Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

‘Siyasi mahkumları’ öldürme girişimi: Elazığ cezaevindeki skandalla ilgili 255 günde iddianame hazırlandı, Emri kimin verdiği ortaya çıksın istemiyorlar

‘Siyasi mahkumları’ öldürme girişimi: Elazığ cezaevindeki skandalla ilgili 255 günde iddianame hazırlandı, Emri kimin verdiği ortaya çıksın istemiyorlar


Elazığ Cezaevi’nde dört siyasi mahkumunun yaralanması ve birisinin rehin alındığı olayla ilgili iddianame 255 günde anca hazırlandı. İddianamede sadece gardiyanlara yönelik dava görevi kötüye kullanma (yani yatarı dahi olmayan) suçlaması yapıldı. Ama asıl suç olan silahla yaralama ve hürriyetten yoksun kılmaya ilişkin iddianame hazırlanmaması dikkat çekti. Hukukçu Dr. Gökhan Güneş ise, iddianamede yer alan skandallar zincirini anlatarak, özellikle olayın baş faili olan Gültekin Alan’ın “yukarıdan aldım” dediği emri kimlerin verdiğinin ortaya çıkmasının istenmediği belirtti.

Elazığ Cezaevi’nde 07 Temmuz 2023 tarihinde Gültekin Alan ve Fatih Oktay isimli iki adli hükümlünün aralarında KHK’lı askerlerinde bulunduğu dört siyasi tutukluyu yaralaması ve birisini rehin aldıkları olayla ilgili iddianame hazırlandı.

Gültekin Alan ve Fatih Oktay gece yarısı siyasi tutuklular Şafak Yılmaz, Murat Özdemir, Mennan Yeşilbaş ve Hasan Aksoy’u yaralamışlardı. Ömer Halis Özdemir’i öldürdüğü iddiasıyla Hasan Aksoy rehin alınmıştı. Bu olayla ilgili iddianame 255 gün sonra hazırlandı. İddianame, sadece cezaevi görevlileriyle ilgili görevi kötüye kullanma kapsamında açıldı. Gültekin Alan ve Fatih Oktay ile ilgili dosya ayrıldı.

KOĞUŞLARA NASIL GİTTİ?

Gültekin Alan, Ömer Halis Özdemir’i öldürdüğü iddia edilen tutuklularla ilgili talimatı yukardan aldığını söylediği iddianamede yer aldı. Gültekin Alan kalp rahatsızlığı nedeniyle gece hastaneye gittiği ve dönüşte gardiyan sayısını azlığından da yaralanarak olay çıkardığı belirtildi. Koğuş kapılarının kilitlenmediği ve sadece demir kolla açıldığı da iddianamede yer aldı. Gültekin Alan ve Fatih Oktay, demir kolu gardiyanlardan alarak daha önce belirledikleri koğuşlara gittikleri anlatıldı.

HÜKÜMLÜ KESİCİ ALETLE BEKLEDİ

Gültekin Alan koğuşa döndükten sonra içeride sakladığı şişi alıp gardiyanlara gösterince, gardiyanların kaçtığı da iddianamede yer aldı. Gültekin Alan ilk iş olarak daha önceden kesici aletle hazır bekleyen hükümlü Fatih Oktay’ı dışarı çıkardığı ve 1 kişiyi rehin almak suretiyle 4 kişi yaraladığı iddianamede detaylı bir şekilde anlatıldı.

‘EMRİ YUKARIDAN ALDI’

İddianamede, Gültekin Alan’ın, emri yukarıdan aldığını, Hasan Aksoy’un Ömer Halis Demir’i öldürdüğünü ve kendisinin de onun kanını akıtacağını söylediği de yer aldı. Hasan Aksoy’un Gültekin Alan tarafından 6 saat rehin alındığı ve cezaevi idaresinin kusuru nedeniyle ölümle burun buruna geldiği ve yine saldırganın vazgeçmesiyle hayatta kaldığı belirtildi.

İnsan hakları savunucu ve hukukçu Dr. Gökhan Güneş sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla iddianamedeki skandallar zincirine dikkat çekti;

225 GÜN SONRA YAZILAN İDDİANAME VE SKANDALLAR ZİNCİRİ!

Elazığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevinde 07/8/2023 tarihinde gerçekleşen vahim olayla ilgili nihayet 225 gün sonra iddianame hazırlanabilmiştir. İddianame, sadece cezaevi görevlileriyle ilgili görevi kötüye kullanma kapsamında hazırlanmış olup asıl suçlar olan silahla yaralama ve hürriyetten yoksun kılmaya ilişkin değildir. Neden bu dosyaların ayrıldığı bilinmediği gibi bugüne kadar saldırganlar hakkında hazırlanan her hangi bir iddianameye de rastlanmamıştır. Yaşan bu gelişmeler, 225 gündür üç maymunu oynanıp bizimde gündemde tutmaya çalıştığımız olayla ilgili bir şeylerin saklandığını ve özellikle baş fail Gültekin Alan’ın “yukarıdan aldım” dediği emri kimlerin verdiğinin ortaya çıkmasının istenmediğini göstermektedir.

İddianamede cezaevi görevlilerinin anlattıkları; adı yüksek güvenlikli olsa da buralarda kalan insanların hiçte güvende olmadıklarını, neredeyse en temel kuralların bile uygulanmadığını, gardiyanların iş bilmez hallerini ve işlerinde ne kadar lakayt olduklarını gözler önüne sermiştir. Yaşanan olay baştan sona planlanmış ve saldırganlar her türlü hazırlığı yapmışlardır. Plana göre; Gültekin Alan kalp rahatsızlığı nedeniyle gece hastaneye gidecektir. Çünkü gece gardiyan sayısı azdır ve cezaevinde olanlarda ya sandalyede ya da merdiven boşluklarında uyumaktadırlar. Daha önemlisi koğuş kapıları anahtarla değil, sadece demir kolla kitlenmektedir. Dolayısıyla, saldırganlar demir kolu aldıkları an, kaldıkları koğuşları önceden öğrendikleri mağdurlara saldırabileceklerdir.

Plan tam istedikleri gibi işlemiş, Gültekin Alan koğuşa döndükten sonra içeride sakladığı şişi alıp gardiyanlara gösterince, saldırganı etkisiz hale getirmeyi ya da demir kolu almayı akıllarına bile getiremeyen gardiyanlar arkalarına bakmadan kaçmış, bunun üzerine

Gültekin Alan ilk iş olarak daha önceden kesici aletle hazır bekleyen hükümlü Fatih Oktay’ı dısarı çıkarmış ve bu ihmaller ve skandallar zinciri neticesinde 1 kişiyi rehin almak suretiyle 4 kişi yaralamışlardır. Yani, gardiyanlar demir kolu almamak suretiyle mağdurları adeta ölüme terk etmişlerdir.

Skandalın boyutu, cezaevi görevlisi olan şüphelilerin ifadeleriyle ortaya çıkmıştır. Adında yüksek güvenlikli! Yazan bu cezaevinde 2018’den beri kapılar anahtarla kilitlenmemekte ve sadece demir kolla açılıp kapanmaktadır. Saldırgan Gültekin Alan’ın cezaevine geldiği 2019 yılında personele tebliğ edilip dikkat edilmesi gereken hususların hiçbirine riayet edilmemiştir.

Bu olayın baştan  sona planlı olduğunun en önemli delili de Gültekin Alan’ın, emri yukarıdan aldığını, Hasan Aksoy’un Ömer Halis Demir’i öldürdüğünü ve kendisinin de onun kanını akıtacağını söylemesidir. Tam 6 saat saldırganların elinde rehin kalan mağdur Hasan Aksoy, iş bilmez ve aciz cezaevi idaresinin kusuru nedeniyle ölümle burun buruna gelmiş ve yine saldırganın vazgeçmesiyle hayatta kalmıştır. Olayın arka planının öğrenilmesini istemeyen yetkililer de bu nedenden olsa gerek ölü taklidi yapmaya devam etmektedirler.

O zaman soralım;

-Acaba, kusurları nedeniyle insanların hayatlarını tehlikeye atan cezaevi idarecileri ve gardiyanlarla ilgili sadece bu yatarı bile olmayan suçtan dava açılmakla mı yetinilmiştir?

-Görevlerine son verilmiş midir, yoksa başka bir cezaevine tayin edilerek mi ödüllendirilmişlerdir?

-Adı yüksek güvenlikli! olan bir cezaevinde manzara buysa diğer cezaevlerinin hali acaba nasıldır?

-Saldırganlar başka bir blokta kalan mağdurları isim ve oda numaralarına varıncaya kadar tüm bilgilerini nereden bilmektedirler? Bu bilgiyi kendilerine kim vermiştir?

-Olaydan bir hafta önce Adalet Bakanı ve cezaevleri müdürünün bu cezaevini ziyaret etmeleri sadece bir tesadüf müdür?

-Böylesi skandal bir olay neden ısrarla kamuoyundan saklanmakta ve olayın arkasında kimlerin olduğunun öğrenilmesi istenilmemektedir?


***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version