Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

BM raportörü uyardı: Terörle mücadele yasalarının kötüye kullanılması insan haklarını tehdit ediyor

BM raportörü uyardı: Terörle mücadele yasalarının kötüye kullanılması insan haklarını tehdit ediyor


Cenevre’de İnsan Hakları Konseyinin 55. Oturumu gerçekleştiriliyor. Birleşmiş Milletler terörle mücadelede insan haklarının korunması ve geliştirilmesi özel raportörü olan Ben Saul, ilk raporunu sundu. Saul, sunumunda “terörle mücadele yasalarının yaygın olarak kötüye kullanılması küresel olarak insan haklarını tehdit ediyor” tespitinde bulundu.

BM Terörle Mücadelede İnsan Haklarının Geliştirilmesi ve Korunması Özel Raportörü olarak kısa süre önce göreve başlayan Ben Saul, terörle mücadeleye yönelik yirmi yılı aşkın süredir devam eden küresel çabaların, insan haklarına aynı derecede güçlü bir bağlılıkla eşleşmediği uyarısında bulundu.

Özel Raportör, Cenevre’deki toplantısında İnsan Hakları Konseyi’ne sunduğu ilk raporunda, hukuka aykırı öldürmeler, keyfi gözaltılar, işkence, adil olmayan yargılamalar, kitlesel gözetimden kaynaklanan mahremiyet ihlalleri ve ifade, toplanma, örgütlenme ve siyasi katılım özgürlüklerinin suç sayılması gibi insan hakları ihlalleriyle dolu bir terörle mücadele manzarası çizdi.

MASUMLARIN ÖZGÜRLÜKLERİ DE TEHLİKEYE ATILIYOR

Saul, “Terörle mücadele tedbirlerinin kötüye kullanılması sadece şüpheli suçluların haklarını ihlal etmekle kalmaz, aynı zamanda masumların özgürlüklerini de tehlikeye atabilir” dedi.

Siyasi muhalifler, aktivistler, insan hakları savunucuları, gazeteciler, azınlıklar ve öğrenciler de dahil olmak üzere sivil topluma karşı aşırı geniş kapsamlı terör suçlarının yaygın bir şekilde silah olarak kullanılmasını kınadı. BM uzmanı, gerekçesiz ve uzun süreli olağanüstü hallerin insan haklarına zarar vermeye devam ettiği uyarısında bulundu.

Saul, “Terörizme karşılık olarak uygulanan aşırı askeri şiddet, uluslararası insancıl hukuk ve uluslararası ceza hukuku ihlalleri de dâhil olmak üzere temel hakları da yok etmektedir. Sınır ötesi askeri şiddet, uluslararası meşru müdafaa hukuku kapsamında haklı olmadığı durumlarda bile devletler tarafından giderek daha fazla kullanılmaktadır” diye kaydetti.

BM uzmanı, “Birçok devlet, devletlerin insan hakları ihlalleri de dâhil olmak üzere terörizmin temel nedenlerini ele almakta başarısız olurken, bu ihlallerin cezasız kalması da endemik bir hal almıştır” diye ekledi.

Saul, ne yazık ki BM’nin de otoriter rejimleri hukukun üstünlüğü kültürü ya da insan hakları güvenceleri olmaksızın terörle mücadele yasalarını güçlendirmeye teşvik ederek sorunun bir parçası olduğunu söyledi ve “BM ayrıca terörle mücadele konusunda sivil topluma anlamlı bir şekilde danışmak için daha iyisini yapmalıdır” ifadelerini kullandı.

DEVLETLERİN TERÖRLE MÜCADELEDEN KAYNAKLANAN İNSAN HAKLARI İHLALLERİNE ODAKLANACAK

Üç yıllık görev süresindeki önceliklerini açıklayan Özel Raportör, bölgesel örgütlerin terörle mücadele ederken insan haklarına saygı göstermesini; terörizmi önlemek için kullanılan tüm zorlayıcı idari tedbirlerin insan haklarına uygun olmasını; ve devletlerin terörle mücadeleden kaynaklanan büyük ölçekli insan hakları ihlallerinden sorumlu tutulmasını ve mağdurların tam ve etkili hukuk yollarına sahip olmasını sağlamaya odaklanacağını söyledi.

Saul ayrıca terörle mücadele tedbirlerinin sivil topluma karşı kötüye kullanılmasının önlenmesi; IŞİD’le mücadele kapsamında Suriye’nin kuzeydoğusunda keyfi olarak alıkonulan 70,000 kişinin korunması; Küba’nın Guantánamo Körfezi’ndeki gözaltı tesisindeki tutukluların ve nakledilenlerin korunması; BM’nin terörle mücadele çalışmalarında insan haklarını gözetmesinin sağlanması, terörle mücadelede kullanılan yeni teknolojilerin düzenlenmesi ve terör mağdurlarının korunması konularında selefinin çabalarını sürdüreceğini belirtti.

Özel Raportör şu uyarıda bulundu: “Terörle mücadelede insan hakları, yükselen otoriterlik, ülke içinde artan kutuplaşma ve aşırıcılık, jeopolitik rekabet, Güvenlik Konseyi’ndeki işlevsizlik ve sosyal medya da dâhil olmak üzere insanlıktan çıkarma, kötüleme, kışkırtma ve yanlış bilgilendirmeyi körükleyen yeni araçlar nedeniyle artan bir risk altındadır. Büyük güçlerin insan haklarının uygulanmasında sergiledikleri çifte standart ve seçicilik, kamuoyunun uluslararası insan hakları sisteminin güvenilirliğine olan güvenini de sarsmaktadır. Devletler insan haklarına retorik bağlılığın ötesine geçmeli ve bunun yerine insan haklarını tüm terörle mücadele tedbirlerinin merkezine yerleştirmelidir.”

BEN SAUL KİMDİR?

Ben Saul, 1 Kasım 2023 tarihinden bu yana terörle mücadelede insan hakları ve temel özgürlüklerin geliştirilmesi ve korunması Özel Raportörü olarak görev yapmaktadır. Sydney Üniversitesi’nde Challis Uluslararası Hukuk Kürsüsü Başkanı olan Saul, uluslararası kamu hukuku, terörle mücadele hukuku, insan hakları ve mülteci hukuku, uluslararası insancıl hukuk ve uluslararası ceza hukuku alanlarında uzmanlığa sahiptir. Oxford, Harvard, Lahey ve Xiamen Uluslararası Hukuk Akademilerinde ve Avrupa ve Asya’da ders vermiş; uluslararası mahkemelerde çalışmış; hükümetlere, STK’lara ve Birleşmiş Milletlere danışmanlık yapmış ve 35’ten fazla ülkede uluslararası hukuk üzerine çalışmıştır.

***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version