğer yapılan likörlerden vişneyi ayırıyor.
Tam Mezopotamya baharatları. Bizim mutfağımızda kullanılan baharatlarla yapılan bir vişne likörü. Zaten anne kokusu olan bir likör, öyle diyeyim” diye konuştu.
“Gözünüz aydın dediğiniz her olay da likör vardır”
Özyerli, likörün Ermeniler’in hayatındaki önemini şu cümlelerle özetledi: “Gözünüz aydın dediğiniz her olguda likör vardır. Başta bayramlar tabii ki. Paskalya Bayramı, Noel Bayramı, doğum, ölüm, askere gitme, ortaklık yapma, ev alma bunların, yani birbirimize gözünüz aydın dediğimiz her olayda mutlaka likör ikram edilir. Avrupa’da nasıl şampanya patlatılıyor, bizim likör de o şampanyanın yerine geçer.”
Özyerli daha önce de yemekler üzerinde kentin geçmişini anlattığı ‘Amida’nın Sofrası’ isimli bir kitap yazmıştı.