Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Kadın avukatlar, Türkiye’de yaşadıkları hukuksuzluğu anlattı: Gözaltı, tutuklama, taciz, işkence…

Kadın avukatlar, Türkiye’de yaşadıkları hukuksuzluğu anlattı: Gözaltı, tutuklama, taciz, işkence…


Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü… Türkiye’de 2016’da yaşanan sözde darbe girişiminden sonra hayatları alt üst olan yüzlerce avukat kadın ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Söz konusu avukatlardan bazıları, geride bıraktıkları yıllarda neler yaşadıklarını Velev’e anlattı. Keyfi olarak gözaltına alınan hatta tutuklanan onlarca, yüzlerce kadın avukatlar arasında tacize uğrayan da var; işkence gören de…

Bu avukatlardan kendi deneyimlerini paylaşarak kadınların mücadelesine destek olmak istediklerini belirten Elif Büyüköztürk, Arzu Sayar, Şeydanur Y., Sümeyye K., Hatice Kübra Gök, Özge Elif Hendekçi kendilerini bu kararı almaya iten süreci ve hegemonik erkekliğin hâkim olduğu bir ortamın bu duruma olan etkisini anlattılar.

5 yıl bebeğiyle cezaevinde kaldı

17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonları sürecinde açığa alınan ve sonrasında tutuklanan polislerin dosyalarına bakmaya başladığını belirten Av. Özge Elif Hendekçi, daha sonradan o dönemde yaşadıklarının, meslektaşlarının birçoğunun tutuklandığı ya da ülkeyi terk etmek zorunda kaldığı, 15 Temmuz’un bir fragmanı olduğunu anladıklarını ifade etti. 16 Ağustos 2017’de 8 aylık hamile iken gözaltına alınan Hendekçi, gözaltına alınma sebebinin kendisine söylenmediğini ve gözaltı sürecinde aç bırakılmak da dahil olmak üzere birçok tehdit ve baskıya maruz kaldığını belirtti. Erken doğum riski taşıması propaganda malzemesi yapılmasın diye serbest bırakıldığını ifade eden avukat, bebeği 86 günlükken tekrar gözaltına alındı. Kızıyla birlikte kaldığı, 5 yılı aşan cezaevi sürecinde pek çok acıya şahit olduğunu ve hastalara, yaşlılara, kadınlara, çocuklara yapılan zulmün büyüdüğünü belirtti.

İki günlük bebek gözaltına alındı

Türkiye’de kadınların ve çocukların güvende olmadığını vurgulayan Av. Hatice Kübra Gök, bu sözünü hakkında yakalama kararı olan hamile müvekkilinin deneyimiyle örneklendirdi. Türkiye’de hakkında yakalama kararı olan kadınların doğumdan sonra hastaneye yatış işlemi gerçekleşince polisin sistemine bilgi düşmesi üzerine hastaneye ekip gönderildiğini söyleyen Gök, hastaneye gittiğinde henüz bir gün önce doğum yapmış bir kadın ve kapısında polisle karşılaştığını belirtti. Taburcu olunca iki günlük bebeğiyle gözaltına alınan müvekkilinin artık bebeği taşıyacak gücü kalmadığı için, kucağında iki günlük bebekle sulh ceza savunması yapmak zorunda kaldığını ve gün sonunda hem anne hem de bebek ateşlendiği için tekrar hastaneye döndüklerini ifade etti.

Teoride anlatılan adaletin pratikte karşılığı yok

Mesleğinin ilk yıllarında sanık avukat, mağdur vekili, sanık, sanığın eşi, sanığın kızı gibi pek çok sıfatı taşımak durumunda kaldığını ve on günlük evliyken eşinin tutuklandığını belirten Av. Sümeyye K., fakültedeyken gelecekte yanlış bir şey yapma endişesiyle dikkatlice çalıştığı kanunların tecrübeli hakim ve savcılar tarafından çiğnenmesinin kendisine en çok acı veren şey olduğunu söyledi. Ülkesini terk etmek durumunda kalacak kadar ne yapmış olabileceğini düşünmekten kendisini alamadığını söyleyen Sümeyye K., uğruna ömrünü verebilecek olduğu adalet karşısında bu kadar çaresiz kalmayı hak etmediğini ifade etti.

Bir başkasının atık suyuyla bebeğime mama yaptım

İdealist genç bir hukukçuyken pratikte karşılaştığı adaletsizliklerle hayal kırıklığına uğrayan Av. Elif Büyüköztürk ise, yeni bir hayat kurabilmek için çıktığı yolda bebeğiyle birlikte aç, susuz, uykusuz günler geçirdiğini ifade etti. Bir başkasının atık suyuyla bebeğine mama yapmak durumunda kaldığını belirten avukat, aklından geçemeyecek şeylerin başına geldiğini söyledi.

HABERİN TAMAMI İÇİN LİNKE TIKLAYABİLİRSİNİZ…

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version