Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Çalışma Genel Müdürlüğü’nden Agrobay işçilerine: Cebimden mi vereyim?


ANKARA – Ankara’ya yürüyen Agrobay işçilerinden Şehriban Kapaklıkaya, randevu alıp görüşmeye gittikleri Çalışma Genel Müdürü Mehmet Baş’ın kendilerini birkaç dakika bile dinlemediğini belirterek, taleplerinin karşılanmasını istediklerinde ise “Cebimden mi çıkarıp vereyim” yanıtı aldıklarını belirtti. 

 

 

İzmir Bergama’da Agrobay Seracılık’ta çalışırken Tarım İşçileri Sendikası’nda (Tarım-Sen) örgütlendikleri için işten çıkarılan 39 işçi, 23 Ağustos 2023 tarihinde başlattıkları eylemlerini Ankara’ya taşıdı. İşçiler 18 Mart’ta Bergama Kapalı Pazar yerinden başlayan Ankar yürüyüşlerini tamamladı. 

 

Ankara’ya ulaşan işçiler, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG)desteğiyle Olgunlar Caddesi Madenci Anıtı önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Ankara İl örgütü, Devrimci Sağlık İş Sendikası, Türkiye İşçi Partisi (TİP), Üniversiteli Feminist Kolektif, İlerici Kadınlar Derneği, Kaldıraç, Öğretmen Sendikası da katıldı. Açıklamada, “Agrobay işçisi yalnız değildir. Bizden çaldığınız her şeyi geri alacağız”, “Tırnaksız bıraktığınız ellerimizle yakanızdayız, bizden çaldığınız her şeyi geri alacağız” pankartları ve “Zafer direnen emekçinin olacak”, “Agrobay işçisi yalnız değildir” dövizleri taşındı. Eylemde, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek”,  “İşçiler yürüyor bakan kaçıyor” sloganları atıldı. 

 

ÇALIŞMA KOŞULLARINI ANLATTI

 

Devrimci Sağlık İş Sendikası’ndan Reyhan Boran Duru’nun Agrobay işçileri adına yaptığı açıklamada büyük çoğunluğunu kadınların oluşturduğu yaklaşık 500 işçinin çalıştığı Agrobay seracılıkta büyük hak gasplarının yaşandığına dikkati çekerek “Maaş ve tazminat hakları verilmeyen işçiler, direnişlerinin 210’uncu  gününde seslerini duyurmak için Ankara’ya yürüme kararı aldı. Tarım işçisi kadınlar yağmur çamur demeden bu kışta neden yürüyor? Agrobay serasında kadın işçilere ağır işler yaptırılıyor. Seralar jeotermal enerjiyle ısıtılıyor. Bu yüzden bazı zamanlar çalışma ortamında sıcaklık 60 dereceye kadar çıkabiliyor. İşçiler yoğun tarım kimyasallarına maruz kalıyor. Koruyucu ekipmanlar yetersiz ya da verilmiyor. Ağır kimyasallar nedeniyle tırnakları ve ellerinde yaralar oluşuyor” dedi.

 

‘BİN 803 İŞÇİ ÇALIŞIRKEN HAYATINI KAYBETTİ’

 

Duru, Eski araçların kullanıldığı, güvenlik önlemlerinin olmadığı serada işçilerin ağır işler sebebiyle ve kimyasal maddelere maruz kalmaktan pek çok sağlık sorunu yaşadığına dikkati çekti. Duru, “Kışın buz gibi, yazın cehennem gibi sıcaklıklarda işçilerin günde üç saatleri yolda geçiyor. Agrobay seracılık işçilerine tuvalete gitmeyi dahi hak görmeyen bir kölelik koşulu dayatıyor. Agrobay işçileri, iş cinayetlerinde en çok canı yitirdiğimiz, işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinin alınmadığı bir işkolunda çalışıyorlar. Tarım işkolunda son on yılda en az 1803 işçi çalışırken hayatını kaybetti” ifadelerine yer verdi. 

 

TARIM İŞ KOLUNDA CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ

 

Tarım işkolunda cinsiyet eşitsizliğinin de olduğunu söyleyen Duru,  mevsimlik tarımda çalışan kadın işçilerin toplam istihdamın yarısından fazlasını oluşturduğunu kaydetti. Duru, “Ev içindeki emeğinin karşılığını almadığı gibi, işyerinde emeğinin karşılığı olarak aldığı ücretinin denetimi de kendisinde değildir; aile otoritesi olan baba ya da eşlerindedir.  Ücretlerde toplumsal cinsiyet eşitsizliği belirgindir. Çalışma süreleri erkeklerle aynı, hatta kimi durumlarda fazla olmasına rağmen ücretler erkek işçilerden düşüktür. Göçmen kadın tarım işçileri işgücü piyasasında daha da dezavantajlı konumdadır” diye konuştu.

 

‘192 BİN İŞÇİNİN SADECE YÜZDE 28’İ SENDİKA ÜYESİ’

 

Tarım işkolunda örgütsüzlük olduğunu söyleyen Duru, “Çalışma Bakanlığı’nın verilerine göre 192 bin işçi çalışıyor ve sadece yüzde 28’i sendika üyesidir. Sigortasız çalıştırılan işçi sayısı resmi açıklamaların kat be kat üstündedir. Sendikalarda örgütlü olan işçiler de daha çok sürekli istihdam edilen orman işçileridir. Böyle bir emek rejiminin olduğu yerde, Agrobay işçilerinin direnişi, bütün seralarda, havzalarda, tarlalarda güvencesizliğin ve kölelik koşullarının dayatıldığı işçilere güç ve moral verecektir” ifadelerini kullandı. 

 

İŞÇİLERİN TALEPLERİ

 

Agrobay işçilerinin isteklerine yer veren Duru şunları söyledi: “İşten atılan işçiler işe geri alınsın. İşçilerin haksız yere damgalandıkları Kod-46 değiştirilsin. Maaşları düzenli yatırılsın. Kaliteli koruyucu ekipmanlar verilsin. Sıcaklarda soğuk su verilsin, tuvalet izinleri verilsin. Mobbing ortadan kaldırılsın. Servis koşulları iyileştirilsin. Promosyon hakkı tanınsın. Biz; burada ‘Agrobay işçileri, tarım işçileri kimsesiz değildir’ demek için toplandık. Bu direnişin zaferi, çocukluktan başlayıp emeklilik haklarına bile erişmeden ömrünü harcayan binlerce tarım işçisinin olacak. Köylünün toprağını, suyunu, emeğini, çocukluğunu, yaşlılığını çala çala büyüyen Agrobay ve benzer tüm holdinglere karşı ‘tırnaksız kadınların’ iradesinden tarafız. İşçiyiz haklıyız kazanacağız.”

 

MEHMET BAŞ İLE YAPTIKLARI GÖRÜŞMEYİ ANLATTI 

 

Ardından eylemde olan işçilerden Şehriban Kapaklıkaya, Çalışma Genel Müdürü Mehmet Baş ile yaptıkları görüşmeyi anlattı. Kapaklıkaya, “7 aydır mücadele veriyoruz, yürüyüşümüzü yapıyoruz ama hiçbir yerden bir yanıt çıkmıyor. Bugün Çalışma Genel Müdürlüğü’ne geldik, bize randevu vermişti ama birkaç dakika dinlemeye gerek görmedi sekreterine yönlendirdi. O da bizi dinlemedi bile. Hiç olumlu cevap alamadık. Konuştum, ‘Biz buraya geldik eli boş dönmeyelim. Emeğimiz için geldik sadaka için gelmedik. Neden kimse sahip çıkmıyor. Emeğimize sahip çıkın’ dediğimde bana söylediği söz, ‘cebimden mi çıkarıp veriyorum’ oldu. Ben sadaka dilenmeye gelmedim. Hakkımı almaya geldim. Sadaka dilenecek olsaydım orada dilenirdim. Yazık değil mi günah değil mi” diye sordum. 

 

 

Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version