56 yaşındaki uyumsuz ama popüler İsrailli Profesör Amir Hetsroni, barışın sağlanmasından ve Filistinlilerin kendi bağımsız devletlerini kurmalarından yani iki devletli çözümün gerçekleşmesinden yana.
Polemikleriyle, kışkırtıcı çıkışlarıyla ve bazen İsrail milliyetçisi bazen de İsrail milliyetçiliğine karşı bir tavır sergilemesiyle ünlü profesör; İsrail-Filistin çatışmasını, ABD’nin Vietnam işgaline, İsrail’i de Kuzey Kore’ye benzetti. Hetsroni, İsrail Devleti’nin, aşırı yüksek vergiler ve aşırı uzun süreli zorunlu askerlik gibi uygulamalarla bireyi ezdiğini düşünüyor. Doğu Avrupa Yahudisi olmakla birlikte dine uzak bir kişi olan Amir Hetsroni, iletişim bilimci, romancı, komedyen, sosyal medya kişiliği ve vejetaryen kimlikleriyle tanınıyor. O ise kendini “ifade özgürlüğü yanlısı aktivist” olarak tanımlıyor. Hetsroni’nin belki bunların yanında kadınlarla olan ilişkileriyle yani bir anlamda (orta gelirli) playboy yönüyle dikkat çektiği de söylenebilir. Ki 2020-2021 yılında İstanbul’daki öğretim üyeliği döneminde genç bir Türk kadınla da olaylı bir ilişkisi olmuş. Koç Üniversitesi’nden kovulmasını da bu olayla açıklıyor.
Siyasete dönersek… İsrail’de Netanyahu hükümetine tepkiler artıyor. Bu tepkilerin son günlerdeki ilginç sözcülerinden biri de Hetsroni. Aslında Hetsroni Ekim’den Ocak’a kadar, sürekli Arap’ları ve Filistin’lileri hedef alan alaycı ve kibirli yorumlar yapmış, İsrail ordusunun yanında bir görüntü vermişti. Bu aylarda, İsrail ölçütleri içinde bile aşırı sayılabilecek agresif söylemlere yönelmişti. 7 Ekim saldırısından hemen sonra, “Gazze’de hareket eden ne varsa yok etmeli, Gazze teslim olmadan durmamalıyız.” demişti. Gazze’lileri “prezervatif kullanmayı ve fatura kesmeyi bilmemek”le suçlayarak, Gazze’deki hastanelerde çocukların ölmesinde büyük sorun görmediğini belirten Hetsroni, “Umarım askerlerimiz Filistinli kadınlara bikini giymeyi öğretir” gibi yüz kızartıcı cümleler kurmuştu. Hetsroni’nin kendisi de gençliğinde 3 yıl boyunca İsrail Ordusu’nda asker olarak görev yapmış.
Değişken bir ruh hali olan Profesör Hetsroni, son haftalarda, Hamas’ın 7 Ekim saldırısından sonra içine girdiği savaşçı söylemlerden 180 derece uzak. Artık hem barış yanlısı hem de İsrail’e, İsrail hükümetine, Netanyahu’ya muhalif pozisyonda. Her ne kadar bu değişim sadece Hetsroni’yle sınırlı olmasa ve İsrail toplumunun bir kesiminde sorgulama artsa da Hetsroni’nin dönüşü epey keskin bir dönüş. Gerçi Hetsroni İsrail ordusuna fanatik şekilde destek verdiği dönemde de bir yandan Netanyahu’yu eleştiriyor, İsrail ekonomisinin savaş ve boykotlardan gördüğü zarara dikkat çekiyordu. Ekonominin dini ilkelere göre yönetilmesini savunan siyasetçilerin İsrail ekonomisine zarar vermesinden yakınıyordu.
Hamas’ın 7 Ekim saldırısından sonra, Greta Thunberg’in Gazze’ye verdiği desteğe sinirlenerek, kızı yaşındaki Greta Thunberg’in özel yaşamına kafayı takan Hetsroni, Thunberg’e, Twitter’da şöyle yazmıştı: “Fakir Filistinliler’e yardım etmek için Gazze’ye taşınmanı şiddetle öneriyorum. Ayrıca orada bir koca da bulabilirsin. İsveç’tekinden daha kolay çünkü orada her erkeğin dört karısı olabiliyor. Dördüncü eş her zaman olmasa da çoğunlukla otistik oluyor.”
Dünyanın Filistin halkıyla empati kurmamasını Filistin halkının dış görünüşünün çirkinliğiyle “açıklayan” Hetsroni, Araplar’ın basit insanlar olduklarını, basit insanların da sadece basit alanlarda başarı gösterebildiğini söyleyerek, bu başarıya örnek olarak Falafel’i göstermiş, Falafel yemekten hoşlandığını belirtmişti. Irkçı, cinsiyetçi, kadın düşmanı ve yabancı düşmanı olarak tanımlanan Hetsroni’ye nefret söylemi gerekçesiyle birçok suçlama yapılmış. Ancak İsrail başsavcısı, ifade özgürlüğünü öne sürerek, ona dava açılmasını reddetmiş. Doğu Avrupa kökenli bir Yahudi olan Amir Hetsroni, “Mizrahi Musevi” adı verilen, Ortadoğu ve Afrika kökenli Yahudi’lere karşı da zaman zaman kibirli ve küstah söylemler içine girebiliyor. Örneğin bazen bu kesimin İsrail vatandaşlığını hak etmediğini söylüyor. İsrail yönetiminin aşırı sağa kaymasından da bu kesimi sorumlu tutuyor.
Hetsroni, İsrail’le ve İsrail toplumuyla fırsatını buldukça dalgasını geçen bir kişi. “İsrail’in iğrenç binalarla dolu Gazze’den daha iyi halde olmakla birlikte Avrupa ülkeleri kadar güzel olmadığını, çirkin bir ülke olduğunu, İsrail’de yaşamayı sevmediğini, İsrail’in Ortadoğu’nun İsviçre’si değil olsa olsa Arnavutluk’u sayılabileceğini”, hatta “İsrail’in savaş ilerledikçe Arnavutluk’tan çok Kosova’ya benzemeye başladığını” söylüyor. Dubai’ye kumara giden İsrailli’lerden Texas’a niteliksiz işlerde çalışmaya giden İsrailli’lere kadar, İsrail toplumunun birçok kesiti, Hetsroni’nin sivri ve kibirli dilinden nasibini alıyor. Bazı Fas kökenli Yahudi’lere bir defasında “mağara adamı” diyen Hetsroni, siyasi doğruculuk kavramına tepki olarak doğmuş gibi duruyor. Ancak Hetsroni’nin hakaret içerikli söylemlerine rağmen birçok konuda fazlasıyla bilgili olduğunu ve örneğin Fas veya Cezayir kökenli Yahudilerin tarihsel ve sosyolojik öyküsüne dair entelektüel ve sakin bir sohbet de yapabilecek kapasitede olduğunu belirtmekte yarar var.
Zaman zaman “internet trollü” olarak da tanımlanan Hetsroni, uzun süreden beri, kutuplaştırıcı söylemleri ve şok edici mizahıyla ünlü. Ağustos 2023’te de İsrail’de sokakta röportaj verirken sandalyelerle üstüne saldırılmış. O saldırının nedeni, İsrail’in Batı Şeria politikasını eleştirmesi, yani barış yanlısı yaklaşımıymış. Saldırgan, Arap asıllı bir Yahudi’ymiş… Hetsroni, son dönemde İtalya’dan, Almanya’dan Polonya’dan, Norveç’ten, hatta Kuzey Kutbu bölgesinden paylaşımlar yapıyor.
Geçenlerde Norveç Oslo Havalimanı’ndan yaptığı paylaşımda Norveç’lilerin Filistin sempatisiyle dalga geçen ifadeler kullanmış. Yani son dönemde Araplardan çok kendi ülkesinin yönetimini eleştirse de Arap karşıtlığından sıyrılabilmiş değil. Hetsroni ağırlıklı olarak siyasi yorumlarıyla tartışma konusu olsa da özel hayatına, hatta cinsel hayatına dair paylaşımlarıyla da eğlence malzemesi veren biri. Uzmanlık alanı televizyon kültürü olan ve İsrail yakın tarihine, İsrail popüler kültürüne ve İsrail ünlülerine dair ciddi bilgi birikimine sahip Hetsroni, twitlerini bazen İngilizce bazen İbranice yazıyor.
İsrail’in resmi ideolojisinden ayrışan görüşlerinden ötürü 2014’te İsrail’deki Ariel Üniversitesi’nden kovulmasının ardından (gerçi kovulma nedeninin kadın düşmanlığı olduğunu öne sürenler de var) 2020-2021 yıllarında Türkiye’de, Koç Üniversitesi’nde akademisyenlik yapan Hetsroni, “üniversiteye yakışmayan ve uygunsuz davranışı” ve “profesyonel olmayan iletişimini sürdürme konusundaki ısrarı” gerekçesi ile Koç Üniversitesi’nden de kovuldu. Hetsroni’nin Türkiye’deki öğrencilerine, Türkiye’den ayrılıp Avrupa’da eğitim almalarını ve Avrupa’ya yerleşmelerini önerdiği yazışmalarının, kovulmasında rol oynadığı da öne sürüldü.
Ancak Hetsroni Koç Üniversitesi’nden kovulmasını o dönemdeki Türk kız arkadaşının ayrılmalarından sonra ona yaptığı şantajla açıklıyor. Hetsroni’nin iddiası şu: Kız arkadaşı, ayrılmalarından sonra, ondan 10.000 dolar talep etmiş, Hetsroni bu parayı yollamayınca da onunla olan özel yazışmalarını üniversite yönetimine göndermiş. Bu yazışmalar, Hetsroni’nin, Koç Üniversitesi yönetimine ve hükümete yönelik eleştirilerini içeriyormuş. Hetsroni, daha sonra, Twitter’da kız arkadaşının ona yolladığı şantaj mesajlarının ekran görüntülerini paylaşmış. İşte bu olayın ardından Hetsroni Koç Üniversitesi’nden ve Türkiye’den ayrılmış, kısmen İsrail’de kısmen Avrupa’da sürdürdüğü yaşamına geri dönmüş.
Hetsroni’nin iki-üç hafta önceki bir twiti ise şöyle: “Gazze Vietnam’dır. Hamas, Viet Kong’dur. Netanyahu Nixon’dur. Vietnam Savaşı ne zaman sona erdi ve Nixon eve döndü? Genç Amerikalılar havalı rock müzik dinlemeyi, askere alınmamak ve yanlış bir savaşta ölmemek için Kanada’ya kaçmayı tercih ettiğinde.”
Barıştan yana olan Hetsroni, bu konuda iyimser değil. Şu anki İsrail’de o dönemin Amerika’sındaki gibi bir toplumsal dalganın olmadığını düşündüğü için savaşın bitmesini zor görüyor ve İsrail’in Gazze’ye sıkışıp kaldığını düşünüyor. Hetsroni’nin savaş karşıtı söylemleri dahi biraz ırkçılık içeriyor. Mesela geçen hafta Filistinlilerin Güney Afrikalı siyahlardan bile daha beceriksiz olduklarını iddia ederek, şunu söylemiş: “Milyarlara mal olan gereksiz savaşı durdurun. Aptal Arap’lara 1967 sınırları içinde bir devlet verin ve onları hayatımızdan atın.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***