Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Sanık avukatından Hakan Fidan’a: 14 Temmuz’da ailenizi neden Ankara dışına gönderdiniz?

Sanık avukatından Hakan Fidan’a: 14 Temmuz’da ailenizi neden Ankara dışına gönderdiniz?


Davanın 8. celsesini Sincan Cezaevi kampüsü içerisindeki duruşma salonunda görüldü. Duruşmaya sanıklar ve avukatlarının yanı sıra Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın avukatı da hazır bulundu.

Davayı izleyen gazeteci Müyesser Yıldız duruşmada yaşananlarla ilgili şunları aktardı:

Mahkeme Başkanı, 15-16 Temmuz’da MİT bölgesinde yaşanan olayların görüntülerine ilişkin bilirkişi raporunun dosyaya geldiğini bildirdikten sonra sanıklara söz verdi.

Sanıklardan İlkay Ateş, raporda kamera görüntülerinin gerçeği ne kadar yansıttığına dair bir değerlendirme olmadığını belirterek, “Benim talep ettiğim görüntüler gelmemiş. İlk atışın 22.30’da yapıldığı ve sabaha kadar sürdüğü söyleniyorsa tüm görüntülerin gelmesi gerekir. MİT delil karartmış.” dedi.

Mahkeme Başkanı, görüntüleri bir pilotun incelediğini kaydedince de Ateş şöyle devam etti:

“20 milimetre mühimmat atıldığından söz ediliyor. TSK’da bu mühimmatı atabilen helikopter var mı? Örneğin Cougar’lar yapabilir, ama buna ilişkin bir tespit yok. Taarruz helikopteri olarak Atak ve Cobra var. Görüntülerde silüet halinde bile görünmeyen helikopter üzerinden böyle bir değerlendirme yapılamaz. Bu raporun internet üzerinden alınmış bilgilerle hazırlandığını düşünüyorum. 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde de bir rapor vardı. İkisini birlikte değerlendirdiğimizde, en son atış saat 05.28’de yapılmış gözüküyor. Bunun MİT’le alakası yok. Uzaktan geçmiş. Sikorsky olduğu belli. 22.30’da başladı deniyor; ama burada 23.45’teki, 15-20 saniyelik bir görüntü var. Bu raporla çok bir yere ulaşabileceğimizi sanmıyorum. Bazı görüntülerde saat, tarih yok. Bunları kim niye kaldırdı?”

SANIK ASKERDEN MAHKEME BAŞKANINA: SİZİN BİLGİNİZ YETMEZ 

Sanıklardan Murat Bolat, Zafer Dolu ve Ümit Alper, Kara Havacılık ana davasında MİT’te yaşananlarla hiçbir ilgilerinin olmadığını ispatladıklarını öne sürerken, dönemin Kara Havacılık Okul Komutanı Ünsal Coşkun, MİT’in TBMM’ye gönderdiği raporda ilk ateşin 22.38’de açıldığının belirtildiği, Kara Havacılık iddianamesinde ise ilk helikopterin 22.52’de kalktığı bilgisinin yer aldığını söyledi. Özcan Karaca da şunları anlattı:

“Bu dava baştan yanlış kurgulandı. Sizin bilgi seviyeniz bunu sonuçlandırmaya yetmez. Helikopterlerin tipini tanımıyorsunuz. Diyoruz ki, bilirkişi raporu var. İhtimalle, viski deyince birileri içki anlar. Viski iki motorlu helikopterdir, tanımlanması mümkün değildir. Atak deniyorsa sanıklar arasında Atak pilotu yok. Sikorsky’nin sadece silüeti var ve burada Sikorsky pilotu da yok. Hakan Fidan’ın hürriyetinden yoksun bırakılması için birlerinin havadan inip aralıksız ateş açması, birilerinin de tutması gerekir. Kim tutmuş olabilir? Hakan Fidan ve muhtemelen adresi yine bulunamayacak olan Mehmet Görmez hangi yolla özgürlüklerinden mahrum bırakılmış? Bu davada eksik insanlar var, varsa da yanlış insanlar var. Halatla inecek, eli silahlı, yüzü maskeli bir timin olması gerekir. Gelin, daha fazla uzatmadan bu işten vazgeçelim.”

Sanık avukatlarından Ayşe Süeda Ünal, görünenle ateş yaptığı değerlendirilen helikopterlerin farklı olduğuna ve hangi sanığın hangi helikopteri ne zaman kullandığının tespit edilmediğine dikkat çekerken Av. Ayten İzmirli şöyle konuştu:

“HAKAN FİDAN GELSE ‘BİLDİĞİNİZ BİRŞEY Mİ VARDI’ DİYE SORARDIM”

“Müşteki Hakan Fidan hangi sanığın hangi eyleminden zarar görmüş; o gelmeden dava bitirilemez. MİT Başkanı İbrahim Kalın da şikayetçi gözüküyor. Her iki isim mutlaka gelmeli. Hakan Fidan, ‘Benim özgürlüğümü bu sanık engelledi.’ diye göstermeli. Sorulacak çok soru var. Örneğin Hakan Fidan gelse, ‘Eşinizi ve çocuklarınızı 14 Temmuz’da neden Ankara dışına gönderdiniz? Bildiğiniz bir şey mi vardı?’ diye sorardım. Ayrıca görüntülerin oynanmamış orijinal hallerinin dosyaya kazandırılması gerekir.”

Fidan’ın avukatı ise bilirkişi raporunun kendilerine tebliğ edilmediğini söylediğinde dosyaya baktıran Mahkeme Başkanı, sadece sanıklar ve avukatlarına gönderildiğini öğrenince, “Çıktı al, zaten az sayfa.” dedi.

Mahkeme Başkanı, Fidan’ın dinlenmesi talebinin reddiyle ilgili olarak da, “Sanıklarla doğrudan doğruya tanışmadıkları, karşılaşmadıkları için reddedilmişti.” açıklamasını yaptı.

Bunun üzerine bir sanık, “Birbirini görmeyen insanlar mı bu suçu işledi?” diye sordu. Başkan, “Onu karar aşamasında değerlendireceğiz. Savcı güzel bir gerekçe ortaya koyacaktır.” karşılığını verdi.

Son dinlenen tanık, taarruz helikopterlerinin bölük komutanı eski yüzbaşı Taha Fatih Çelik de yine İlkay Ateş’in, “Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak 15 Temmuz gecesi geldiğinde ne sordu?” şeklindeki sorusu üzerine şu iddialarda bulundu:

“7 Şubat 2017’de Ankara götürüldüğümde savcının en merak ettiği konu buydu. Çolak’ın çelişkili ifadelerinden dolayı onlar da tereddüde düşmüştü. Çolak’ın yanında Metin Gürak, İhsan Uyar, Hakan Atınç ve Ünsal Coşkun vardı. Hangarı görecek şekilde oturup, ‘Bizim taarruz helikopterleri Cumhurbaşkanının helikopterini eskort yaparken yakalayabilir mi?’ diye sordu. Kara Havacılık Komutanı Hakan Atınç muhtemelen bilmediğinden cevap vermedi. Ben, ‘Yakıt ve mühimmat az olduğunda yakalayabilir.’ dedim, hatta yine Van’da Cumhurbaşkanının helikopterini nasıl yakaladığımıza ilişkin bir olayı anlattım. O zaman, ‘Şu taarruz helikopterlerinin meskûn mahalde nasıl atış yaptığını da ortaya koyalım.’ dedi. Buna hepsi şahit. Savcı da bunu merak etmişti, ama iddianameye girmedi.”

ESKİ DİYANET İŞLERİ BAŞKANI MEHMET GÖRMEZ BULUNAMAMIŞ!

Tanıkların beyanlarının tamamlanmasının ardından Mahkeme Başkanı bir tanığa ulaşılamadığını, tebligatların iade olduğunu bildirirken, “Adı neydi, Mehmet mi?” dedi ve Savcı’dan mütalaasını sordu.

Savcı, Mehmet Görmez’in dinlenmesinden vazgeçilmesini ve dosyanın esas hakkındaki mütalaayı hazırlamak üzere kendisine verilmesini istedi.

Mahkeme Başkanı da davanın üzerinden 2.5 yıl geçmesi ve dosyanın geldiği aşama itibarıyla tanık dinlenmesi taleplerinin davayı uzatma amaçlı olduğunu söyledikten sonra dosyanın esas hakkındaki mütalaa için Savcı’ya tevdiine karar verdi. Başkan, Savcı’nın mütalaasını celse arasında sunacağını, bu nedenle 29-30 Nisan’a bırakılan duruşmada sanıkların son savunmalarının alınacağını kaydederken de, “İki günde bitirebilirsek karar açıklanabilir.” açıklamasını yaptı.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version